sPOR Galatasaray - Adalet maçından bir görünüş Gene Ömer kurtarıyor Sporcular "Kırmızı eşofman" 924 Paris Olimpiyatlarında çiko- lata renkli bir Türk atleti, Ameri- kalı atletlerin — giydikleri kırmızı tu- lumlara hayret etmişti. Bunlar tulum degıl başka bir şeydi. Sordu, soruş- urdu; bunların çok faydalı olduğu- nu ogrendı Bir atletin eşofmanı ol- madan atletizm yapması imkânsızdı. Halbuki bu çikolata renkli genç de atletti ama, böyle bir şeyden haber- sizdi. Antrenörünün arkadaşları va- sıtasıyla Amerikaya eşofman sipariş etti. Çok geçmeden 1steg1ne nail o- luyor, "Kırmızı eşofman" gümrükte kendısıne teslim ediliyordu. . Bu vakanın kahramanı milli atlet Ömer Besim'in hatırasını anma zere geçen hafta Pazar günü yapılan koşunun galibine çeşitli mükafatlar arasında bir de "kırmaz eşofman" ve- rildi. Fenerbahçe - Vefa maçının he- yecanıyla coşmuş yirmibinden fazla sporsever imâmın devre arasında ar- arkaya piste giren atfetleri hara- retle alkışladı. Aralarında bir de İs- viçreli şöhret vardı. FFakat Türk gençleri bu nezih mücadelede İsviç- reli arkadaşlarına altıncılıktan fazla şana vermedi. Beşiktaşlı İlhami Koç birinci, Fenerbahçeli Ekrem Koçak ikinci gelmişti. Takım tasnifinde de birinciliği Beşiktaş kazanmıştı, Ko- -u bittikten hayli zaman sonra Mat- hatpaşâ sahasına bir atlet daha gir- di. Tribünlerin bazı köşelerinde gü- lüşmeler duyuldu. "Yarış çoktaaan 32 bitti" diye batıranlar bir birini kova- adı. Halbuki az sonra stad hoparlö- ründen "Şimdi koşan, merhum Ömer 3esim'in kardeşidir, yarışa sembolik olarak katılmaktadır" sözü duyulun- z evvel gülenler ve bağıranlar kızardıklarını hissettiler. Lakin ası kızarması gereken, bu kadar entere- san ve manevi kıymeti yüksek hadi- seyı mikrofonda bu kadar geç ilan erdi. Futbol Değişen dünya Geçen hafta Pazar akşamı bin zahmetle vasıta bulup evine ge— lebilen bir futbol meraklısı, hemen spor mecmuası koleksıyonlarını açtı ve bir şeyler aramağa başladı. İlk aradığını bulamadı. Bu 15 senelik kolleksiyonlarda bir "Galatasaray " maçına rastla yarılamıştı. Sonra "Beşiktaş - Beykoz" maçını arada. Bulmuştu: Mecmua "Lig lideri Beşiktaşın Beykoz karşısında gol re- koru k-ırdı"ğ ğını yazıyordu. Aramağa devam etti. enerbahcenin Vefayı gol yağmuruna tuttu ğunu bildiren sayfaya da rastlayınca, kolleksiyon- ları kapadı. Oturduğu koltuğa gömül- dü ve düşünmeğe başladı: Bu "Üç Büyükler"e ne olmuştu? 15 sene evvelki ligde adı geçmeyen Adalet, "nâmağlüp" Galatasaraya ilk maglubıyetı tattırmıştı. Beşiktaş vaktiyle Trekorla yendiği Beykoza farkla yenilmişti. Ya Fenerbahçe ? Ayağına gelen kısmeti tepmiş, aldığı puanlı liderliği üç günde puansız li- derlikle mübadele etmişti. Onu yenen de Vefa idi. Demek dünya değişmişti. "Üç Büyükler" sözü de siyasetteki mânasından farksız hale — gelmişti. Yahut da "büyük" sıfatından artık sadece "taraftar fazlalıgı anlaşılı— yordu. Yoksa sahada "büyük" olan, sadece "yenen"di. İşte dort gün i- çinde Adalet Galatasarayı, Beşiktaşı, — Vefa mağlüp etmişti. Ama böyle olurdu. Yoksa üç takım diğer- lerim karşılarına alıp — yedişer, seki- Beykoz - Beşiktaş maçında heyecanlı an tokat Büyükler küçüklerden yiyorlar AKİS,I6 MART 1957