K I PSİKOLOJİK YÖNDEN DÜNYA BARIŞI İMKANLARI (Yazan: Mitat Atakurt. — Yeni Matbaa - Ankara 1956. 108 sayfa, 500 kuruş). Psıkoloıık Yönden — Dünya Barışı İmkânları" adlı kitaba nedense bir de İngilizce ayni manaya gelen "The Possibilities For a World Peace from a psychological Standpoint" adı konmuş. Hıfzı Oğuz Bekata'nın yazdığı ta- nıtma Yyazısı Tolstoy'dan bir cümle ile başlıyor: "Eğer cemiyetin niza- mı bozuk ise ve küçük sayıda bir in- san zümresi ekseriyete hakim ve bu ekseriyeti tazyik ediyorsa, tabiat kuv- vetlerine çalınan* her galebe kaçınıl- maz bir şekilde bu hakımıyet ve taz- yiki ancak arttırmaya yarar. Bugün olmakta olan da budur" Bekata, Tolstoy'un bu satırları yazalı yarım yuzyılı geçtıgını belirttikten sonra o gün olmakta olan hâlâ devam etmektedır hükmüne vararak ilim ve medeniyetle beraber despotizmin de ilerlediğim, geliştiğini belirtiyor ve elimizdeki ilerlemesine bir set çekmek için yazıl- dığını söylüyor. Kitabın yazarı Mitat Atakurt ki- tabının başında çerçeve içindeki bir yazıyla kitabı şöyle tanıtıyor: "Bu kitap: İnsanlığın hayırlı evlâtların- dan Aziz Atatürk'ün Yurtta sulh, cihanda sulh prensibinden ilham alı- narak yazılmıştır. Psikolojik yönden ipuç- vermek suretiyle, zihinleri ba- rış yolunda faaliyete sevkederek, ha- kiki imkânları araştırıp buldurmak- tır. Gayretimiz: Barış yolunun aydın- lık ve insan kudretinin bu işe yeter ölçüde olduğunu belirtmektir" diyor. Dört bölüme ayrılan kitap birinci bölümde: Medeniyet; şimdiye kadar- ki anlayış ve tefsirler ne olması ge- rektiği, mana ve şüm İkinci bölümde: lnsan ve İnsanlı- ğın tarihçesi, Harbin tarihçesi ile Bırleşmış Milletler; ncü bölümde: Tek insan kud- retinın küçüklüğü, Dünya barışı yo- lunda kimlerin emeğine ihtiyaç ol- duğu, Harbi doğuran sebepler ara- sında, iktisadi olduğu kadar psiko- lojik sebeplerin de bulunduğu. Eği- timin milletlerarası tesanüdü temin bakımından rolü; Dördüncü bö lumd ise yukarıdaki üç bölümün ışığı artında nasıl bir sonuca varılabileceğini ıncelıyo Bunlardan da birkaç örnek verme ıste Imal edilen her tüfek, inşa edilen her harp gemisi; üşümüş olup da ısıtılamıyanlardan, aç olup da doyu- rulamıyanlardan çalınmış bir şeydir" D. Eisenhower. "Güneş yalnız iyi insanlar için de- AKİS, 27 EKİM 1956 kitabın bu despotizm. TAPLAR ğil, aynı zamanda kötü insanlar için de doğar". Hazreti İsa "Bir saat adaletle 1ş görmek, kırk yıllık ibadetten hayırlıdır" Hazreti Dünya vatandaşları, haset, açgöz- lülük ve kinden uzaklaşacak şekilde terbiye edilmelidir" Atatürk. "Ya devlet adamları mütefekkir, veya mütefekkirler devlet adamı ol- malıdır" Eflâtu "Hayatı mıllet tehlikeye mâruz kalmadıkça, harp bir cinnettir". Ata türk. "Üçüncü bir dünya harbinden son- ra insanlık hayata ancak ok ve yay- la başlıyabilecektir" Eınste İşte Mitat Atakurt'un P ikolo jik Yönden Dünya Barışı, Imkanları adlı. kitabı, fikirlerinin doğru olup olmadığı bir yana, sıkılmadan ve yorulmadan okunabilecek bir kitap- EGE KIYILARINDA (Müveddet Türkufur'un roma eni Mersin Matbaası Mersin 1956 128 sayfa, 800 kuruş). ge Kıyılarında adı. ilk defa duyulan bir kadın romancının e- seridir. Kitabın arka kapagındakı tanıtma yazısına göre: "Ege Kı- yılarında; İkinci Dunya Harbi sıra- larında zeytin ağaçları, çamla kaplı dağları, pamuk tarlalarını, köpük kö- pük denizi, palmiyelerle suslu yollor- d develerin çıngıraklarını, imbat yetiyle sallanan balıkçı ağlarım, kü- çük adanın karşısında sıralanmış il- çenin damları arasında yüksek iki iki büyük sır gibi duran köşkü ve bu köşklerde geçen romantik aşk, mu- Müveddet Türkuğur Romantik — yazar harririn kendine haa bir buluşla yaz dığı, Ege Kıyılarında sizi sonun kadar surukleyecek aşk romanlarını en kuvve i ve en zevkle okunan olacaktı ıtabı çınca kapak resmini sayfada bir ikinci defa daha seyre tikten sonra, bunu takip eden say falarda biri "Çocuklarıma" diğer "Bekleyiş" adını taşıyan iki şiir bu luyoruz. Demek Müveddet Türkuğur yalnız romancı değil ayni zamanda şair de. Zaten romanda da yer yer mevzu ile alâkalı şiirler serpiştin mMmiş. Roman, bütün kadın romancılar mıza has bir girizgâh ıle başlıya Şöyle ki: İlk cümlede "ağustos bö ceklerinin öttüğü" ifade edılıyor On dan sonra "dimdik göğüsleri, ileri doğru fırlamış, toprağa sereserpe u zanıvermiş, şortlu bir kız" tasvir e diliyor. Biraz sonra anlıyoruz ki b genç kız, bir yargıçtır. Yargıç bira bahçeyi çapalayan bahçıvanla — ya renlik eder, sonra denize girer, nen cede de tatlı ve değişik sesiyle" bu şarkı tutturarak köşke girer. Köş kün adı Beyaz Köşktür. Eger anla tısta bir yanlışlık yoksa, bütün bu işler sabanın alaca karanlıgında bal lar ye nasıl olur bilinmez — Yargı Beyaz köşke girdiğinde her yere ak samın karanlıgı çökmüştür. Bu ara a ge'nin turistik davasının nasıl halledilebileceğini, harbin — "bir ik buyuk fabrikatörün kâr etme oyu nu" olduğu seklindeki orijinal tar- lifini de Müveddet Turkugur un kıy metli kaleminden öğreniveriyoruz. Sonra Beyaz Köşkün tasviri ge liyor. Yargıç'ın dudaklarındaki şarkı ile birlikte 'köşke giriyoruz: mer merdivenler ve mermer salon sı hane idi. Tavanları en güzel renk lerle dekoratöre edilmişti. Fransız stili tafta çiçekli, ipeklilerden — ta kımlar, penbe ve beyaz lekelerde salona daha da guzellık veriyordu. Tasvir böylece uzayıp gidiyor. Burada romandaki hikâyeyi uzu uzun anlatarak romanı okuyacak c tanların keyfini kaçırmak istemiyo Yalnız yazarın dili ve ifade hu susiyetleri hakkında okuyucuya bir fikir vermek üzere bir pasajı olduğu gibi nakledelim yeter "Cumartesi günü toplantıya Lal de çağırılmıştı. Derneğin en büyük yıllık toplantısı idi. İzmir Valisinin hanımı fahri başkan olduğu için on lar da çağırılmıştı. Dernek üyeleri tamamlanmıştı. Tu rist gazinosunda adım atacak ye: yoktu Kapıda siyah Kadillak gibi bır araba durdu. İlçe bayın hanım ve peykleri gelenleri karşılamak i çin koştular. Lâle arabanın plâkasın okudu. İzmir, yazıyordu. — Kendisini bır yer arıyordu Omuzundan bir e tu Sanırız ki bütün bunlar "Ege Kı adlı romanın nasıl bir roman olduğu hakkında sizlere şöy lece bir fikir vermiştir. Vaktiniz pek bolsa ve memlekette roman adı al tında neler yazıldığını öğrenmek ve gülmek istiyorsanız bu kitabı alıp o kuyabilirsiniz. 21