KİTAPLAR BÜYÜK AİLE (Samet Ağaoğlunun Hikâyeleri. Var- lık Cep Kitapları: 163 in Basım- evi, İstanbul - 1957. 94 sayfa, 100 kuruş) Zafer — gazetesinin koleksiyonlarını karıştıranlar, neşredilmiş binlerce nutuk içinde bazılarının edebiyatımı- zın parlak, şaşaalı örnekleri olduğu- nu muhakkak farkedeceklerdir. Hiç şüphesiz. Kalkınma Edebıyatımızın en parlak hitabet Örnekleri bu nutu lardır. Meselâ bır yenı çimento fabrı— kasının temel atma töreni münasebe- tiyle iktisadi hamlelerımızı belirtmek için söylenmiş bir nutukta, bir grup tasviri, Servetifünun devri muharrır— lerine taş çıkartacak bir üslüpla yer almışsa, bu nutkun Samet Ağaoğlu tarafından söylendiği hususunda eli- nizi ateşe sokabilirsiniz. Zira D. iktidarının mümtaz şahsıyetlerınden biri olan Samet Ağaoğlu, siyaset sahasında isim yapmazdan çok daha önce edebiyat dünyamızda nam ka- zanmış yazarlardan biriydi. Siyaset hayatına atılmazdan evvel neşredilen seyahat notları, hatıraları ve hikâye leri Samet gaogl unun başarılı bır edebiyatçı olduğunu ispat etmişti. Hatta Samet Ağaoğlu siyasete atıl- dığı zaman, edebiyat çevreleri bir kıymeti kaybetmerıın üzüntüsünü duymuşlardı. Zira sanılıyordu ki, si- yasetle edebiyat aynı koltuğa sıgdı— rılamaz. Filhakika Samet Agaoglu 1950 de yayınlanan kitabı "Zürriyet"- ten sonra -Kalkınma edebiyatının parlak örnekleri olan nutukları ha- riç - edebiyat âleminden elini eteğini çekmiştir. Geçen yıl Varlık yayınla— rı arasında çıkan bir kitabın - "Öğ- retmen Gafur" - üstünde yeniden Sa— met Ağaoğlu imzası görüldü. Fakat bu kitap Samet Ağaoğlunun yeniden edebiyat âlemi tarafından kazanıldı- ğım gösteremezdi. Zira bu, eski bir hikâye idi. Fakat bu yılın başında neşredilen bir kitap Samet Ağaoğlu- nun edebiyatı terketmediğini göster- miştir. Işte içinde üç hikâyeyi taşı- yan yeni kitabı, elimizde bulunuyor: "Büyü Aile"... arlık Yayınevi, bir dönüşü tes'it etmek sevinciyle olacak, Samet Ağa- oğlunun yeni kitabını nefis bir kapak İSTANBUL CADDESİ FEYZİ HALICI nın İ çıkan kitabının iİsmidir 70 Şiir 128 sayfa Bütün kitapçılardan ve Konya: N İstanbul Cad. No. 81 adresinden temin edilebilir.. Yeni AKİS, 16 MART 1957 Samet Ağaoğlu Bir koltukta iki karpuz İçinde ve ikinci hamur Avrupa kâğı- dına basmış. Arka kapakta eser, Sa- met Ağaoğlunun "olgunluk çağının en iyi eseri" olarak tanıtılıyor. Kitaba adını veren çok usun bir hikâye.. Pederşahi dü- zen üzerine kurulmuş, Tokadın Nik- sar kazasından Hacı Gıyas oğulları- nın, babaları Ölür ölmez, uzun zaman- dır göçmeyi arzu ettikleri fakat baba korkusu yüzünden yerlerinden kımıl- dayamadıkları için gidemedikleri İs- tanbula göçmeleri; İstanbulda alışa- geldikleri disiplinli aile düşeni ıçınde yaşayıp zengın oluşları; zamanla reddiye uğrayıp dağılmaları ve sonun— da ailenin fertlerinin teker teker a- kıbetlerı bu hikayenin iskeletini teş- kil € "Büyük Aile" Hacı Gıyasın dört oğlu, amcaları- nın dört kızı ile evlendırılmıştı Hacı Gıyas ölünce en büyük evlât Ferhat ailenin idaresini ele alır Niksardaki mal mülk satılır ve aile İstanbulun yolunu tutar. Boğaçiçinde bir büyük köşk satın alınır ve aile oraya yerle- şir.. Mahmutpaşada kiralanan bir handa dört kardeş müştereken tica- ret yapmaga koyulur. Devir, Meşru tiyetin iânının birkaç yıl sonrasıdır Zaten yüklü olan servet, Birinci Dün- ya Harbinin türlü daleverelerıyle büs- bütün kabarır, Boğaziçindeki köşk Ur zevk ve sefahat evi haline gelir, er- kekler metreslerden kadınlar ise mü- cevherler ve moda elbiselerden başka bir şey duşunmez olurlar, Ama her şeye rağmen bütün aile hiç sev- medikleri — Ferhatın reıslıgını tanı- makta ve ona itaat etmektedir. Gü- nün birinde Ferhat, hem kardeşleriy- le fazla yüz göz olmamak hem de daha rahat hareket etmek maksadıy— la Boğaziçindeki köşkten ayrılır, Ka- dıköye taşınır. Bu, acı Gıyas aile- sindeki ilk bölünmedir. Bundan son- ra bolunmeler birbirini kovalar. Fer- i hiç bir zaman sevmemiş olan karısı Sadiye, kocasının da diğer kar- deşleri gibi bir metresi olduğunu öğ- renince haince bir plân hazırlar: Fer- hatı delidir diye tımarhaneye attırır. Ferhadın kardeşleri, sırf üstlerinden bir baskı kalktığı için bu hikâyeye inanmış görünüp ağabeylerinin tımar- haneye atılmasına göz yumarlar. Bun- dan sonra ailede inhitat alâmetleri baş gösterir, önce ticari durum bo- zulur, servet erimeye başlar. Bu a- rada Ferhadın Almanyaya tahsile gi- den küçük oğlunun intihar haberi ge- lir. Bunu Ferhadın kızının, onu da en büyük oğlunun intiharları takip eder. Ferhat tımarhaneden çıkar, fa- kat eve dönmeyi reddederek bir tek- keye kapanır. Artık Ferhada bir ta- kım şeyler önceden malüm olmakta- dır. Meselâ Ferhat üç çocuğunun da intihar edeceğini önceden bilmektedir. Boğaziçindeki köşkte kalan üç kar- deş de köşkü satarlar, sefil ve peri- şan olurlar. Ferhadın küçüğü Abdül- muttalibin serseri oğlu, kaçar gider. Karısı buhar; kızlardan biri kör olur, sokağa düşer. Daha küçük kardeş Yakup günün birinde Ab- dülmuttalibi yakalar benim hakkımı yediniz, paramı verin der. Adamcağı- zı bir hayli hırpalar. Abdülmuttalip üzüntüsünden Ölür. fin küçük kardeş Musa, ailenin perişan olduğuna gö- rünce meteliksiz Niksara döner. Ya- kup ise Abdülmuttalibin ölümü üzeri- ne vicdan azabı içinde kıvranır. Bü- tün uğursuzluğun Ferhatta olduğu kanaatına vararak tekkeye gider ve ağabeyini baltayla — öldürür. Hikâye de böylece biter. Samet Ağaoğlunun "Büyük Aile"- sindeki diğer,iki hikayede de aynı melodram havası hâkten. Kısacası ha- roketten çok lâfa dayanan, bitmek - tükenmek bilmeyen ruh tahlilleriyle okuyucuyu bunaltan hikâyeler. Bu bakımdan Samet Ağaoğlunun hikâ- yelerinin günümüzün hikâye anlayı- şina uygun olmadığı, taban tabana zıt bulunduğu söylenebilir. Bu hikâyele- re güdük kalmış romancıklar da de- mek mümkündür. ARAYIŞ AYLIK SANAT DERGİSİ MART SAYISI ÇIKTI BAYİNİZDEN İSTEYİNİZ Haberleşme adresi: K. 193, ANKARA.