Y I B Doğum Bir çocuk için Napoleon hayatında çok büyü kararlar almış bir adamdı. kat bir defasında karar — vermekte çok güçlük çekti. Zira bu mevzu her zaman karşılaştıklarından çok fark- lıydı Çunku kalbe, aşka, hisse kadına eş senedenberi delice sev- diği ve on yıldanberi Tuilleries'de sal- tanat süren Jozefin'i terk ediyordu. Napoleon'a bir erkek evlât lâzımdı. Jozefin bu işi sağlıyamamıştı. Dışar- dan Almanya ve İngiltere, içerden ra- kipleri ve düşmanları kendi hayatına kastediyorlardı. Hattâ 18 yaşında bir man genci Frederik Staps- üzerine ekmek bıçağı ile yürümüş, kendisine hakaret etmiş, Napoleon un bütün i- yi niyetlerine rağmen — kendisinden nefret ettiğini, ilk fırsatta yine ken- disini öldüreceğini ve teşebbusunun muvaffak olmamasına çok üzüldüğü- nü suratına haykırmış, idam edilir- ken de "Yaşasın hürriyet, kahrolsun tiran!.." niye bağırmıştı. Napoleonda bütün faniler gibi ergeç öleceğini bi- liyordu. Ailesinden hiç kimse yerini alamazdı. Ancak bir kral kı- zından doğma bir erkek evlât bu işi başarabilirdi, varisi o olabilirdi. Bu düşünceler içinde Napoleon kendine bu evlâdı doğuracak kadını aramağa başladı. "Ben yalnız kendi zevkimi düşünseydim ve şahsi duygularıma uysaydım Fransız kızlarından birini İmparatorıçe olarak seçerdim. Fa- kat siyasi olayları hesaba katmak Zzo- rundayım. Hükümdarlar benimle ak- rabalık kurmak istiyorlar. En başta gelen üç, devlet Fransaya bir impa- ratoriçe verebilir: Avusturya, Rusya Saks hanedanı..." diyordu. Hab- sburglar velud oluyorlardı. Saraya mensup bir genç prensesin on üç kardeşi vardı. Büyük annesi 26 çocuk doğurmuştu. Hemen Vıyanaya elçiler gönderildi. Imparator arie-Louise'e talip oldu. Bu evlenmeden bir müd- det sonra Marie-Louise hakikaten ge- be kaldı. Napoleon sonsuz bir sevinç içindeydi. Korkunç bir gece 3.Şubat.1811 de Sa Majeste ar- tık saraydan dışarı çıkamıyordu. Monceau farkına ve Tulleries'ye doğ- cak bir iki defa araba gezıntısı yapabilmişti. 19 Mart akşam ı ilk ağ- rılar başladı. İmparato'riçe yatağa düştü. Çok sevdiği karısının ıstırabı- na dayanamadığından Napoleon ken- disini terk etmiş, başka bir Odada neticeyi bekliyordu. İmparatoriçenin doğum doktoru Dubois ağrıları bi- raz olsun hafifletmek için birşey ya- pamıyordu. O sıralarda ağrıszz do- gum usulleri ve çeşitli anestezikler de henüz bilinmiyordu. Napoleon, Du- bois'yı ikide birde yanına çağırıyor, karısının durumu hakkında — sualler soruyordu. Hattâ, büyük bir safiyet- le doğacak çocuğun kız mı, mi olacagının tayin edilip edılemıye- ceğini araştırıyordu, ki bugün bunun önceden bilinmesine — imkân yoktu. Doktor Dubois'nın verdiği ce- vap ta daima menfi oluyordu. Bü- tün gece doğum ağrıları içinde geç- ti.Galerilerde ve salonlarda doğumun sonucu nu bekliyenler için bir sof- ra hazırlanmıştı. Fevkalade sınırlı Oo- lan Napoleon hiçbir şey y . Dr. Dubois da onu taklide mecburdu Da- kikalar bitmiyordu. Doktor mütema- diyen, doğum odasına koşuyor, ame- liyat masasını tetkik ediyor, — her defasında gerekli aletlerin ve mal- zemenin yerli yerinde ve servise ha- zır olup olmadığını kontrol ediyor- du. Sabaha karşı saat iki sıralarmda Napoleon birdenbire tekrar Dubois' nın yanına geldi. İmparatoriçenin sıh hatini sordu. Doktor, "Bekliyoruz" diye cevap verdi.,. Ağrılar şıddetını kaybetmış bir sü kunet devresi baş- lamıştı, imparator bu haberi saray- daki bir çok kadınların arasında bir koltukta uyuklıyan annesine ulaştırdı. Dubois hasta yatağının baş ucunda kalmıştı. İmparatoriçe şimdi sakin- di. Gözleri kapalıydı. Muhteşem ya- tağında rahat yatıyordu Sinirler bozuluyor Dakikalar dakikaları or, fakat takip edi- durum değişmiyor- du. İmparator her çeyrek saatte bir haber soruyor ve daima yeni bir şey olmadığına dair cevaplar — alıyordu. Dubois, sorumluluğunun altında git- tikçe ediliyordu. Zavallı doktor bu durumda ıkı saat daha geçi u kadar uzun bir sinir gerginliğinden sonra tam İş göreceği sırada kendi- sini acaba nasıl bir talih bekliyor- du? Demir iradeli bir fâtihin sarar yında belki de müstakbel koma Kralının ve onu doğuracak kadının hayatı işte ellerinin altındaydı. Kü- çük ,bir tereddüd, ufak bir ihmal i- kisini de hatta kendisini de mahva- debilirdi. Saat beş olmuştu Napo- leon'un sihirleri de iyice, bozulmuş- tu. Böy'le durumlarda sıcak bir ban- yo yapmak alıştığı bır rahatlık ça- resıydı Bır banyo malıydı. ...İşte D bdısnn büyı'ik a- zabı başladı Imparatorıçe ağlıyordu, sıkıntı içindeydi. Yatağa yaklaştığı zaman doktor onu yârı beline ka- dar sular içinde buldu. Bunun ne demek olduğunu anlamak bir do- ğum hekimi için zor bir şey değil- di. Ana karnında çocuğun içinde ya- şadığı su kesesi patlamıştı. Ağrılar da dinmişti. Durum zorlaşıyordu. Su kesesi vaktinden önce patlamıştı Ço- cuk sanki hemen yürüyüp komuta verecekmış gibi ayaklarıyla geliyordu. Kim bilir belki o da za- mammızda çok rastlanan harika ço- cuklardan biriydi. Bu muhteşem sa- rayda, bu muazzam kalabalığın orta- sında şimdi doktor kendini son de- rece zayif hissediyordu. Kendine bir destek aradı. Bu İmparatoriçenin ö- zel tabibi Corvisart olabilirdi, He- men ona haber ulaştırıldı. Bir yan- dan da İmparatorun daiesine koş- tu. Napoleon hâlâ banyoda idi.Son- râdan büyük adamın Sainte-Hele'ne ete azdıgı hatıralanndan öğrendiği- mize göre Dubois, dehşet içinde Ve tamamen kendini kaybetmiş bir hal- de Napoleon'un banyo dairesine gir- miş, müsaade almayı bile unutmuş- tu. Halbuki İmparator sakindi. Si- nirleri tamamen yatışmıştı. ya: "Gel bakalım.. Telâşlanma. Sa- kin ol. Yoksa kraliçe öldü mü? E- ger emri hak vakı olduysa, soyleyı- niz gömsünler.." dedi. Sonra yine bü- yük bir soğuk kanlılıkla banyodan çıktı, giyindi. Beraberce Marie-Loui- e'in odasına yöneldiler. Doktor For- ceps denilen hususi kıskaçların kul- lanılmasına zaruret olduğuna Impa râtoriçeyi iknaa çalıştı. O ayak diri- yor, böyle bir müdahaleye razı olmu- yor çocuğu kurtarmak için kendi- sini feda edeceklerini sanıyor, ümit- sizlik içinde kıvranıyordu. Napoleon. onu teskine çalıştı. Madam Montes- guleu iki a kendisine forceps konduğunu bir ağrı — hissetmediğini, sakatlanmadıgını söylüyordu. is'da henüz bir hareket yoktu, bek- liyordu. Napoleon:,, . hâlâ müdahale etmiyorsunuz?" dedi. Dok- tor: "Vaziyet ciddidir. Corvisart bi- razdan gelecektir. Bu ameliyeyi 0- nun önünde ve onun — müsaadesiyle yapmak istiyorum" diye. cevap ver- di. Napoleon kızmıştı: 'Eğer aradı- ğınız bir şahid ise işte ben burada- yım, dedi. Sanatınızı biliyorsunuz. Hiç bir şey sizi şaşırtmamalıdır. Muha- AKİS,21 TEMMUZ 1956