re payı ilâve edilebilir" diyordu. Ka- rarın D fıkrasına göre de et fiatları konomi ve Ticaret Bakanlıgınc bölgelere göre tesbıt olunacaktı. Bu tesbit yapılıncaya kadar bakanlıgın emri ile valiler veya belediyeler et i- çin azami satış fiatı tesbıt edebile- ceklerdi. Ayni gün K/1049 sayılı karar da yururluge giriyordu. Bu ka rinci maddesine gore yaş meyve ve sebze, çiçek, yumurta, süt, yoğurt, peynir, tereyağının müstahsil satışla- rı serbest bırakıyordu. İkinci madde- ye göre: "Lüzumu halinde | inci mad dede yazılı malları kar hadlerine tabi tutmaya veya azami satış fiatını ve maliyet unsurlarını tesbite ve bunlar- da değişiklikler yapmaya" Ekonomi ve Ticaret Bakanlığı selâhiyetli kılın- mıştı. Bu kararın yayınlanması 1le bırlık— te İstanbul'da "tavuklar murtlamağa" baş 1Ş, kur ogan sadece kolacı dükkânlarına müşteri çekmek için vitrine asılan yaftalı bir meta olmaktan çıkmıştı. Bu defa da halkın aşın talebi soğan fiatını gö- rülmemiş bir seviyeye çıkardı. Fakat talebın nisbeten azalması ve belediye— n tanzim satışları dolayısıyla soğan fıatlarmda bir düşme başladı. Kararların yayınlandığı gün Eko- nomi ve Ticaret Bakanlığı ayrıca bir de tebliğ yayınlıyordu. Bu tebliğe gö- re mevzuatın gelecekteki tatbikatına şu görüş hakim olacaktı: "Bir taraf- tan müstahsilin malım değerlendir- mek, diğer taraftan müstehlikin öde- me kabiliyetine uygun fiat ve şart- larla mal elde edebilmesini temin et- mek maksadiyledir ki, bu defa yürür- lüğe konulan koordinasyon kararla- riyle bu iki faaliyet arasında ahenk tesisine çalışılmıştır". Bu böylece tes- bit edildikten sonra müstahsile göz- dağı veriliyordu: "Böylece yaş meyve ve sebze, çiçek, yumurta, süt, yoğurt, peynir ve tereyağının — serbest satıl- masına imkan verilmiş olmakla bera- ber müstahsilin sarih olarak bilmesi lazım gelen bir hakikat vardır ki o da Hükümetin bir taraftan — müstahsili korumak isterken di taraftan müstehliki hiçbir suretle müşkül du- ruma düşürmeye müsaade edem iyece- ğidir.Bu suretle İktisat ve Ticaret Vekaleti gayritabii fiat yükselmeleri takdirinde bahis mevzuu maddeleri tekrar fiat-bakımından tahdide tâbi tutmak yetkisini muhafaza etmişti". Tebliğin son paragrafı pek hoştu: "Malların normal akışına engel ola- cak tıkanıkları önlemeğe matuf olan yeni tedbirlerin piyasamızda ferahlık yaratacağı ve Milli, Korunma Kan nunun tanzimci rolünde bir adım daha ileri atılmak suretile müstakar bir iktisadi nizamın — teessüsüne hizmet edeceği şüphesizdir". Son dört aydır hüküm süren " istikrar" i düşündükçe insanın aklına şu sualin gelmemesi imkânsızdı: Bu tebliğ yayınlanmasa acaba daha iyi olmaz mıy AKİS, 3 KASIM 1956 rarın bi- DÜNYADA OLUP BİTENLER Budapeşte sokaklarında Rus tankları Zulmün topu, Macaristan Hürriyet uğruna Budapeşte'nin tam ortasında Gene- ral Jozeph Benni'in bir heykeli bu- lunan bir meydanda toplanan binlerce talebe, işçi ve 1zınlı asker "Rus as- kerlerı defolsun dıye bağırıyordu. eneral Benn, 8-49 yıllarında Habsbourg haneda nına karşı baş kaldıran Macar ihtilal ordusunun ko- mutanıydı. Nümayişçilerin bu mey- danı seçmeleri manasız değildi. Ta- rihleri, tıpkı Polonyalılar gibi, is- tiklâllerini elde etmek için yapılmış uzun mücadelelerle dolu olan Macar- lar, bu defa da Rus tahakkümünden kurtulmak istiyorlardı. Halkı teskin etmek için, Yugos- lavya'dan palaspandıras geri — döllen Macar Komünist Partisi Genel Sek- reteri Geroe, "Biz Macar komünist- leri, hakiki Vatanperver olduğumu- Zu ıspat ettik. Ben ayni zamanda va- tanperver olmak ve dünya isçilerini tutmak arasında bir' tezadın mevcu- diyetine inanmıyorum" diyordu. Ko- münist Geroe, vatanperver oldugunu söylemek 1htıyacın1 duymuştu. ' Ma- caristan komünizmden vazgeçmıyor— Ama Cusyanın uşağı bir Ma- caristan artık arzuya sayan değildi. Hem milliyetçi, hem komünist ol- duğunu iddia eden, fakat fazla ko- münist, az mıllıyetçı olan parti sek- reteri Ernoe Geroe- istifaya mecbur edildi. Stalinci Matyas Rakosy da- ha önce azledilmişti. PPartinin ba- sına 1951'de Titocu diye gözden dü- şürülen Janos Kadar getirildi. Polonyalılar gibi Macarların da bu günler için, Stalinin zulmünden kurtulmuş bir adamları vardı: Imre hürriyetin yumruğu Nagy.. Nag de Gomulka gibi köylüydü, enç yasta sosyalist ol muş ve gızlı faalıyetlere girişmişti Uzun yıllar Rusya'da yaşamış, 195 de Kızılorduyla birlikte Macarista na dönmüştü. 1953'te başbakan ol muştu. Macaristan sosyalizm — yo- lunda sok hızlı gitmişti: Millh gel lirin yarısı yatırımlara tahsis edılı yordu, — ziraat zorla kollektifleştiril- mişti. Nagy şöhretini, daha yu- muşak bir metod kullanmak, istihlâk maddelerini Aarttırmak ve köylüleri daha serbest bırakmak vaadıyla ka- zanmıştı. Fakat iktidara geçince vaadlarını .yerine " getirmek fırsa bulamadı, "sağa kayan" bakan işten uzaklaştırıldı. Nagi 1953'te tatbik — fırsatını bulamadığı programını şimdi tahakkuk ettirece- ğini — söylüyordu. General Ben meydanında toplanan binlerce işçi talebe ve asker de bir taraftar "Ruslar defolsun" dıye bağırırken bir taraftan da "Na diye hay kırıyorlardı. ki, yeni başbakan Nagy'nin ilk ic- raatı nümayişleri önlemek için Rus askerlerinin yardımını istemek oldu. Nagy bol taviz, cebir ve kan dökmek le, —şimdilik asayişi temini etmey muvaffak oldu. O da tıpkı Gomulka gibi, — Rus askerlerının çekileceğini hayat — şartlarının ıyıleştırılecegını vaadediyordu. — Fakat acar ha kının vaadlara karnı toktu ve bunla- ra kulak asmıyacak kadar coşmuştu Ruslardan yardım istiyen Nagy hü- kümetine karşı şimdiden yeni bit ihtilâci hükümet teşekkül etmişti Rus askerlerinin derhal çekilmesi is- teniyordu ve bu- uğurda şu satırlara yazıldıgı sırada kan dökülüyordu ar halkı da, Polonya halkı gi 17