Köprülerin altından bir hayli su geçtikten sonra Sovyet Rusya Ko- münist Partisinin meşhur XX. kon- gresi toplandı ve bu kongrede Kru- çef hayret uyandıran bir konuşma yaparak o zamana kadar komünist dünyasının başında bulunanların, ya- ni Stalin'in, hatâdan başka bırşey yapmadıgını ve bundan sonra Demir Perde gerisinde — keyfilik .ve şahsi- likten azade bir idare sisteminin ku- rulacağını vaad etti ve her fırsatta komünist dünyanın büyük adımlarla demokrasıye doğru gittiğini açıkladı. ruçef bu sözleri daha çok Rusya için söylemişti. Zira burası daima e- linin altında idi. Fakat diğer peyk- lerdeki liderler de Büyük Patronun sözlerine uymaya kendilerini mecbur hissettiler ve onlar da her fırsatta eski devrin geçmi ğunu ve hür- riyetin geri geldiğini söylediler. İkin- ci Cihan Harbine kadar demokratik rejimin tadını tatmış bulunan ve hür- riyete âdeta susayan peyk memle Onlara asıl demokrasinin ne olduğu- nu Öğretmek gerekiyordu. Bu işi Kruçef bir beyanname ile halledebi- leceğini sandı ve yayınladığı bir teb- liğde komünist dünyasında esas de- mokrasinin tenkit edilmiyen — tek partili bir demokrasi olduğunu ilân etti. Halbuki Kruçef tereciye tere sat- maya çalışıyordu. 1945 yılına, kadar hürriyetin tadını tatmış bulunan peyklerde, bilhassa Polonyada ancak 10 yaşında çocuklar demokratik rejim lerde işlerin nasıl yürüdüğünü bilmi- yorlardı. Bu yüzden zaten cesur olan ve Rusları hiç sevmiyen Polonyalılar bildikleri yoldan şaşmadılar. Mem kette hem hürriyetsizlik hem de aç— lık hukum sürüyordu. Bu iki unsur bir araya gelince ortalık birden ka- rıştı Ve bılındıgı gibi Poznan hadise- leri vuku Beklenen infilâk oznan ayaklanmalarının ilgi çe- ken tarafı esas ayaklanmaların Poznan'da sükün avdet etti Caddelerde tanklar - dolaşmasa.. ketler halkı bu gevşemeyi fırsat bil- diler ve tenkide başladılar İlk tenkit hareketleri baş gösterdi. Tarihin bu talihsiz ve vatanına çok bağlı milletinin sevgılı müstevlilerine muhabbetleri malüm- du. Bu yüzden Polonyalıların bu hare- ketleri -Ruslar hariç- kimseyi şaşırt- mamıştı. Ruslar şaşırmışlardı, çünkü Polonya münevverleri yalnız eskiyi kötülemekle kalmıyor, şimdiki duru- mu da ele alıyor ve Komünist Parti- sinin umumi politikasını tenkit edi- yorlardı. Halbuki parti tenkit edile- mezdi. O herşeyin üstünde idi, adeta Hindistan'ın mukaddes ineklerine benziyordu. Komünist dininde en bü- yük günah partiyi tenkit etmekti. Şahıslar tenkit edilebilirlerdi. Peyk devletlerin halkı, bilhassa Polonyalı- lar, demokrasıyı yanlış anlamışlardı. Polonya'da AKİS, 21 TEMMUZ 1956 kendilerinden ziyade onların aksülâ- melleridir. Hiç şüphesiz ki işçilerin böyle bir harekete girişebilmek için zemini müsait bulmuş olmaları ö- nemli bir noktadır. Fakat daha ö- nemli bir nokta da Polonya idareci- lerinin bu hareketten sonra tuttukla- oznan'ın diğer peyklerde uyandırdıgı tesirlerdir. . Poznan hâdiselerinden sonra eski göz ağrısı ve hapisten yeni çıkmış o- lan Gomulka halkın sevgisini üzerine topluyordu. Buna — mukabil şiddetli bir politikaya taraftar olan Kruçef'in kuklası Ochab ve arkadaşları gözden düşüyordu. Bunun ilk belirtisi işçi- lerin haklı isteklerini yerine getir- meyip kanlı hâdiselerin — çıkmasına yol açmış olmakla suçlandırılan Fi- delski'nin bakanlıktan — uzaklaştırıl- ması oldu. Sonra parti idare heyeti, DÜNYADA OLUP BİTENLER genel kurulun toplanmasını karar- laştırdı. Önümüzdeki günlerde — bu toplantı yapılacaktır ve Ochab'ın se- çimlerde tekrar genel sekreterliği e- line geçirme şansı kalmamış gibidir. Buna mukabil Gomulka'nın yeni ida- re kuruluna seçilmesine muhakkak bakılmaktadır. Polonya'da Rus baskısından sıyrılmaya doğru ti- mine geçilmez bir temayül göze çarp- maktadır. Siyasi alanda bu tedbirler alınır- ken, hükümetin iktisadi tutumu büs- bütün ilgi çekicidir. Komünist idare- nin baş üşmanı hususi teşebbüse memleket ekonomisinde yer verme temayülü her gün daha kuvvetlen- mektedir. Bilhassa küçük tacirlerin ve el işçilerinin yokluğu Polonyayı bugünkü iktisadi sıkıntıya — sürükle- miştir. Şimdi hükümet çevreleri hu- susi teşebbüse yer vererek bu sıkın- tıyı gidermeye çalışacaklardır. Po- lonya iktisadi güçlüklerini halletmek için külliyetli miktarda ithal eşyası- na ihtiyaç duymaktadır. Bugün Rus- ya bunları temin edecek durumda de- ğildir. Tam hasat zamanı, Varşova civarında 300 kadar traktörün lâs- tiksizlikten muattal kalması bunu a- çıkça göstermektedir.Bu yüzden Po- lonyalıların Ruslardan çok Batılılara ihtiyaçları vardır. Sözün kısası Po- lonya gerek iktisadi, gerek siyasi a- landa Rusyadan her gün biraz daha uzaklaşmaktadır. Polonya'da olduğu gibi diğer peyk- lerde de durumun Rusya için parlak olduğu söylenemez. Filhakika Poznan ayaklanmalarını müteakip Macaris- tan Çekoslovakya'da başgösteren is- yan teşebbüslerini hükümet çevreleri kolaylıkla bastırmışlardır. Fakat iki memlekette de şartlar Polonya— dakilerden farklı degıldır ve tecrübe ler göstermiştir ki fazla tazyike ma- ruz kalan şeyler infilâk ederler. İşte beklenen de bu infilâktir. Arjantin Çıkar yol "Peroncu" Geçen ay başgösteren aklanmasının hükümet kuvvet leri tarafından bastırılmasından son- ra Arjantin'de nisbi bir sükün hü- küm sürmeye başlamıştı. Fakat bu hadise vesilesiyle herkes Peron ta- raftarlarının kökünün — kazınmamış olduğunu öğrendi. İdamlardan son- ra da geriye küçümsenmiyecek sayı- da "Peroncu" kaldığı — anlaşılıyordu ve bunlar yeni bir ayaklanma için fırsat gözetliyorlardı. Bu grubun mevcudıyetı Arjantin'de tam bir sü- ünun teminini güçleştiriyordu. Ef- kârı umumiyenin — basın vasıtasıyla aksettirilen temayülleri, yeni seçim- lere gidilmesi merkezindeydi. Başta halkın iradesine istinat etmiyen fiili hükümetler mevcut oldukça ayak- lanmaların ve — sürprizli ihtilâllerin sonunu almak kabil olmıyacaktı. Pe- roncuların zararlı faaliyetini onlıye— cek en iyi çare halkın seçtiği hükümeti iş başına getirmekten iba- 19