YURTTA OLUP BİTENLER Köprülü grubu mücadelesinin çekiş- meleri başlıca mevzuu teşkil etmek- teydi. Kongre, başkanlık seçimi dolayı- sıyla hararetliydi. Köprülü grubuna mensup olan Eminönü ilçe başkası, başkanlık için kalkan elleri defalarca aydı ve Sarolcuların adayının kay- bettıgını bildirdi ü grubuna mensup kongre başkam kürsüye ge- lince ise, alkışları karşılayan pro- testo gösterileri duyuldu. Tam o sıra- da delegeler arasında başlayan mü- nakaşa yumruk kavgasına döndü. Po lis düdükleri, havada uçan şişe ve sandalya seslerine karışıyor, kadın- ların çığlıkları arasında salondaki ay- naların kırılmasından çıkan şangırtı duyuluyordu. "Partiyi batırdınız", "Hayır siz batırdınız" sesleri arasın- da iki tarafın bırleştıgı tek husus “partinin - battı. idi. Kusur dıger gruba yuklenmek isteniyordu. Bir a ra, defterlerin kaçırıldığı ihbar edıl— di ve delegeler arasında koşmakta 0- lan kahverengi elbiseli, çekik gözlü bir şahsın elinden defterler alındı. Uç kişi karakola götürüldü. Karakola gi- denler bir müddet sonra İl İdare Ku- rulu üyeleri ile birlikte otomobillere binerlerken — gülümsüyorlardı. Hak- larında her hangi bir kovuşturma yapılmasına lüzum görülmemişti. yıl da, D.P. teşkilatındaki Koprul - Sarol mücadelesi Eminönü kongrelerinden kopmuş ve süratle bü- tün ilçelere sirayet etmişti. Şimdi, Köprülü grubuna mensup olanlar. bu haftanın son günü Sultanahmette gazinoda toplantıya çağrılmış olan Alemdar ocağının kongresini bekli- yorlardı Zira, Profesör Köprülü bu ocağın kurucusu ve 1 numaralı üye- siydi. B.M.M. Açılışa hazırlık Bu haftanın başında Ankarada he- men bütü! evlet dairelerinde hummalı bir faalıyet göze çarpıyor- du. Böyle bir hal, umumiyetle canlı- lıktan mahrum odalara bir hayatiyet kazandırıyordu. Bilhassa bakanlıkla- rın istatistik işlerile uğraşan kısımla- rı rakkam peşindeydiler. Rakkamla- rın cazıplerı seçılıyordu Esas başlan- gıiç noktas man olduğu gibi 1950 idi. Ondan evvele ait malümat, sadece mukayese bakımından faydalı olacaktı. Bunlar, Cumhurbaşkanının senelik "Meclisi açış nutku" malze- mesiydi. Celâl Bayar nutkunu önümüzdeki haftanın sonunda, perşembe günü söyleyecekti. O gün saat 15'de Mec- lis en yaşlı başkan vekilinin -52 ındaki İhs Baç- aşkanlıgında toplanacak ve yoklama yapılıp ta seriyetin bulunduğu anlaşıldıgında söz Cumhurbaşkanına bırakılacaktı. Cumhurbaşkanı nutkunu — başkanlık kürsüsünden söyleyecekti. Müteaki- ben Başkanlık divanı seçimlerine ge- çilecek ve yeni başkan ile yeni baş- 8 kan vekilleri ve idareci üyeler, kâtip- ler seçilecekti. Fakat bu seçimlerin neticesi D.P. Grubunun bir gün evvel yapacagı toplantıda belli olacaktı. Zi- a D.P. Grubunun seçeceği şahsiyet- ler, Meclısın teşekkul tarzı bakımın- dan tek "şanslı aday"lar sayılıyordu. Zaten Muhalefet aday dahi gösterme- yecekti. Meclisin, bu seneki açılış celsesin- deki manzarası da değişiklik arzetme recekti. kurulmasından Cumhurbaşkanı salona girdiğin- de C.H,P. liler sessizce ayağa kalkar- D. P liler ise oturdukları yerde alkışlarlardı Bu sene Hür. P. men- supları oturdukları yerde sessız ka- lacaklardı Nitekim geçen sen Hür. ensubu olarak degıl 19 lar İismi altında öyle vaziyet almışlardı. Demokrasi ve Cumhurbaşkanı nkaranın siyasi çevrelerinde bu haftanın içinde, j Cumhurbaşkanı Celâl Bayarın Maeclisin bu Üçüncü toplantı devresini açış nutkunun ilk iki devreyi açış nutkundan esas iti- barile farklı olmayacağı mütaleası i- leri sürülüyordu. geçen şene 5 Kasım 1955 tarihini taşıyan nüs- hasında 1 Kasım günü Mecliste ge- çenleri anlatırken nutku dinleyen- lerden bahisle şöyle diyordu: "Hiç bir tereddüde mahal bırakmayacak şe- kilde anlamışlardı ki Cumhurbaşkanı Celâl Bayar Başbakan Adnan Mende- resin Demokrasi yolundaki gidişini tamamile tasvip etmektedır ve ken- disile yüzde yüz beraberdir yıl da nutuktan aynı ıntıhaların edmıl— mesi ihtimali çok , kuvvetliydi. Gecen sene Cumhurbaşkanı 1954 seçimlerini mütekip çıkarılan Kırşehir nu, eçım anunu ve Emeklilik Kan gibi — kanunların tesırlerınden bir defa dah setmişti. , Bu yıl Celâl Bayarın, Toplantı ve Gösteriş Yürüyüşleri hak- kındaki yeni asın nunu gibi kanunların da tatbikatta memle- ket içi son derece hayırlı neticeler yerdiğini ilâve etmesini bekleyenler Ankarada çoktu. Bunlara göre Cum- hurbaşkanı bu kanunları yurekten tasvip ediyordu ve bılhassa Basın Ka- nununun İlüzumuna — şiddetle ıhtıyaç duyulduğu kanaatindeydi. Zaten Dev let ve hukume aşkanlarının Demo rasi i mevzuunda tamamile eş prensıplere sahip bulundukları artık hiç kimsenin meçhulü değildi. Fakat iyi haber alan çevreler Cum- hurbaşkanının nutkunda bu mevzu- un kısa olacağı, esas ağırlığın Kal- kınma ve İktisadi Istıklal Savaşı ba- hislerine verileceğini belirtiyorlardı. Her bakanlıktan etraflı malumat is- tenilmesi bu sebebe — bağlanıyordu. Malümat peyderpey alâkalı makama takdim olunmuştu. Nutukta Dış po- litika gelişmeleri hakkında da iyimser mütalâalara rastlanılması ve bilhas- sa hükümetin paktlar mevzuundaki görüşünün desteklenmesini beklemek gerekiyordu. İmar meselesi ise, şüphe yok kı nutkun bu sene esasını teşkil edece Başkanlık divanı muamması una mukabil, bu haftanın ortala- a kadar uzerınde müsbet sey soylenl meyen mesele Meclis başkanlık divanı seçimleriydi. karanın D. P. çevrelerinde Prof. Fu ad Köpriilünun Dış işleri bakanlığın- dan ayrılmasından bu yâna ilk de- fa olarak Meclis çalışmalarına 1 Ka- sım günü katılacağı söyleniyordu. Fuad Köprülü ile Nedim Ökmenden birinin, aralarında anlaşma yapılmak suretile Meclis başkanlığına, namzet- liğini koyması bir çok - Demokratı memnun edecekti. O takdirde D. P. Genel başkanlığı namzedinin Refik Koraltan olmıyacagı muhakkaktı. Ü- zerinde durulan isim ise, Sıtkı Yır- calı idi. Refik Koraltanın iki eski bakandan biri karşısındaki seçilme şansı zayıftı.. Buna mukabil Sıtkı Yırcalı, kuvvetının bir kısmını hâlâ muhafaza ediyordu. Fakat Köprülü Ökmen adaylıklarını koymadık- ları takdirde Refik Koraltanın Mec- lis başkanlığı tabii görülüyordu. Böy- lece bu haftanın başında pek çok şey iki müstafi bakanın hareketi- ne bağlı kalıyordu. Möeclis baş- kanlığı meselesi D.P. içindeki kuv- vetler muvazenesini ortaya çıka- racak. mühim Ur hadise halini alıyordu. Bu haftanın başında An- karadaki kanaate gore muvazeneyı şöyle ifade etmek di: Köprülü veya Ökmene karşı Genel Başkanlık adayı olarak Koraltan çıkarılırsa bi- inciler kazanır, fakat Genel baş- kanlık adaylıgım Yırcalı kabul eder- se birinciler yüz küsur rey alabilir- ler. Bu, aslında çok mühim mana taşıyan bir hareket olur ve Demok- rasiyi D. P. grubu içinde mesul hü- kümet adamlarından başka türlü an- layanların kısa istikbaldeki — şansı- nı çok arttırır. Fakat bir mesele, o zümrenin men- suplarını düşündürüyordu: Köprü- lü veya Ökmen böyle bir hareketın lideri olacak çapta mıdırlar? — Zira bu neviden seçimlerin seçim günü kazanılmadığı herkes tarafından bi- Hiniyordu. Çok müsait — havalarda dahi bir takım tereddütler yüzünden kulis faaliyetinin ihmal edilmiş ol- ması evvelce bazı fiyaskolara — yol açmıştı. Köprülü de, Ökmen de hü- kümetten ayrılmalarına muhım rensip —anlaşmazlıkları — sebebiye verdiği halde kendı görüşlerini açık— lamaktan çekinmişlerdi. Sonra, me- sele mutlaka Meclis başkanlık di- vanını kazanmak değildi. — Adaylığı kabul ettiği takdırde - henüz katıy— yet kesbetmiş bir şey yoktu lâ D. P. Gen lBaşkanlıgı tarafından desteklendiği bilinen Sıtkı Yırcalıya karşı -ki ona verilmiş reyler, P. Genel Başkanına verılmış sa- yılacaktı - alınacak reylerin miktarı belki de Başkanlık divanını kazan- maktan da ileri bir mana taşıyacak- . Ama, liderlik — namzetleri bunu anlayacaklar mıydı ve asıl' mü acaba bu zevatın içindeki . kıvılcım çoktan sönmemiş miydi? Bu sırada Nedim Ökmen uzun ayrılıktan sonra AKİS, 27 EKİM 1956