İKTİSADİ VE MALİ SAHADA Amerikalı mükelleflere bu — hakikat anlatılmalıydı Askeri maksatlar ka- mükellefleri dış için ödedikleri vergilerin boşa gitme- diğini, bilâkis gayet ucuza güvenlik- lerini satın aldıklarını öğrenmeliydi. Fairless Raporu, Amerıkan yar- retle müdafaas yapa Raporun muhafazakâr ınsanlar tarafından ka- leme alınması bilhassa çok mühim- ra yardım aleyhtarlığı muhafa- zakar muhıtlerde yaygındı ve bu kim- seler Fairless ve arkadaşlarının var- itimatla karşılıyacak- siyasetini daha kolaylıkla yürütebile- cekti. Fairless gibi düşünen insanla- rın çoğalması, hür dünyanın istikbali için iyi bir garantiydi. Polonya Devalüasyon Batıyla ticari münasebetlerini cid- di şekilde geliştirmeyi — düşünen Polonya, parasının dış kıymetini bü- yük ölçüde değiştirdi. 1 dolar 24 zlotys'e bedel olacaktı. Evvelc do lâra karşı ancak 4 zlotys veriliyordu tedbir, Batıyla ticari münasebetleri geliştirmeye herhalde rdım ede i. Polonyaya krediyle buğday, devalüasyondan mi taklit etmek arzusunda oldukları muhakkaktı. Batı Almanya Leipzig panayırı Geçen hafta 40 memleketten 9168 irma. Leipzig'in ilkbahar pana- yırına iştirak ediyorlardı, Panayırları Demir Perde gerisi memleketlerle ti- careti arttırmak bakımından iyi bir, usuldü. Polonya ve Macaristan hadi- selerinden sonra peykleri- nin istihlâk mallarını arttırmaya ka- rar vermeleri, panayırın ehemmiyeti - ni bir hayli — arttırıyordu. Doğu-Batı ari münasebetleri, büyük , ölçüde, genişleyebilirdi. 12 mıştı. — Batının Temel İktisadi Mesele: Seçmek Zarureti hükümetin sert bir şe- ütçe müzakereleri ktisadi siyasetini kilde tenkide vesile oldu. Emisyo- na baş vurma, fiat — yükselmeleri, istihlâk maddelerini bulmakta çe- kilen sıkıntı ve ticaret açığı başlı- ca şikâyet mevzuları arasındaydı. Hastalığın arazını gayet iyi gören Muhalefet sözcülerinin aynı ma- haretle hastalığın menşeine kadar gidebildiklerini iddia etmek güç o- lacaktır. İçinde bulunduğumuz ik- tisadi güçlükler, esas olarak, te- mel bir iktisadi meselenin ihma- ılerı gelmektedir: Seçmeli İnsan arzularına nisbet- mevcut kaynaklar mah- Bütün arzularımızı yerine getirmek mümkün —olmadığından, seçmek bir zaruret olarak karşı- mıza çıkmaktadır. Meselâ orta halli bir aile, aynı zamanda yaz tatiline gitmeye ve arzu ettiği buz dolabını satın almağa muvaffak 0- lamıyacaktır. Yaz tatili veya buz dolabından birini seçmek zorunda kalacaktır. Aynı düşünce iktisadi siyaset bakımından da —doğrudur, zamanda hayat seviyesini kuvvetli bir ordu bes- şehirlerimizi imar etmek ve büyük ölçüde yatırımlarda bu- lunmak mümkün değildir. Her Türk vatandaşı — yukarıda sayılan gayelerin gerçekleşmesini arzu e- decektir. Fakat madem ki hepsini aynı zamanda yapmak imkânsız- dır, o halde seçmek lâzımdır. Ak- si halde, bizim yapmayı reddettiği- miz seçmeyi bizzat enflasyon ya- nacaktır. Bilindiği gibi hiç de âdil bir hakem olmayan enflasyon fiat yükselmeleri vasutasıyla girişilen inlerin yükünü artan dar gelirlile- rini sırtına — yükliyecektir. — Artan dış ticaret açığı erişilmek isteni- len gayeleri tehlikeye atacaktır. 1950 den bu yana hükümetin iş- lediği en büyük hata, gönlün iste- diğine uymamakla beraber, bir za- ruret halinde karşımıza çıkan seç- meyi red etmek olmuştur. Hayat seviyesi yükseltilmek ıstenmıştır İstihlak maddeleri arzunun bir ifadesidir. — Kuvvetli Panayırda baş rol Rusya tarafın- dan işgal olunuyordu. Pavyonların ekserisi Rus otomobilleri, makinaları ve istihlâk maddeleriyle doluydu. Fa- kat panayırı gezen Demir Perde hal- kının gözü Batı mallarında kal- teknik üstünlüğünü hayranlıkla seyrediyorlardı. Leipzig panayırı, Doğu Almanyanın Ticaret Bakanı Hainrich Ran tara-. Doğan AVCIOĞLU bir orduya sahip olmaya çalışıl- mıştır. Bu gaye için, millit savun- maya milyarlar talısıs edilmekte- dir. Şehirlerimizi önem verilmektedir. tanbulini imarı milyarlara mal ola- ne girişilmiştir. rımlar sadece bir dır. masraf kapısı- Bu gayelerin hepsini aynı za- manda gerçekleştirmek — mümkün değildir. Nitekim netice, fiat yük- selmeleri ve i şırı ıstıhlak arzusu, ihraç malları- piyasaya çevırmektedır Devlet sektorunün yekün açığı, bütçe açığının birkaç misline yük- selmektedir. 1953' den evvel tica- mahsulün lerınııı aleyhimize dönmesi, ve kötü mahsuller durumu daha da vahim- leştirmiştir Mevcut durum nasıl düzeltilebi- lir? Her şeyden evvel bütün i dıklerımızı iktisaden hızla kalkınmak istiyor- sak, bir, istihlâk seviyesini yükselt- memek veya çok az seltmek g vacehesinde, sarih bir seklide tes- bit edilmelidir. Ancak bundan son- radır ki belli bir gaye için mevcut imkânların en iyi, şekilde kullanıl - iktisadi plân yapmadan hangi gaye için plân yapacagımı- zı tâyin etmek —gerekmektedir. Aksi takdirde, aynı zamanda is- tihlâki, —yatırımları ye milli sa- vunma; asraflarını arttırmak gibi mütenakız gayeler takip et- mekten ve enflasyondan kurtulmak mümkün olamıyacaktır. fından açıldı. Ran için bu Batıyı ıt- ham fırsatıydı. "Tüşterek — nazar" fikrini şiddetle tenkit etti. Pazar NÂTO'ya iktisadi de ticaret, ticaret için yapılmıyordu. Ticaret, siyasetin elinde, bir âletti. AKİS, 16 MART 1957