DÜNYADAOLUPBİTENLER Polonya Yeni ufuklar eçen haftanın son günü, Paris'te ıkan tanınmış "Le Monde" ga- zetesinin Polonya muhabiri Philippe Ben'in bildirdiğine göre, Doğu Al- manyada bulunan Rus kuvvetleri Po- lonya sınırlarını aşarak Varşova ü- zerine yürümeye başlamış bulunuyor- lardı. Gene Philippe Ben'in belırttıgı— ne göre, Rusların bu hareketi, Stalin devrinde komünizm prensıplerınden inhiraf etmiş olmakla suçlandırılarak Partiden ihraç edilen Gomulka'nın şu günlerde tekrar Polonya Komünist Partisi birinci sekreterliğine getiril- mesi hadisesiyle yakından alâkalıydı. n Cumartesi günü birdenbire girişilen askeri hareket, ne de hare- ketten bir gün önce Sovyet idareci- lerinin Varşova'ya yaptıkları ani yol- culuk başka türlü isalı edilemezdi. Bilindiği gibi, son günlerde, Polon- yada olağanüstü bazı olaylar cereyan edıy ordu. Bu olağanüstü olaylar zin cirinin ilk halkasını Poznan isyanı teşkil ediyordu. Pozan ayaklanmasının sebeple- ri görünüşte hayat pahalılığı ve işçi ücretlerinin aslığıydı. Ancak bu görünüşteki sebeplerin arkasında re- i hoşnutsuzluklarının — yattığına şüphe yoktu. Tarihin en talihsiz mil- letlerinden biri ve belki de başlıcası olan Polonya, ötedenberi hürriyet ve bağımsızlığın hasretini çekiyor, bun- lara ulaşmak için takib edilmesi ge- reken en kestirme yolun Rus boyun- duruğundan kurtulmak olduğunu bi- liyordu. İçerde insana hak ve hürri- yet tanımayan, dış politikada da ken- di çizdiklerinden ayrı bir yol tutul- masına tahammül edemeyen Ruslar Polonyanın hakimi kaldıkça, Polon- Gomulka Bayrak yalılar birer köleden başka şey ola- maz, asırlarca uğrunda didindikleri hükümranlık ve bağımsızlıklarını da- a uzun zaman kazanamazlardı. Bu yıl, 28 Haziranda Poznan sokakların- da çınlayan "Kahrolsun Ruslar" ses- leri, bu bakımdan, "Ekmek istiyoruz" seslerinden daha kuvvetli çıkıyordu. İkinci Dünya Harbi sonunda Polon- ya, asırlarca uğrunda didindiği hedef- lere ulaşmak üzere olduğunu sandığı günler görmemiş değildi. Polonya, Demirperde gerisinde kalan devletle- rin en ileri ve en medenisiydi. Boyle bir devletin idarecileri de, Rusy ne kadar bağlı olursa olsunlar elbet te zaman zaman benliklerini hissede- çekler ve kendi başlarına iş görmek ihtiyacım duyacaklardı. İşte bu ihti- yacı duyan ilk Polonya idarecisi de gecen haftalar içinde tekrar iş başına getirilen sabık komünist lider Go- mulka olmuştu ve Gomulka'nın Po- lonyayı Rusyadan bağımsız olarak i- dare etmeye kalktıgı günler de Yu- goslavyada ito'nu Stalin'e kafa tuttuğu günlere rastlıyordu. Ancak Gomulka Kremlin'e karşı gırıştıgı mücadelede Tito kadar şans- l1 çıkmadı. Tito'nun arkasında, bütün Yugoslav halkı ile beraber, Yugoslav Komünist Partısı idarecileri de bulu- nuyordu. Halbu omulka'nın arka- sında sadece Polonyalılar yer almış- tı. Polonya Komünist Partisinin diğer idarecileri ise Stalin'i — tutuyorlardı. Bu bakımdan, kısa bir karışıklıktan sonra, Gom ulka Partiden atıldı ve Polonya tekrar koyu bir istibdat ha- vası içine girmekte gecikmedi. Po- lonya tekrar rahat bir nefes almak üzere olduğunu sanmak için Stalin sonrası devlini beklemek sorunda ka- lacaktı. Stalin'in ölümü ve Sovyet Komü- nist Partisinin XX. Kongresinden sonra Demirperde gerisi devletlerinde girişilen yenilik ve — serbestlik' hare* keti en çok Polonyada gelışmek isti- dadını gösteriyordu. İkti a bulu- nan Cyrankiewicz hukumetı yaratı- lan bu yeni havadan faydalanarak bazı liberal hamleler yapmaya ve hal- kın yeniden itimadını kazanmaya ça- lışıyordu. Gomulka'nın itibarı iade edilmiş, yazı hürriyetinin sınırları ge- nışletılmış, işçilere — sınırlı da olsa, söz hakkı tanınmış ve Polonya eko- nomısının liberal temeller üzerine 0- turtülmasma göz yumulmuştu. Ancak bu yenilikler hürriyet ve bağımsızlı- ğına susayan Polonya halkım tatmine kâfi gelmiyordu. Halka göre, böyle yarım ve geçici olabilecek tedbirler değil, daha köklü tedbirler, alınmalıy- dı. Halkın bu duşuncesının Poznan karışıklıklarındakı payı büyüktü. O zamana kadar Polonyadaki ge- lişmeleri memnunlukla seyreden Sov- yet idarecilerinin Poznan hadiselerin- den sonra işlerin çığrından çıkmasın- dan endişe etmeye başladıklarına şüp- he yoktu. Hele Polonyalıların tekrar Gomulka'yi iş başına gelmiş görmek Mareşal Tito İlham — veriyor istemeleri, bu endişeyi daha da art- tırmış ve 'Rusları Polonyaya karşı ta- kip ettikleri siyasette yüz seksen de- recelik bir dönüş yapmaya zorlamış- tı. Geçen cuma günü toplanarak Go- mulka'yı yeniden Parti birinci sekre- terliğine intihab eden Polonya Ko- nist Partisi merkez komitesinin sekizinci oturumunun arifesinde Sov- et Komünist Partisi birinci sekreteri Krutçef'in beraberinde Molotof, Ka- ganoviç ve Mikoyan olduğu halde Varşova'ya yaptığı — yolculuk ve bu yolculuğun hemen ertesinde Doğu Al- manya'da bulunan Rus kuvvetlerinin giriştiği hareket, Rus endişelerinin büyüklüğünü daha iyi — değerlendir- mek için bulunmaz kriterlerdir. İnanmış bir komünist ve herşeye rağmen Rus dostluğuna kıymet ve- ren bir politikacı olmasına rağmen Gomulka'nın iş başına geçmesi Rus- ları neden dolayı bu kadar endişe- lendirmektedir? Bu sualin cevabım vermek pek güç olmasa gerektir. Gerçi Sovyet Rusya Demirperde geri- si devletlerine Stalin devrini unuttur- mak istemektedir ama bu unutma peyklerin elden çıkması bahasına ol- mamalıdır. Son günlerde peyklerin kendi başlarına hareket sevdasına kapılıp Yugoslavya'yı örnek tuttuk- larını gösteren işaretler mevcuttur. Polonyada Gomulka tekrar iş başına çağrılmakta, Macaristanda Nagy'nin Başbakanlığa getirilmesi bahis mev- zuu edilmekte, bunlar yetişmiyormuş gibi İtalyan ve Fransız komünist par tılerınde de Rusya yerine Yugoslav- ya'ya doğru bir yaklaşma görülmek- tedir. Sözün kısası, komünist dünya- sında, Sovyet Rusya yerini Yugos- lavya'ya ve Titoculara kaptırmak ü- AKİS, 27 EKİM 1956