men bu tasavvur hakkında ne düşün- düğünü şahsi dostlarından başkasına da anlatsın. Bu işin kâfi ağırbaşlılık- la ve zamanında yapılmaması içinde simaların sivrilmesine mani o- luyordu. Herşey bir "ton" mesele- siydi. Tenkidlerin, hatta en sertinin, zamanında ve usulü dairesinde yapıl- ması D.P. grubunda bugün mevcut ve parti için hakikaten zararlı, şahıs- lara tapınmayı pek andıran havayı dağıtabilirdi. Ama bu yapılmadığı için başka va- kalara intizar gerekiyordu. O vaka- lar, idare tarzının neticesi olarak da- ima ortaya çıkıyor, havayı değiştiri- yor. Grupta uzun vadeye ehemmiyet verilmediğinden kısa vadeli taktikler statükoyu iade ediyordu. Sonra sta- tüko bir müddet muhafaza ediliyor- du, arkadan yeni bir dalga geliyordu. Adnan Menderes rahatsız aşbakanı Cumhuriyet - Bayramı merasiminde görmeyenler, Cum- hurbaşkanı ile arasında bir ihtilâfa ihtimal vermişlerdi. Halbuki Adnan Menderes bir gün evvel İstanbuldan döndüğünde hava meydanında Celâl Bayar tarafından karşılanmıştı. Baş- bakan o gece, şehrin muhtelif semtle- rinde -meselâ Dışkapı taraflarında- imar mevzuu ile alâkalı tetkikler ya- parken görülmüştü. Bu tetkikler çok geç vakte kadar devam etmişti. Ad- nan Menderes o sırada soğuk almış- tı. Zaten Ankaraya geldiğinde pek iyi olmadığı hissedilmişti. Başbakan bu- na rağmen bilhassa gecekondu mev- zuunda yerinde tetkikler arzulamıştı. Hükümet işlerinin ya- nında Belediye işleri bu "yalnız a- am"ı yormuştu. Rahatsızlığı siyasi değil, tıbbi idi. Zaten Cumhurbaşkanı Nusret Kırışçıoglu Sal Şal AKİS, 3 KASIM 1956 Murad Âli Ülgen Şa! ile ihtilâfa düşmesine de bir sebep ldi. mevcut deği Muhalif hizip akat "hava"mn Genel Başkan le- hinde olmasına rağmen D.P. gru- bunda tenkitkâr bir zümrenin bulun- duğu biliniyordu. Milletvekillerinin bir çoğu şahıs be şahıs vaziyetten hu- zur duymadıklarım ifade ediyorlardı. Fakat bu hisler, açığa vurulmuyordu. Daha doğrusu kapalı kapılar arkasın- da kalıyordu. Tenkitkâr hizip, bun- lardan müteşekkil değildi. Fikirleri- ni reyleriyle belli etmek isteyen mil- letvekillerini ihtiva ediyordu. Meselâ Fuad Köprülünün, meselâ Nedim Ök- menin, Cihad Babanın, Muammer O- buzun, Turhan Akarca veya Osman Turanın, Kemal Baltanın buna hazır oldukları biliniyordu. Bunlar mesele- leri partinin menfaati bakımından mil lâhaza ediyorlardı. Partinin menfaa- tini anlayışları ise Murad Ali Ülgen, Süleyman Çağlar veya Nusret Kiriş- çioğlunun anlayışından hayli farklıy- dı. Kalkınmayı lüzumlu buluyorlar, fakat huzursuzluğun sebebini bu kal- kınmayı batılı manasile demokratik yollardan yapmamakta görmeye baş- lıyorlardı. Fuad Köprülünün — nüfus suiistimali meselelerindeki hassasiye- ti biliniyordu. Nedim Ökmen mali po- litikada Başbakandan ayrılmıştı. Her halde Genel Başkanın aksi kanaatte olanlar işlerin başka türlü yürütül- mesinin uzun vadeli olarak hem mem- lekete ve hem de D.P. ye daha hayır- l olacağı fikrindeydiler. Bunlar Meclisin yeni çalışma dev- resi içinde tenkid vazifelerini yapa- bilecekler miydi? Henüz söylenecek bir şey yoktu. Her halde bir fasid da- YURTTA OLUP BİTENLER irenin mevcudiyetinin Genel Başkan için avantajlı olduğu — muhakkak Havanın vaziyeti, tenkidi güçleşti yordu, fakat tenkid yapılmaması vanın ağırlaşmasına yol açıyordu. Hükümet meselesi Meclisin açıldığı şu günlerde zerinde durulan bir mesele hükümetteki münhallerle alakalıy Bazı çevreler Menderes IV. kabin nin toptan istifa edip Menderes V. ninesinin — kurulması — ihtimalind bahsediyorlardı. i. Yeni kabine demek Meclisi yeni güven oyu istemek, yeni güv oyu istemek ise Muhalefetm hucul lârına zemin hazırlamak demekti bakımdan bazı tayinlerin yapılın ihtimali daha kuvvetli görünüyor Hükümette aylardan beri münhal lundugundan, aylardan beri yakıştı ma tahminler yapılmıştı. Fakat doğrusu hangi bakanlığa kimin gel rileceğini şu anda Başbakanın tesbit etmemiş olduguydu Tayinle zamanı meselesi de muallâktay Her halde başkente avdet eden bakanın rahatsızlanmış bulunması isi biraz geciktirecekti. Buna mul bil münhal elçiliklerin bugünle doldurulacağı — anlaşılıyordu. Bak lıklar içinde en fazla alâka topla Dış İşleri Bakanlığıydı. Maliyi Başbakanın bütçeye kadar üzeri tutması ihtimali vardı. Hükümet meselesinin milletvekil rini çok alâkalandırdığı biliniyor Gönüllerde daima aslanlar yatmı ve bundan tabii bir şey olamazdı. ZI çevreler hukumettekı munhalle rulamayacağ h Suleyman Çaglar a/ a/ ?