İKTİSADİ VE MALİ Amerika Yeni bütçe ve dış yardım Geçen — hafta Eisenhower Hüküm tinin 71.8 milyar dolarlık yenı bütçesinde Amerıkan Parlamentosu- un büyük ölçüde indirmeler yapaca- gı hakkındaki şayialar günün mevzu- unu teşkil ediyordu. 38 milyarı bulan milli savunma masraflarının kısılma- sı hemen hemen imkansızdı. Parla- mentonun gözü bilhassa 4.4 milyarlık dış yardım masraflarına çevrilmişti. Hiç bir seçmeni gücendirmeden dış yardım kısılabilirdi. Hatta dış yardım azaltılırsa, sevgili seçmenlere belki biraz daha az vergi ödetmek müm- kün olurdu. Dış memleketler ne hal- leri varsa görsünlerdi. Varsın Mr. Dulles dış siyasetim yürütecek vası- talardan mahrum edildiğinden dert yansındı. Senatörler ve temsilciler herşeyden evvel kendi seçmenlerini düşünüyorlardı. Muhterem seçmenle- rin paraları ne diye cömertçe yaban- cılara dağıtılacaktı. Üstelik Amerika enflasyon tehdidi altındaydı. Fiatlar sessiz sedasız, fakat devamlı şekilde yükseliyordu. Kabahat, bütçe mas- raflarım cömertçe arttıran hüküme- tindi. Bütçeyi denkleştirme zamanı gelmiş de geçiyordu. Esasen hükü- met içinde de muhterem senator ve temsilcilerin senelerden beri gönüllü avukatlığım yapan biri bulunuyordu. Maliye Bakanı Humphrey bütçe denk- liği fikrinin şampiyonuydu. Her vesi- leyle masrafların kısılacağım beyan etmeyi itiyad edinmişti. Meselâ Tür- kiyenin 300 milyon dolarlık yardım George Humphrey Amerikanın hasis adamı AKİS, 16 MART 1957 yapılması teklifini, eğer Humphrey Maliye Bakam olmasaydı Washington çok daha müsait karşılıyacaktı. Nite- kim meşhur iş adamlarının bulunduğu mutad bir ziyafette, Maliye Bakam büyük indirmeler yapmanın mümkün olduğunu söylüyordu. Humphrey'i tanıyanlar sayın Maliye Bakanının baltasını dış yardımı budamakta kul- lanacağım biliyorlardı. Zavallı bütçe direktörü acele, Humphrey'nin sözle- riyle taban tabana zıt bir beyanatta bulunmak zorunda kalmıştı. Bütçe masraflarını kısmak mümkün değil- di. Şiddetli bir nezleden muzdarip ol- masına rağmen Eisenhower, bizzat müdahale etmek lüzumunu duymuş- tu. Geçen haftaki basın konferansın- da "Amerikan emniyetine zarar ver- meden dış yardımı indirmek imkân- sızdır" diyordu. Hür dünyanın istik- bali, az gelişmiş memleketlerin ikti- sadi kalkınmasına bağlıydı. leketlere sadece ödünç para vermek de kâfi değildi. Hiç bir karşılık bekle- meden yardım yapmak gerekecekti. Zira bu memleketler, borçlarım ödi- yecek durumda deği ille rdi. Maamafih Parlamentoyu ikna etmek için Ike'- ın daha bir hayli gayret göstermesi gerekmekteydi. Dış yardımın büyük ölçüde budanmasına, ancak İIke'ın şahsı prestiji mani olabilirdi. Ancak I şahsi prestiji, homurdanan temsilcileri ve senatörleri susturabi- lirdi. Fairless Raporu aliye Bakam Humphreye ve Par- lamentoya rağmen, — Amerika halkı dış yardımın zaruretini yavaş yavaş anlamaya başlıyordu. Esasen Parlamento içinde de, büyük ölçüde ve uzun müddet dış yardıma devam et- menin Amerika için hayati bir mese- le olduğunu bilen birçok temsilci ve natör mevcuttu. Muhafazakâr iş muhıtlerı de bu gerçeği eskiden iyi görüyorlardı. Fairless Raporu bunun yeni bir deliliydi. Benjamin F. Fair- less United States Steel kumpanyası- nın eski direktörüydü. Fairless ara- larında meşhur sendikacı John Le- wesin de bu diğer altı kişiyle — birlikte, Eisenho- wer'in talebi üzerine 18 memleketi zi- yaret etmişti. Beraberlerinde götür- dükleri mütehassıslar diğer 12 mem leketin durumunu incelemişlerdi. Fa- irless ve arkadaşları, dış memleket- lerdeki seyahatlerinden bir raporla dönmüşlerdi. Muhafazakar kimseler- den müteşekkil heyetin, menfi bir raporla döneceği Üümit edilmektey- di. Bu bakımdan Trapor sürpriz teşkil etmekteydi. yet, oy birliğiyle dış yardımın zaruri ve son derece isabetli olduğu kanaatı- na varmıştı. Amerikanın selâmeti ılanıhaye yardıma devamı icap ettiri- yordu. Dış yardım yabancı memleket*' lere bir cemile göstermek için yapıl- mıyordu. Müşterek güvenlik sistemi- nin temel bir unsuruydu. Müşterek SAHADA Benjamin Fairless Yardun taraftarı güvenlik sadece askeri yardımla te- min edilemezdi, iktisadi yardım da aynı miktarda önemliydi. Rapor, bu noktayı hiçbir tereddüde: mahal bı- rakmayacak şekilde — ifade ediyordu: "Hür dünyanın güvenliği için iktisa- di kalkınma aldığımız askeri tedbir- ler kadar onemlıdır Az gelişmiş memleketlerin iktisa- di gelışmesı için Fairless Raporu susi teşebbüsün yatıranlarının tesvıt edilmesini ileri sürüyordu. t hu- susi teşebbüsün gayretleri kafî gelmı— yecekti. Hükümet işe müdahale et- mek zorunda kalacaktı. Bir çok hal- de de hibe usulüne baş vurmaktan kaçınmamalıydı. Hem de yardım gö- ren memleketlere, yardımın uzun müddet devam edeceği anlatılmalıy- di. İktisadi kalkınma uzun vadeli bir işti. O halde Amerika az gelişmiş memleketlere uzun bir zaman için yardıma hazırlanmalıydı. — Yardımı muvakkat bir meseleymiş gibi gören