YURTTA OLUP BİTENLER Kapaktaki Demokrat Murad Âli Ülgen 950 senesi Mayıs ayında Konya'da bir adam öldü. Frenkler "bazıları- ın felâketi, bazılarının saadetlerini yapar" derler. Ölen adam Demok- rat Partinin milletvekili aday listesindeydi ve Seçim Kanununa gö parti için yeni aday göstermek imkanı yoktu. Konyada müstakil adaylar mevcuttu; bunlar, hemen her yerde olduğu gibi Konya'da da "fante- zist" sayılıyorlardı. Hakiki cevherleri meçhul kalmış kimselerdi. De- mokrat Partinin yapabileceği iki şey vardı: ya eksik listeyle seçim- lere katılmak, ya da müstakil adaylardan birini listesine almak. İkin- ci şık- tercih edildi ve müstakillerden Bay Murad Ülgen son isim ola- rak D.P. listesine alındı. Seçımlerı muhalefet kazandı ve böylece Kon- ya Hususi Muhasebesinin sabık e rak Türkiye Büyük Millet Meclisinin kapısından felâketi, hakikaten birinin saadetini yapmıştı. dan doğruya Demokrat Partiydi. Zira 1950'den itibaren geçen altı yılın sonunda Murad Ali Ü iktidar partisinin başlıca sembolü haline geldi. Bugün D.P. deyince, D.P.'ye hakim olan hisler ye zihniyet bati- ni getirilince, D.P. nin devlet idaresi anlayışı düşünülünce biç kimse Murad Ali Ülgen'den daha fazla "temsili" sayılamaz. Meclis içindeki atılganlığı, Muhalefet hatiplerine müdahalesi, âzası bulunduğu en ehem- miyetli mitçe Komisyonundaki faaliyeti, "ministrable" şahsiyetlerden olması ve 1900 yılına kadar meçhul kalmış olan kabiliyetleri evvelâ Konya'dan seçilip 1954 seçimlerinde Genel Merkez adayı sıfatıyla Af- i D.P. listesine şahsiyetiyle en gözde milletvekili partisinin ismi söylenince kendi şahsiyetini hatırlara getiren böyle bir temsilciyi umumi efkâra tanıtmak vazife olmuştur Murad Ali Ulgen Meclıs mensupları ıçınde tamamıle kendi kendisini ş yedi biridir. İnan (Bitlis - D.P.), Hüsnü Çanakcı (Erzincan - D.P.), Cemil Önder (Erzurum - DP.), Şemseddin Mursaloğlu (Hatay - D.P.), Celal Bayar (İstanbul - D.P.), Gıyaseddin Emre (Muş - gibi onun da tahsilinin "hususi" olduğu Meclisin resmi albümünde belirtilmektedir. Hakikaten Konya Husust Muhasebesının sabık evrak memuru her şeyını ilme veya kitaplara de- ğil, kendi çok çalışmış, memle- ketine faydalı olabilmek için hiç bir gayeti esirgememiştir. Milletve- killiğini ise bir vasile olarak kabul ettiğinde zerrece şüphe yoktur. Murad Ali Ülgen 1898 yılında Konya'da doğmuştur. Çocukluğu ve genç- liği zahmetli geçmiş, hayalını kazanması kolay olmamıştır. Ama için- de yanan ateş onu daima ileriye atmış, müstakil olarak adaylığını koy- maya da kendisini o sevketmiştir. Murad Ali Ülgen'in Konya'yı Türki- ye Büyük Millet Meclisinde temsil etmesi bu vilâyetimiz için büyük bir iftihar vesilesi olmuştur. Zira Murad Ali Ülgen Konya'nın öz evlâtla- rından biridir ve öyle ümid edilir ki partisi önümüzdeki seçimlerde bu mensubunun adaylığını yeniden öz beldesinden koymasına e . Murad Ali Ülgen bugün D.P.ye hakim olan zihniyetin 1 numaralı temsilcileri arasındadır. AKİS bu zihniyeti tecviz etmemekle beraber, D.P. memleket mukadderatına hakim bulunduğuna göre, ehemmiyetini tamamiyle müdriktir. Murad Ali Ülgen'in takdire şayan tarafı 1956 yılında partisinin sembolü haline gelmiş olmasıdır. Onun, ideal arka- daşları olan Nusret Kirişçioğlular, Hamdi Sancarlar, Vacid Asenalar, Sebati Atamanlar, Cemil Bengüler, Selâmi Dinçerler, Şevki Ecevitler, Süleyman Çağlarlar, Ekrem Anıtlar, Pertev Aratlar, Hilmi Duralarla birlikte 1956 D.P.sini tam selâhiyetle temsil etmesi bugünlerin en mü- him ve dikkate şayan hadisesidir. etmişti. Zaten şu anda pek şok De- mokrat, hâdiselerin seyri karşısında Sabık bakana verilen cezanın haksız- kanlığı Vekilliği müddetinin sona er- mesi dolayısıyla kabinede bugünlerde yapılması zaruri tadilât bir çok ihti- mali ortaya atıyordu. Ne var ki ye- ni tayinler, Prof. Köprülü'nün de va- ziyetini dolayısıyla aydınlatmak ba- kımından manâ taşıyacaktı. 10 B.M.M. Tatil ve sonrası Bu haftanın başında Pazartesi gü- nü merasimi seyretmek —üzere Türkiye Büyük Millet Meclisine gi- denler celsenin sonunda okunan ve .P. grubu başkanıyla başkan veki- linin imzasını taşıyan takriri dinle- diklerinde bir yıl evveli hatırlamaktan kendılerını alamadılar. O zaman hâ- e Temmuzun değil, Mayısın so- nunda cereyan etmişti. Mayısın so- nunda Meclisin tatile girmesi isteni- liyordu ve teklif D.P. grubundan ge- liyordu. Buna devrin Muhalefeti -ya- ni Hür. Partisiz Muhalefet- şiddetle itiraz etmiş, Meclisin elinde çıkarıl- ması gereken pek çok iş bulunduğu- nu soylemış, mılletvekıllerının altı deres tatil lehinde vaziyet almış, ' İnö- nü ile arasında şiddetli münakaşa cereyan etmişti. Kanaatince milletve- killeri gitmeli ve seçmenleriyle gö- rüşmeliydiler. u sene ise D.P. Genel Başkanı değişik kanaatte olmalıydı. Zira ya- zın ortasında bulunulmasına ve Tem- muzun sonuna yaklaşılmasına rağ- men Maeclis tatile yeni girecekti. O da, sadece ir ay için.. D.P. gru başkanıyla arkadaşının takririnde çalışmaların 15 Ağustosta yeniden başlaması isteniliyordu. Rivayet, Ey- lülde yeniden bir tatil verileceği mer- kezindeydi. Doğrusu istenilirse bu yıl Meclisin sık sık tatil dılınesı itiraz- ediyor celadetlı davranıyordu. sonradan seyri değişm n Menderes D.P. mılletvekıllerının bü- yuk ekserıyetını kendi tarafına çek- Pazartesi günü Meclisin kapısından çıkan muhalif milletvekillerinin "D. P. milletvekillerine ucun tatilin yara- madığı anlaşıldı galiba" diye latife ettikleri işitiliyordu. Hakikaten seç- tiği hesap, olunuyordu. Kanunların a- fişlere benzedikleri de hatırdan çı- karılmıyor. i duvara en son ya- pıştırılan, dıgerlerını örtüyordu. Böy- lece kanunların kütle üzerindeki en tesirlisi- olan Milif Korunmanın Ba- sın ve Toplantılar kanunlarını. Mec- lis tahkikatı neticelerini ikinci plâ- na atacağı düşüncesi hâkimdi. Meeclisin tatile gırmesınden sonra gitmedi. Hareke yade lstanbula doğru. le temas ahara bırakılıyordu. Milletvekillerinin büyük bir tetkıklerde bulunmak üzere Avrupa seyahatine hazırlanıyordu* bunlara vasati üç biner lira karşılığı döviz tahsis edilmesi seyahatin faydası y nına zevkini de — ekliyordu. AKİS, 21 TEMMUZ 1956