K R ZU L TAZE endişesile işini terk etti. Ankara Mu— habiri Altan Öymen hadis zetenin bu türlü sebeplerle polıtıka değiştirmesini doğru — bulmadığı için İstifa etti. Dış politika muharriri Se- mih adri Karaos- manoğlu bu vaziyet karşısında gaze- tede kalamayacaklarmı bıldırdıler an muharrirlerden Kadir Kaf'lı ise, Cihad Babanın f'ıılen ayrıl— dığı gün şunları yazıyordu "1930 senesiydi, İsmet Paşa İstik- lâl Savaşının başlıca kahramanlarını bir kenara attırmış, tayin suretiyle teşkil edilen Büyük Millet Meclisine dayanarak Halk Partisinin tek başı- na hâkimiyetim sağlamış bulunuyor- du; İsmet Paşanın partıye partının İsmet Paşaya maddi ve mânev - faat baglılıkları o kadar kuvvetlıydı ki artık memleket için kötü olan neticeyi kendisi de değiştiremezdi. yalnız o değil, Cumhurbaşkanlığı ma- kamında olan Mustafa Kemal Paşa bile hâkim zümrenin tesirinden kur- tulamıyordu. Halbuki memleketin ha- li berbattı, nüfuz ticareti almış yü- rümüştü, Vatandaş ağır yükler altın- da eziliyordu, iktisadi buhran bütün şiddetiyle hüküm sürüyordu; mura- kabe edilemiyen Hükümet yanlış üs- tüne yanlışlar yapıyordu; Hükümet artık devlet olmuştu ve İsmet Paşa ile arkadaşları Hükümet yıkılırsa devletin yıkılacağı kanaatine kendile- rini kaptırmışlardı hakikatte ise bü- yük korku başka idi: İktidarın kay- bedılmesı ve kirli çamaşırların orta- ya atılması met. İnönü hâlâ aynı şahsiyet- tır yalnız kendi partisinin değil diğer partılerın de ardından bir tabur gibi, gelmesini istiyor; son aylarda o ka- dar uğraşılan Muhalefetin İşbirliği dâvasının fiyasko vermesi bu yüzden- Gazetecilik Hakikat peşinde merikada, Başkanlık seçimlerinin yaklaştığı ve adayların propagan- dalarına hız verdiği şu sıralarda, Cumhuriyetçi Partinin -Başkan yar- dımcısı adayı Nixon gazetecilik hak- kındaki bir konuşmasıyla nazarı dik- 14 "Tercüman" gazetesinin başlığr Yeni yolun başında kati çekti. Nixon: "Her idare zamanın da vazifesini suiistimal ederek rüşvet alan memurlar bulunabilir. Asıl me- sele bu yolsuzlukları ortaya çıkarabi- lecek vatısaları susturmak değil, bilâ- kis alkışlamaktır" — diyordu. Yolsuz— lukları ortaya çıkarmak.. Şüphı u zuda basının oynıya; cagı rol çok mühimdi. Birleşik Amerika bası- nının bu vazifeyi muvaffakıyetle ifa ettiği de muhakkaktı. Hakikati, sadece hakikati ortaya çıkarmak 1— çin gazeteler, bazan bir muhabir or- dusunu seferber ediyorlardı. Bu mu- habirlerden beklenen şişirme hikâye- ler yakmak değil, sadece vakıaları toplamaktı.. Bu gazeteler, bu kadar masraftı ve ekseriya — olduğu gibi de tehditlere hangi, sebeple katlanıyor— ardı? Bütün bu tehlıkeler niçin göze almıyordu? Çünkü Amerikan gazete- leri, gazetecinin vazifesinin hakikati arayıp bulmak ve u halka duyur- maktan ibaret olduğuna inanıyorlar- dı. Üstelik bu inanışta yalnız da de- ğillerdi: Amerikan halkı ve resmi makamlar da basının vazifesinin bu olduğu kanaatını taşıyorlardı. Bu se- bepledir ki bir hakikati ortaya atan ve iddialarını ispat eden gazeteciler, dokuz gn ovulmuyor bilâkis "iftihara şayan âmme hizmeti" ya- panlara verilen Pulitzer Mükâfatına lâyık görülüyorlardı. : NAİM TİRALİ En ı!lul şilr, hikâye ve demi- melbarla her uyın buğsindü yayşınlanır, Fikir vö âünat hareketleriyle, ME'T. Acaroğlu'nun hazırladığı ü y lıllıllyagrı.lyuını ekallıniz k dergi. Fintit 1 fira, Yıllık anbonesi: 1ü Hra, Yıllık âbanelerine 5 liralık tap armaAğan ediyor. Mürncant: P.K., l4 « İstanbul A Son beş yıl zarfında meselâ, Ohio'- da intişar eden "Ledger" rüşvet ve ahlâksızlığa karşı giriştiği mücadele neticesinde, 'da çıkan "Newsday" hakkaniyete uymayan çalışma metodlarını — açığa vurması dolayısıyla, Whiteville'de — yayınlanan "News Reporter" ve Kuzey Caroline'- in "Tribüne" gazeteleri zencileri linç eden Ku-Klux-Klan'a karşı açtıkları cesur kampanya sebebiyle ve St. Lo- uis Post-Dispatch da Truman idaresi zamanında Milletlerarası Gelir Büro- sundaki yolsuzlukları meydana karması üzerine bu mükâfatı elde et- mişlerdi. Klâsik bir örnek t. Louis Post-Dispatch'ın Illinois eyaletinde Cumhuriyetçi Vali Gre- en'in idaresine karşı giriştiği müca- dele, basının sosyal vazifesini göster- mesi bakımından, en ufak bir izaha ihtiyaç gostermıyecek kadar güzel bir örnek sayılabilirdi. Hikâye 50 kişinin ölümüyle netice- lenen bir maden kazasıyla başlamış- . Dürüst olmıyan bir idarenin ilti- masla iş başına getirdiği maden mü- fettışlerının kazaya sebebıyet verdi- ği söyleniyordu. St. Louis Post-Dis- patch'ın o zamankı dırektoru Jozeph Pulitzer, hadiseyle hemen alakalandı ve bütün gazete personeline "bütün enerjileri ve bütün zekalarıyla" nois maden ocaklarındakı teftiş siste- minin kusurlarım ortaya dökmek emrini verdi. Gazeteciler araştırmaları sırasında, Illınoıs eyaleti idari teşkilâtının daha a bir sürü yolsuzluklarını orta- ya çıkardılar Böylece girişilen kam- panya büyüdü ve kabak JIllinois'in Cumhuriyetçi huku etinin başına Ş patladı. Gazete, parti teşkilâtının na- sıl olup ta hususı menfaatların elinde oyuncağa döndüğü bütün açıklığıyla ortaya çıkarmaya muvaffak oklu. Bu arada Illinois hükümeti, kendisiyle uğraşan bir muhabiri "deliğe tıkmak" fırsatını da buldu. Ama daha yüksek bir mahkeme, gazetecinin suçsuz ol- duğunu,. zira sadece hakikati yazdı- ğım söyleyerek beraat kararı ittihaz etti. Gazete hergün mahkeme safaha- tını virgülüne varana kadar halk ef AKİS, 27 EKİM 1956