K Ü L Folklor Tarihten bir yaprak eçen hafta Çarşamba günü saat 2 ye doğru Bakanlıklardaki Bul- var Palas Oteli önünden geçenler, bir an için gözlerine inanamadılar: O- tomobıller sık sık otelin önünde du- ruyor ve bu otomobillerden, altın sim- le işli kaftanlar ve işlemeli şahane eski zaman elbiseleri giyinmiş güzel kadınlar iniyorlardı. Sanki o gün Bul- var Palasın önünde tarihten bir yap- rak açılmıştı. Eski zaman hanımları aceleci adım- larla otele girdiler. Yanlarında en son modanın bütün icaplarına riayet etmiş çok şık arkadaşları vardı. si muzip muzip gülümsiyorlardı. Bulvar Palasta o gün Türk - Ameri- kan Kadınları Kültür Derneğinin bir yemeği vardı', Yemekte bir eski Türk düğünü temsil edilecekti ve yüzlerce Amerikalı hanım, tarihten birgün ya- amak üzere o gün Bulvar Palasa gelmişlerdi. Gelin odası ski hatıraları canlandırmak ve- bilhassa Amerikalı dostlara o çok eski Türk dişlerini, Türk sanatını ve Türk şevkini göstermek üzere bir es- ki zaman gelinine ait çehiz odası ha- zırlanmıştı. Bu odada 200 senelik iş- lemeli bir gelin odası çarşafı, gelin hamam takımları, nalın, el peşkirleri vardı. Bir köşede Ankaralı bir gelin ile damadın kıyafetleri göze çarpıyor- du. Eski zaman düğünlerinde yenge hanımın limonata getirirken omuzuna koyduğu bir mavi işlemeli örtü, da- Gelin ve damat Maşaallah, — maşaallah!.. 20 T Ü R madın abdest alırken, bağladığı işle- meli bir peştemal göz kamaştıracak kadar güzeldi: Eski Zzamanda giyilen terliklere gelince bunları bugün bir mağazanın vitrininde gören kadın kafiyen yadır- gamazdı. Amerikalı ziyaretçiler, Türk zevkinin inceliklerini gösteren çehiz odasından bir türlü ayrılamıyor ve birçokları 200 sene evvel yapılmış o- lan dişlerine hayranlıkla bakıyorlar- dı. Düğün İşte bu sırada duyulan saz sesleri bü- yük salonda düğünün başlamak ü- zete öldüğünü bildiriyordu. 300 kişi- den fazla olan mısafîrler ellerindeki programa şöy göz attılar ve şoyle bir notla karşılaştılar ğün hakiki bir düğün değildir. Çün- kü çok sevimli gelinimiz zaten evli- dir ve kocasının ikinci: bir izdivaca müsaade etmiyeceği de aşikârdir". Bu sevimli ve hakikaten gü- zel gelin, sahneye çıktığı zaman bir- çok hanımlâr hakiki bir düğündeymış i heyecanlandıklarını hissetmiş- Gelını temsil eden Alev Berker idi. Çok güzel bir eski Zzaman gelin elbisesi giyinmişti. Senelerin hafifçe sararttığı bu kıymetli elbise zaman- la bir kat daha güzelleşmişti. Geli- nin başı önünde idi. yaramazlık ya- parken, yakalanmış bir çocuk hali rdı. Annesinin ve kus kardeşinin refakatinde dugun yapılacak olan o- daya girdi, yerine oturdu. Bundan sonra rengârenk ve — baştanbaşa iş- li şahane elbiseleri ile misafirler, kız ve oğlan tarafları gelmeğe başla- dılar. Bu kıyafetler arasında Ayten Güreli tarafından giyilen simli işli fındıki elbise 200 senelikti ve güzelliği göz alıyordu. Kayınvalide rolüne çı- kah ve kayırıvalıdelıgı temsil eden bazı mimikleri ile göze çarpan Beria Kerem elbisesi ile de alâka uyandırı- yordu. Bu elbise vaktiyle sultan için yapılmış ve sultana uymadığından sonradan Beria Keremin ailesine sa- tılmıştı Süheylâ Vidiner de hem elbi- hem zarif hareketleri ile nazarı dıkkatı celbediyordu. Gelinin babası bir eski zaman jan- darma kumandam idi ve zamanın ih- tişamlı üniformasını taşıyordu.. Zevk- le enfiye çekmesi ve damat gittikten sonra misafir kızlardan bazılarının yanaklarını okşamak istemesi de es- kiyi canlandıran hareketlerdi. Göz kamaştıran birşey de kuşak bağlama merasiminden sonra geline takılan hedıyelerdı Hediye merasimi- ne baba başlamıştı ve misafirler, genç kızı ağır teçhizatlı bir asker gıb do- nattılar. Damadın gelişi de bir hayli heye- can yaratmıştı. Üzerinde bir paşa kı- yafeti vardı ve bu paşayı Mrs. Spiel- man fevkalâde bir surette canlandı- rıyordu Gelinip yandaki odaya götü- rüp yüz görümlüğünü takmak üzere tüllerini açtığı ana kadar fevkalâde Düğünde milli oyunlar Herkesi coşturdu ciddi idi. O andan itibaren saadete garkoluyordu. Çünkü ilk defa gördü- ğü karisini pek çok beğenmişti. Bu merasimden sonra önce damat sonra kayınpeder eğlence odasını ter- kettiler ve bundan sonra kadınlar kendi aralarında coşup eğlendiler; es- ki dansları yaptılar. Halk dansları yapanlar arasında Mrs. Dean naza- rı dikkati celbediyordu. Yemek faslı üğün bitmişti. Herkes masasına döndü ve garsonlar servis yap- mağa başladılar. Yemek düğün çor- bası ile başlamıştı; zerde ile bitti! A- merikalılar doğrusu gelin odasını ve eski zaman elbiselerini pek çok sev- mişlerdi. Fakat Zzerde için aynı şeyi söylemek pek mümkün olmıyacaktı! kte herkesin hayranlığım toplayan bir şey de Selva Tamkan ta- rafından hazırlanan dernek rumuzu oldu. Bu rumuz mektup başlığı, ro- zet olarak kullanılacaktı ve Türk - Amerikan Kadınları Kültür Derneği- ni temsil edecekti. Birkaç ay evvel açılan müsabakayı Akademinin, tez- yinat şubesinden mezun olan Selva Tamkan haklı olarak kazanmıştı: Türk motifleri ile canlandırdığı bir ay - yıldızın ortasına Amerikayı tem- sil eden Hürriyet Abidesinin başını koymuştu. Dernek başkanı Nusret Se- zel, Selva Tamkana teşekkür ederken kendısıne içine yeni rumuzun bastı- rıldığı bir gümüş tabak hediye etti.. Dışarda güzel ve ılık bir hava vir- di. Eski zamanı zevkle yadeden Ame- rikalı hanımlar kendilerini birdenbi- re pratik ve rahat elbiselerinin içinde çok mesut hissettiler. Neş'eli, hür a- dımlarla kimi büroya, kimi evlerine çalışmaya gitmek — üzere birbirlerin- den ayrıldılar. AKİS, 16 MART 1957