BASI N Gazeteler Tercüman'ın macerası G eçen haftama sonunda perşembe günü. Demokrat Partinin sene- lerden beri mılyonlar sarfederek ha- zırladığı "Havadis", Erzurum millet vekili Bahadır Dulgerın hazık ebelıgı ile dünyaya gelirken, birbirine bağlı iki hadise de yine İstanbul basınında nazarı dikkatten kaçmıyordu. Tercü- man gazetesi birinci sayfasında Ci- had Babanın hisselerini diğer şerikle- re devrederek gazete ile ilişiğini kes- diğini bildiriyor, aynı gün Tan gaze- tesinde Başbakan Menderesin İzmire gıttıgını gösteren fotoğrafta da Ter- cümanın başlıca hissedarlarından es- ki Muğla Milletvekili Cemal Hünal teşyiciler arasında görünüyordu. Bir iktidar partisi olarak Demok- rat Partinin, kendini müdafaa için İs- tanbulda bir gazete çıkarması kadar tabii bir şey tasavvur edilemezdi. Bu işte, geç bile kalmıştı. müs- takil gazeteleri kendi terakkisini söy- lemeğe mecbur etmek gibi garip bir yola girmektense, her medeni demok- ratik memlekette olduğu gibi, kendi müdafaasını kendisinin yapması elbet daha mantıki idi. Fakat nedense D.P. bu külfetli dâvaya Ur türlü sokul- mak istememişti. Ondan evvel ilân, kâğıt ve ahbablık yollarile diğer ga- zeteleri çekmek, bu —müdafaa işini başkalarının sermayesıle ve emeğile halletmek yolunu tercih etmişti. Bir aralık muvaffak da olmamış değildi; fakat, günün birinde bu gazeteler da- hi gorduklerı bütün iltifatlara Trağ- men iyi gitmeyen memleket işleri mu vacehesinde hafif tenkitlere baş vu- runca, Cağaloğlunda Şeref sokağında milyonluk bir müessese kuruldu ve yüzlerce ton parlak kâğıt tedarik edi- lerek ucuz kamyonetlerle nakliye iş- leri tanzim olunarak Havadis gazete- si neşredildi. Yalnız işin garip tarafı şu ki. Partinin gazetesi dahi, ilk nüs- hasında particilik etmıyecegını ima eden yazılar yazmağa mecbur olmuş- tu. Demokrat Parti kendi müdafaası- nı, Mmagazin gazeteciliğinin geniş ti- rajından bekliyor ve fikirlerini gizli vasıtalarla yapmak —üzere gazeteye dere ettiği hafif tefrikalardan meded umuyordu. Marilyn Monroe, hayatta tesadüf ettiği hovardalardan bahsedi- yor; Aynaroz papazlarının esrarı bu işlere paravanlık ediyordu. Yani a- çıkçası, Demokrat Partinin çıkardığı demokrat Havadis gazetesi bile ken- di partisinin icraatını açıktan açığa müdafaa etmemeyi tercih ediyordu. Bu iş bu safhada iken, Cihad Ba- banın Tercümandan ayrıldığı duyul- du. Tercüman 18 Ekim tarihli nüs- hasında bu ayrılığı ortaklar arasında hasıl olan bir fikir ihtilâfına atfedi- yor ye "gazetenin kuruluşunda büyük hizmeti geçen Cihad Babanın gazete- den ayrılışını üzüntü ile karşıladığı- nı" ifade ediyordu. Bu tebliğ hiç şüp- AKİS, 27 EKİM 1956 ihad Baban kalem C Tehlikeli he yok bir karışıklıgın kısa hikâyesi idi. Acaba isin iç yüzü ne idi? Perdenin arkası Tercumanı Cihad Baban kurmuştu. Kendi sermayesi olmadığı için, bazı sermayedarları da bu işe teşvik etmişti. Sermayedarlardan biri 1950 de Muğladan Demokrat Parti Millet- vekili seçılen ma i Cemal Hünal idi. Cemal Hünal 1960 ile 1954 devre- sindeki müilletvekilliği esnasında An- karada pek görünmemiş. daha ziyade işlerile meşgul olmuştu. 1954'de ise milletvekili adayı olamamıştı.. Ortaklardan dıgerı Zuhuri Danış- idi - nönüyü tarıhten çı- karan tarıh hocası - a Boluda yoklamayı kaybettiği için milletveki- li olamamış, İktisadi ve mali bilgile- rinden memleket istifade etsin diye, Milli Reasüransa idare meclisi azası tayin edilmişti. Üçüncü ortak Semih Tanca idi. Se- mih Tanca, Beyoğlunda çok işleyen bir kundura mağazasının sahibi bulu- nuyordu. Cihad Babanın da Galatasa- raydan beri çocukluk arkadaşı idi. Bir diğer ortak İzzet Barazdı. Bir zamanlar Galatasaray Lisesinde Al- manca hocası idi. Şimdi ticaretle meşguldü. Gazeteci olan Cihad Babandı. Ga- zeteciliği, gazetecılık için yapıyordu. Gazete kurulduğu zaman aralarında hiç bir fikir ıhtılafı yoktu. Fakat o zaman istimlâk işleri ve yeni basın kanunu da y k Cihad Baban gerçi D.P. milletvekiliydi. Fakat dar bir partici olmaktan ziyade kanaatlerine ve fikirlerine inanan ve onları zamanı gelince müdafaa eden bir kalem sahi- bi olarak tanınmıştı. C.H.P. iktidarı- nın eli sopalı zamanında fikrini açık- ça söylemekten çekinmemişti. De- mokrasinin Türkiyede yerleşmesini samimi surette isteyenlerden biri idi ve bu uğurda 1945 den beri çetin mü- cadeleler yapmıştı. Tercüman bundan bir bucuk sene evvel bir Mayıs günü çıktı. Cihad Baban, gazetenin kuruluşunda büyük bir gayret sarf etti. Buna rağmen çı- kışının üçüncü ayında ve gazete yet- miş seksen binlik bir mevcudiyet iken Sıkı Yönetim — tarafından kapatıldı. Tasvir gazetesini çıkardığı zaman, gazetesinin belki on beş defa kapa— tılmasına şahit olan Cihad Baban küs medi, işine yeniden sarıldı, hamle üs- tüne hamle yaptı ve Tercümanı yine memleketin birinci sınıf gazeteleri a- rasına sokabildi. Fakat bu arada da Basın Kanunu çıktı. Bu kanun Cihad Babanın bütün 1dealler1n1 yıkıyordu. Kanaatime De- rat Parti prensıplerınden ayrılı— yor re]ım 1945'den daha geriye gidi- yordu. Cihad Babana nazaran Basın Kanunu, bir başlangıçtı. İzmir mil- letvekili, D.P. li olduğu kadar gaze- teciydi, o sıfatla mükellefiyetleri var- dı. Artık fikrini açıkça beyan etme- nin bir memleket borcu olduğunu dü- şündü. 1945 - 1950 arasındaki müca- deleci insan efkârı umumiye karşısın- da bu hareketi destekleyemezdi. Şid- detle hücuma geçti. İhtimal ki ortak- larının da tasvibini almıştı. D tarih- deki yazıları hâlâ hatırlardadır. İşte tam bu sıralarda ortaya Cihad Baba- nın partiden tard edileceği haberleri ile birlikte Tercümanı Demokrat Par- tinin satın alacağı rivayetleri de çık- tı. Bu işte tavassut vazifesini Anka- rada ikamet eden ortaklardan Zuhu- ri Danışmanın yaptığı söylendi. Fa- kat kendisi haberi teyid etmedi. Bu- na rağmen dedikodular durmadı. Ni- hayet Menderesin Cemal Hünalı da- vet ederek görüştüğü öğrenildi. Londra dönüşü ngiliz Hükümeti Eylül ayı zarfında Cihad Babanı Londraya davet et- mişti. Cihad Baban her şeyden haber- siz, bu davete icabet etti. Avdet etti- ği zaman ortaklar normal bir idare meclisi içtimai yaptılar ve orada ken- disine Beşiktaşdaki matbaanın istim- lâk edileceği, bankalardaki kredilerin kesileceği, hepsinin güç vaziyette ka- lacağı söylendi. Gaazete, politikasını degıştırmehydı Cihad Babana orta- dan çekilmesi teklif edildi. Cihad Baban ya şirkette kalarak yazı yazmamak veya şirketten ayrıl- mak ihtimalleri — karşısında bırakıl- tı. Düşünmek için mehil istedi ve şirketten ayrılmağa karar verdi. Ha- yatta bir çok defalar sıfırdan başla- mıştı. Bir kere daha başlayabilirdi. Ortaklar ise o daha kararını verme- den, kadroda tasarruf mülâhazasile bazı kimseleri çıkardılar Çıkarılma yan De "Cih aban'a bu yapılırsa, yarın bana ne yapılmaz 13