ZABİITA Amerika da hırsızlığı undan bir müddet evvel Milton meselesi namı altında New York sek Mahkemesine intikal eden dava ihtimal henüz hatırlarda- Dört büyük Fransız terzisi ta- ndan Frederich L. on ismin- n amerikalı terzi aleyhıne acılan dava, büyük bir alâka uyandır- ve derin akisler meydana getir- ti. Çünkü bu dava birçok bakım- ları birçok kimseleri alâkadar e- r ve telif hakkı mevzuunda yep- li bir meseleyi ortaya — atıyordu. derick L. Milton Parisli büyük silerin yeni modellerim, henüz ba- verilmeden — çalıp, Amerikada ye ettirmekle sulandırılmıştı, kikaten o büyük tersilerin kolek- an defilelerine, gizli ajanlar şok- -a muvaffak olmuştu Bu ajan- lı kendisine verdigi detayları ma- levhalar üzerine tabediyor der- Amerikaya gönderiyordu. fikir hırsızlığının Fransız yük- dikişine muazzam şekilde Zzarar eceği inkar edilmez bir vakıa idi. nkü böylece Fransız yüksek diki- cendisine muazzam kar temin e- kopye hakkı kazanandan man- ti ediliyordu Güzel Fransız mo- lerini çok uc temin edebilen uza ebi fırmaların bu şartlar altında, yük Fransız terzilerine müracaat rek ve onlara bazen çok buyuk hakları vererek '"patron" sa- almalarına mahal kalmıyordu. Bu el hırsızlıgının bir büyük mah- u da eni modanın ha- i kıymetıni yapan yeni fikirlerin vsimsiz olarak ortaya atılması ve liri adeta zamanından evvel açan çiçek gibi soldurm. ilton — bütün bunları bılmez de- li. Fakat o böyle hareket ede- rnek hakkına sahip olduğunu zan- liyordu. Çünkü resim, müzik, ya- gibi güzelsanatlar için milletlera- 1 bir telif hakkı kabul edilmişti a yüksek dikiş gibi daha ehemmi- siz addedilen küçük sanatlar için üz böyle bir anlaşma mevcut de- di. fikrin kıymeti nedir?. Hilton hadisesi — Fransız yüksek dikişinin — karşılaştığı ilk hırsız- hadisesi değildi. Model hırsızlığı denberi ıyıden iyiye almış — yürü- ştü. Bütün bu olaylar küçük sa- lar için de güzelsanatlar gibi ciddi telif hakkı kabul, etmek zamanı- çoktan geldiğim ispat ediyordu, insiz yüksek dikişi gibi başlıca ser- yesi birkaç sanatkârın buluş ka- yetine, istidadına, zevkine ve kül- üne dayanan bir teşebbus muhak- hilekârlara ve hırsızla- arşı, kuvvetle korunmalı idi. pak bu taktirde güzelsanatın bir esi olmak istidadını gösteren yük- dikiş daha esaslı terakkilere ve — Hakiki bir Paris modeli Hırsızlık — mevzuu araştırmalara imkân — verebilir ve kendilerini bu işe hasreden — büyük terzilerin devamlı çalışmalarını tat* min edebilirdi. Zaten bu büyük ter- ziler için yalnız bir şeref, bir kap- ris veya bir menfaat meselesi rak düşünülemezdi. bir büyük terzıhane için ölüm dirim meselesi Bir mevsim başı koleksiyonu hafızanın kabul edemiyeceği bir ça- ışma, ihtisas, emek ve zevk mah- sulüdür. Yuzlerce insan, — aylarca geceyi gündüz katarak çalışırlar. Bir modelin onbeş defa sökülüp tek- rar dikilmesi ve gene bir modelin kâğıt üzerinde elli defa degıştırılme— si olağan işlerdendir. e bi sim — koleksiyonunun hazırlanması muazzam bir para yatırımını icab et- tiren bir teşebbüstür ve altı ay zar- fında amortismanı yapılmazsa — di- kiş evi iflâsa 'Sürüklenmiştir. . Mo- danın merkezi Paristir, moda Paris- ten çıkar. Fakat Fransız halkı bu muazzam moda evlerini besleyecek durumda değildir. FEcnebiler ve bil- hassa Amerikalılar olmasa, Fran- sız yüksek dikişi bugünkü ihtişamın- dan çok şey kaybeder. Bir firmaya ayakta — tutabilmek için icat edilen ilâve şubeler arasında lavanta, — el- diven, hazırelbisecilik branşları var- dır. Fakat bunlardan en mühimi, muhakkak kı fikirlerin satışıdır. Yüksek dikişin telif hakkı, Fran- sada dahi yeni yeni korunmağa baş- lamıştır. 1962 senesine kadar bir modeli çalarak kopye eden bir kim- se bu modelde en ufak bir değişik- lik yapsa meselâ bir düğme eksik veya bir düğme fazla koysa — ceza görmezdi. Halbuki bugün çalındığı iddia edilen model ufak tefek degı— şikliklere rağmen, orijinal — modele bariz şekilde benzıyorsa hırsız der- hal cezalandırılmakta Fakat diğer memleketlerde yük- sek dikiş aynı titizlikle — korunma- maktadır ve Fransadan çalınan bir modeli meselâ Japonyada dava e- dip kazanmak bir hayli güçtür. Fran- sız yüksek dikişinin en kıymetli pa- zar yeri olan Amerikaya gelince, o- rada serbest ticaret ve teşebbüs öy- le almış yürümüştür ki, — bu -bazen model hırsızlığını koruyucu bir ma- hiyet taşımaktadır Namuslu rekabet e şte bunun içindir ki New York Yüksek Mahkemesinde hâkini Gre- enberg tarafından verilen — karar bu hâkimin ismini hafızalardan si- lemiyecek bir ehemmiyet kazanmış, ve yüksek dikişin hakkı telifi — yo- lunda büyük bir adım olarak al- kışlanmıştır. — Vakıa bu karar he- nüz hırsızları cezalandıran — hakiki bir mahkümiyet kararı değildir ve daha ziyade usul üzerindedir. Mil- ton, FFransız terzilerinin dâvasını Amerikan kanunları anlayışı dahilin- de görmüyor ve dâvanın reddini ta- lep ediyordu. İşte hâkim Greenberg bu itirazı reddetmiş ve yüksek di- kişin' telif hakkı hakkında bazı prep- sip kararları ihdas etmiştir. Bu münakaşa münasebetiyle, hâ- kim Greenberg serbest ticaretin hu- dutlarım çizmek durumunda olduk- larını bildirmiştir. Hudut diğer bir insanın, bir firmanın haklarım çiğ- nem sahasına geçmeden hitam bulmaktaydı. Sistematik bir hır- sızlık makanizması na bir ti- caretle asla kabılı telıf degıldı Bü- yuk terzilerin gösterdikleri titizliğe rağmen onların koleksiyonuna gele— rek modelleri hafızalarına hırsızlar, muhakkak ki bir şekılde fikir hırsızlığı kimselerdi: Amerikan kanunlarında kopye et- menin şekilleri sarih surette tasrih edilmemişse de hâ Greenberg neticeye bakarak — karar vermenin pek alâ mümkün olabileceğini izah etmişti. Namussuz rekabet ve dürüst ol- mıyan — ticare hakkında, — hâkim Greenberg, Amerikan kanunların- la geniş maddeler bulunduğunu da hatırlatmayı unutmamıştı. Çalınan şeyin cinsinden ziyade — çalan inşâ- nın karşı tarafa verdiği zarar mü- himdi ve fikir hırsızlığı hırsızlıkla- rın en zararlısından biriydi. Milton'un yaptığı ticaret, muhakkak ki dü- rüst bir ticaret değildi. Hâkim Greenbergiin — New York'"- ta verdiği bu karar yalan Fransız yüksek dikişini korumak bakımın- dan eğil —"entellektüel buluş" u kıymetlendırebılmek bakımından bü- tün dünyada müspet akisler bırak- mıştır. yapan AKİS, 27 EKİM 1956