ralandığından bu gibi temsillerin ya- sak edilmesini tavsiye etmiştir. Min- neapolis'te bu musikinin çalındığı bir film gösterildikten sonra bir — sürü genç acayip hareketlerle dansederek sokaklarda gezmişler, bu arada dük- kânların camlarını indirmişlerdir. At- lanta'nın Beyzbol parkında verilen bir konserde kavga çıkmış, bira şi- şeleri fırlatılmış, dört genç tevkif e- dilmiştir. Müşahitler, "rock'n un çocuk suçlulugunu arttırdığını ile- ri sürmekte, psikologlar bu musiki- nin çalındıgı yerlerde cereyan eden hâdiselerin, Hitler'in mitinglerini an- dırdığım söylemektedirler. Bütün bu olup bitenlerin başlıca kahramanı, usun saçlı, dar pantolon- lu, Serseri görünüşlü, yirmibir ya- şında bir genç olan Elvis Presley'- dir. Sesi ve hareketleriyle genç kız- ları çılgına çevirmekte, nereye gitse hayranlarının hücumuna uğramakta, ebeveynleri telâşlandırmaktadır. Porth Worth'da onaltı. yaşındaki hayranları, Elvis Presley ismini ça— kıyla kollarına kazımışlardır. Pah yaşlı bir kadının ona şöyle yalvar - dığı duyulmuştur: "Dışarda kocamın Cadillâc'ı bekliyor. Ne olur benimle el!". Oklahoma'da bir — konserden sonra güçlükle polis arabasına bin- dirilerek hayranlarının üstünü başı- nı parçalamasından kurtarılmış, fa- kat onunla goruşen bir gazeteci ay- nı akıbete uğramıştır; arka kapıda bekleyen kızlardan biri şöyle haykır- mıştır: "Ona elinizi sürün; belki El- vis'e dokunmuştur." Amarillo'da ev- lenmeğe niyeti olup olmadığı suali- ne Elvis Presley şu cevabı vermiş- tir: "Canımın istediği anda süt bul- mak Varken neden bir inek satın a- layı Elvis Presley hiçbir zaman musi- ki öğrenme lüzumunu hissetmemiştir. Kuçuklugunde ona bir gitar hediye etmişlerdi. "Birkaç yıl gitarın telle- rine vurup durdum; çalmasını og— renemedim; sonra kamyon şoförü ol- dum; günun birinde kendi sesimi duymak istedim: — hususi bir plâk stüdyosuna gittim ve bir şarkı söy- ledim: stüdyonun sahibi aynı zaman- dı ticari bir plâk firmasını idare ediyordu; sesimi çok değişik buldu." Bugün Elvis Presley haftada 7. bin 500 dolar kapanmaktadır. Üç ta- ne Cadillac'ı bir Messerschmitt — u- çağı göz kamaştırıcı bir gardrobu vardır. Amerikan basını "rock'ın roll" a karşı tehlike yaftasını yükseltmiştir. Bir mevzuda gazete ve dergilere lehte ve aleyhte birçok mektup gelmekte- dir, Presley düşkünleri, aleyhte yazı- lan yazıları alayla veya hiddetle kar- şılamakta şu mealde mektuplar gön- dermektedirler: "Siz moruklar bir zamanlar Charleston dansı yapmaz- mıydınız?". Ama bu musikiyi nef- retle karşılayn gençler de az değil- dir. Bu ara "Time"dergisine gelen bir mektupta söyle denmektedir: "Ben 14 yaşındayım. Caz meraklısı- yım. Rock'ın 'roll denen şeyin her no- tasından nefret ediyorum. Bu nef- retimde yalnız olmadığımı bana og rettiğiniz için size teşekkür ederim." Gündüz Kılıç idarecilerle görüşüyor Atom sırrı bu kadar iyi Klüpler Sarı - kırmızılılarda alatasaray İdare hey'etini geçen hafta, üst üste toplanmaya ve hummalı bır şekilde Ççalışmaya sev- keden hâdise hiç şüphe yok ki Gün- düz Kluç — meselesiydi. İdareciler trransfer mevzuunu adeta unutmuş gi- bi hareket ediyorlardı. Gerçekten bu tutumları için yanlıştı — denemezdi. Biliyorlardı ki; ellerinde ne adar kaliteli eleman bulunursa bulunsun bu onları şampiyonluğa götürmek i- çin kâfi değildi. Ehliyetli ve sevilen bir hocaya ihtiyaç vardı. Gündüz Kı- liç bu mevzuda imtihanını vermişti. Onu yenıden bu yuvaya kazandır— mak pek çogunun arzusuydu OŞ, ralarında Gün muhalif olanlar da yok degıldı ama ekseriyet Gün- düzün antrenorlugunu isteyenlerden- di. Kulüp içersinde bu mevzuda ya- pılan mücadeleler dışarıya mümkün mertebe aksettirilmemeye çalışıldı. Gerçekten idareciler bunda bir de receye kadar muvaffak oldular. Bu iş Fenerbahçede olsaydı, — tarafların çeşitli iddiaları hattâ ithamları ga- zetelerde çoktan yer alırdı, — İdare hey eti mahremiyetinin bir kulüp i- çin ne kadar elzem olduğuna bu cidden güzel bir misâl İ yordu. Bakalım bundan cekler bulunacak mıydı ? Yalnız Ga- latasaray kulübünde Gündüzün ile- riye sürdüğü şartların hepsi kabul e- dilmemişti. Bu küçük ihtilâf bile bir ayrılığa yol açabilirdi. Hele bası futbolcuların mukavele imzalama- maları çok manidar görülüyordu. Bu sebeble olacak kulüp çevrelerinden sı- zan haberde Gündüzün mukavelesinin transfer. ayının sonuna bırakılacağı söylentileri dolaşmaktaydı. Acaba bu ne dereceye kadar doğruydu? Yukar- muhafaza edilmedi. da da işaret ettiğimiz gibi Galatasa- ray kulübü kapalı bir kutuydu ye bu suale ancak zaman cevap, verebile- cekti. Sarı - lâcivertlilerde Bılindıgı gibi 12 Ağustos târihin- de Fenerbahçe kulübünün senelik kongresi yapılacaktır. Gerek İstanbul gerekse Kadıköy cephelerınde için i- çin bir kaynaşma olduğu gözlerden kaçmıyor. Fenerbahçelilerin araların- da derin uçurumlar ve fikir ayrılıkları bulunduğu kolayca müşahede ' edili- yor. İstanbul cephesi hareketsiz, Ka- dıkoy cephesi ise heyecanlı, ve biraz da mütereddit görünüyor. yasada görünen tek şahıs ikinci başkan Os- man Kavrakoğludur, Diğerleri - Kon- greyi çekip sürüklediğini iddia eden- ler - ses seda çıkarmıyorlar. Acaba fırtınadan önceki sessizlik — midir? Kavrakoğlu her şeye rağmen çalışı- yor. Hattâ büyük mesuliyetler yük- lenmekten kaçınmıyarak çalışıyor. 12 Agustosa kadar arada bulunan za- pek çok hâdiselere gebe bulun- maktadır Bakalım nizamnamenin ta- dili. için yapılacak kongrede nasıl bir hava esecek"? Atletizm Balkan Oyunları ir müddetten beri Ankara'da kampta bulunan Atletizm Milli takımımız 19 Temmuz Perşembe gü- nü Belgrada hareket etmiştir. Bi- lindiği gibi Balkan Oyunları tizm şampiyonası' bu sene 21 Tem- muz Cumartesi günü başlıyacaktır. Şampiyonaya Yugoslavya, Bulga İs- tan, Yunanistan, Romalıya ve Tür- kıye katılmaktadır. ampıyonanın favorisi Yugoslavyadır. İkincilik di-