TİYATRO, Michel Bouguet "Bitos"dâ Akıntıya kürek çeken aktör Komedinin bundan sonraki piyesi Al- ber Husson dan Yılmaz İnal'in çe- "Benim Üç Meleğim" — ko- sahneye konacak ve bu- nu V: Rıza'nın sahneye koya- cağı ve baş rolünü oynayacağı Cevat Fehmi'nin "Kleopatranın Mezarı" takip edecektir. Komedi sahnesinde besinci eser olarak William İnge'in Stop-Otobüs Durağı" medi- sini seyredeceğiz. Yekta Ataman ve Melıh Vassaf'ın çevirdiği eseri Ke- Tözem sahneye — koyacak ve başlıca rolleri Turhan Göker, ü maşah Göker. Kemâl Tözem, Neza- hat Tanyeri, Behzad Butak, Gönül ÜUlkü oynayacaklardır. Fransa Çamur banyosu Mont Parnasse'da Gaston Baty ti- yatrosunda oynayan Jean Anou- ilh'un yeni piyesi "Pauvre Bitos" nun ilk temsilinden çıkan bir münekkit, Siyah Citroen'ine binerken şöyle söy- leniyordu: "Bu piyes bana hadsiz he- sapsız otomobiller yüzünden yolların tıkanmasını hatırlattı.. Bir sürü kar- makarışık fikir, çozulmesı imkânsız düğümler halinde ortada kalıyor'" Hakikaten piyeste şey iç içe, sarmaş dolaştı. Zengini, fakırı kapi- talisti, komünisti, Robespıerreı Dan- ton'u, son kur uluş hareketi kahra- manları ve hainleri' bu simsiyah pi- yeste toplanmışlardı. Anouilh'un neyi anlatmak istediği- ni kavramak çok güçtü. Acaba bir halk adamı olan Bitos, kendini gü- lünç etmek isteyen kötü ruhlu bur- juvaları yolundan temizliyerek Sha- 22 kespear'in — Caliban'ının — intikamını mı alıyordu ? Kısacası Anouilh'un son eseri sol bir piyes miydi? Meşhur bir solcunun antraktta Koltuklan kıyıp dökmeyi teklif edecek kadar hiddet ıçınde dol aşması, bu ihtimali bir kö- şeye atmak için kâfiydi Şu zavallı Bitos Maamaüh piyes, hiç te fena baş- lamamıştı. Maxim adında zengin, kibirli bir taşra ağası, bir ihtilâl mah- kemesinin 1793'te ecdadını mahküm ettiği bir mahzende ziyafet verıyor— du. Maksadı bir çamaşırcının oğlu olan eski mektep arkadaşı Bıtosyu küçük düşürmekti. — Bitos, kurtuluş hükümetinin ileri gelen bir siması ola rak bu mıntıkaya gelmiş, bir kaç se- ne zarfında sert ve amansız kararla- rıyla şöhret yapmıştı. Davetliler, Fransız ihtilâlinin baş- lıca simalarının kıyafetlerine bürün- müşlerdi. Louis XVI, — Marie-Antoi- nette, Danton, Saint Just, Mirabcau, Camille ve Lucile Desmoulins davet- liler arasındaydı. Bitos, ziyafete Ro bespierre kıyafetinde gelm k saflığı- nı göstermişti. Hava hemen elektrik- lenmişti. Robespierre'in bu "erzats"ı, o devrin açtığı yaraları ve kinleri ha- tırlatmıyordu demek! Seyirciler ne- feslerini tutmuş, mukadder kavgayı beklıyorlardı axim, kurtuluşun ilk gunlerınde Bitos'un şaşmaz adaletinde zarar gören bir genci hizmetine almıştı. Se- yirciler, Robespierre'i idamından ev- vel başından yaralıyan jandarma Mer da'yı hemen tanıdılar. Modern Merda, tabancasını çekti ve Bitos un üstüne bir el kurusıkı ateş etti. Demır irade- li Bitos, korkudan bayılıveri İkinci perde kendisini Robespı erre rüyası yla başladı. sanan Bıtos nun — Bitos gençliğinin kötü hatıralarını bir türlü unutamıyordu. Bir çamaşır- cı kadının oğlu, iyi bir mektepte burs elde etmişti. Mektente herkes onu hor görüyor, kötü muamele ediyordu. Çamaşırcının oğlunun bütün kaba- hati gayet iyi bir talebe olmasıydı. Ğ maktadır. Maksadı, onu bir kabareye götürüp herkesin gözü önünde rezil etmektir. Böylece Bitos, hükümetteki mevkiini — kaybedecek, geldiği fakir hayata dönmeye mecbur kalacaktır. Fakat bir genç kız -bu kapkara piyes- te yegâne aydınlık nokta-, Bitos'ya a- cır, ve ev sahibinin planını açıklar. Vaktiyle evlenme teklifini reddeden bu genç kızın iyiliği, Bitos'nun kötü TU açığa vurur. Kalbi genç kıza nefret hıslerıyle dolar Zavallı aktör Pıyes muvaffakiyetli bir kaç sah- ariç, beğenilmemiş, oyun uza- dıkça seyircilerin — sıkıntısı artmıştı. Bütün münekkitlerin piyesi kötü bul- maları, Anouilh gibi bir adam dan çok şey ümit eden tıyatroseverler için acı bir sürpriz olmuştu. Aktörler piyesi kurtarmak için el- lerinden geleni yaptılar. "L'Alouette" in Dauphin'i Michel Bouguet, Robes- pierre ve Bitos'nun kafalarını taşıyan acayip mahlüka bir ruh verebilmek için erkekçe mücadele etti. Sahnede serapa sinir kesilmişti. Bütün adale- leri gergin, yumrukları sıkılı, sesi hırçın ve titrekti. Çızmelerını yere hırsla vuruyordu. Ama bir artistten anlamadığı bir rolü iyi oynaması is- tenebilir miydi? O da, bütün seyirci- ler gibi, hayatının en hazin gecele- rinden bırını yaşıyordu Gaston Baty Tiyatrosunda "Pauvre Bitos" Anouilh'un iflâsı AKİSi 3 KASIM 1956