selerin seviyesi"ne çıkabileceği husu- sunda açıklanmamış şüpheler taşıyor- lardı. Eski Dış İşleri Bakanı, Istanbul da gazetecilerle de görüştü ınlı er- kekli genç muhabirler Koprululer şa- tosunun surlarını günlerden beri mu- hasara altına almışlardı. Kurucu Pro- fesör böyle bir sırada, yanında İstan- bul milletvekillerinden Celâl Fuad Türkgeldi ve Füruzan Tekil olduğu halde görününce gazeteciler derhal yanına koştular ve ağzından bir kaç kelime aldılar. Köprülü'ye sorulan ilk sual "dinlendiniz mi?" suali oldu. Sa- bık Dış İşleri Bakanı buna "kolay ko- lay yorulmam ki" diye cevap verdi. Bu cevap Ankara'da bulunup Köprü- lü'nün eski yakın arkadaşları olan mümtaz zevatı hayli eğlendirdi. Zira bunlar üstadın meselâ uykuyu ne ka- dar sevdiğini ve geceleri uykusunun ne kadar çabuk geldiğini biliyorlardı. nalı bir tebessümle teyid etti. Hakikaten posta müvezzileri, hele Eskişehir'de Köprülüler İle Hür başkanı arasında yapılan goruşmed sonra eve sayısız telgraf- lar taşımaktaydılar. Eskişehirden ge- çerken sabık Dış Işlerı Bakanının Hür başkanı ve eski .P. milletvekili Ekrem Baysal tarafından ziyaret edil- mesi bazı gazetelere yanlış aksetmiş- ti. Bu gazete havadislerini okuyan bir çok gerçek Demokrat, Fuad Köprülü- nün mücadelesini parti dışına naklede- ceğini sanarak soğuk terler dökmüş- ler, soluğu telgraf gışelerınde almış- lardı. Aslında eski D.P. milletvekili Ekrem Baysal ıle Koprululer arasın- da tamamen hususi bir görüşme yapıl- mış ve İstanbul yolculuğu esnasında mola verilen Eskişehir'de Hür. P. nin bugünkü başkam sadece bir nezaket ziyaretinde bulunmuştu Fuad Köprülünün Genel İdare Ku- Türkgeldi Fakat ikinci cevap, daha tesirli oldu. Kurucu Profesör kurdugu partinin Genel İdare Kurulundan ayrılmaya- cağını beyan etti. B be eyan, bir çok Köprülü taraftarlarına geniş nefes al- dırdı. Bilhassa teşkilât içinde bulunan Köprülü taraftarları —ki sayıları çok kabarıktı— endişe içindeydiler. Nite- kim mülakatın en dikkate şayan ta- rafı gazetecılerın. Köprülüye parti i- çinde kalması için gelen telgralları bahis mevzuu etmeleri oldu. Gazeteci- ler biliyorlardı ki bu telgraflarda pek çok Demokrat» Köprülü'den parti için- de kalmasını rica ediyor, kendilerinin de nüfuz tacirleriyle mücadeleye hazır olduklarını bildiriyor, gidişi tasvip et- mediklerini belirtiyor ve Köprülü ay- rılırsa partiyi terkedeceklerini haber veriyorlardı. Bu telgraflardan, mek- tuplardan, bir koleksiyon yapmak ka- bildi. Sabık Dışişleri Bakanı önce bu hususu saklamak istedi, fakat sonra tâ gözlerinin içine kadar yayılan ma- AKİS, 7 TEMMUZ 1956 Köprülü İdeal arkadaşları, No. Tekil rulundan ayı'ılmayacagı hakkındaki özleri Orhan Köprülü'nün de İstan- bul teşkilâtı başında kalm kta de- vam edeceğinin deliliydi. — Filhakika Orhan Köprülü İstanbula döner dön- mez parti işleriyle ilgilenmeye bağ- lamış ve sekreterlerini eve çağırarak onların getirdiği dosyalan gözden ge- çirmişti. ukabil Köprülülerin rakipleri Sarolcular, muhterem dok- torun temize çıkarılmasından sonra yeniden teşkılatlanmak ıçın harekete geçmişlerdi. Fakat D.P. Genel başka- nının şimdilik bir “Köprülü hurucu" na mâni olmaya çalışması şüphesiz muhterem doktorun taraftarları için handikaptı. Sabık Dış İşleri Baka- nının istifasının Sarolun tebriye edil- mesıyle ilgili olduğunu Türkiyede de- ğil, müttefikimiz memleketlerde da- hi duymayan kalmamış, bu hakikat Time'a kadar pek çok gazetede -New Tork Times dahil- yer bulmuştu. D.P. lıderlerı Koprulunun istifasının parti- YURTTA OLUP BİTENLER nin belki Meclis grubunda değil, ama teşkılatında İnanılmaz derecede ge- niş rahneler açacağını elbette ki müdrik olmalıydılar. Bekleyen derviş K urucu Profesörün bir hazırlık yap- tığı ve zamanını beklediği aşikâr- dı. Köprülü mücadele etmek niyetiy- le hükümetten çekilmişti. Mücadelesi partinin içinde olacaktı. Biliyordu ki D.P. dahilinde gayrımemnunların a- dedi gün geçtikçe artmaktadır ye öy- le bir an gelecektir ki gidisi tasvip etmeyenler edenlerden daha kuvvet- li olacaklardır. Sabık Dii Işlerı Ba- kanı, eski arkadaşlarını iyi tanıdığı kanaatindeydi ve onların ne yapıp ne yapamıyacaklarını hesaplayabılecegmı düşünüyordu. Henüz elindeki kozlar- dan hıç bınnı oynamamıştı Bilâkis karşısındakilerin bütün kozlarını ye- melerini beklıyordu Yüreğinde ihti- asın zerresi yoktu. Bütün — arzusu çare olarak gözlerini kendısıne çe- virmiş olan Demokratlar umumi- yetle vatandaşlar karşısında adını ta- şıdığı ailenin ananelerine uygun şe- kilde hareket edebilmekti. Bu yüzden basiretli davranmak istiyı var ki elindeki kozları, gerektıgınden fazla tutanlar, tam bunları oynamaya karar verdikleri sırada bir de bakar- ar, oyun bitmiştir... B. M. M. Masuniyetsiz milletvekilleri B aşkanlık makamını işgal eden A- gâh Erozan " — Bir takrır var, okutuyorum" dedi. Takrir Antalya milletvekili Atillâ Konuk imzasını taşıyordu. İstediği, Malatya milletvekili Ahmet Fıratın teşrii masuniyetinin kaldırılmasıydı. Meclıste soğuk bir hava esti. u haftanın başında gunu, cereyan ediyordu. teşrii masunıyetlerle ilgili kısmı mü- zakere ediliyordu. C.H.P. li Ahmet Fıratın suçlu sanıldığı husus vergısı defterlerini zamanında — ver- miş olmamaktı. Gerek Anayasa, ge- rekse İç tüzük mılletvekılı masuni- yetinin ne zaman ve hangi sebepler- le kaldırılacağını tasnh etmişti. Bir karma komisyon da vaziyeti tetkık etmiş ve Ahmet Fırat hal takibatın devre sonuna bırakılmasmı uygun gormuştu Fakat Atilla Ko- ktuk takrir vermekte kendisini ser- best hissetmişti. Takriri okunduğun da kürsüye gelip Ahmet Fırat' ın teş- rii masuniyetinin kaldırılmasını nıçın istediğini de bildirmedi. -Ahmet rat geçenlerde sabık bakan, Dr. Sa— rola Mecliste isnatta bulunan ve cel- seden çıkarılma cezası alan mıllet- vekilidi adece ıstıyordu Faka teklıfı iktidar sıralarını işgal eden az sayıdaki demokrat milletvekilinin küçük bir ekseriyetiyle reddedıldı, bu suretle de Ahmet Fırat teşrii ma- suniyetten olmak tehlikesini atlattı Fakat başka bir C.H. P milletvekili. İbrahim Üs, onun kadar talihli çık- madı. Hâdise pazartesı günü Meclis 7 gelir