YURTTA OLUP BİTENLER salonuna hâkim olan havayı göste- riyordu. Teşrii masuniyetlerinin kaldırılıp kaldırılm acağı münakaşa edilen kıllerı ara! sında litler, hukumetn veya Meclisin manevi şah- sıyetıne açık hava toplantılarında te- cavüz etmiş olmak fiilinden suçluydu— lar. Demokratlar hakkında ise il- hassa Belediye başkanlıkları sırasın- da yapılmış ufak tefek yolsuzluklar veya devlet yahut Belediye parası- fuzuli sarfı bahis mevzuuydu. Bır demokrat mılletvekılının teşrıı masuniyetinin ise bir cıyı döğmüş olması dolayısıyla kaldırılması İiste- nılıyordu Karma komi sadece üç C.H.P. li mılletvekılının teşrii ma- suniyetinin kaldırılmasını teklif edi ordu. B ) alay (Kara), Osman Alışıroglu (Kırşehır) ve Kâ- mil Kırıkoglu (Malatya) idi. Mec- lis, üç C.H.P. üye bir dördüncüsünü ilâve etti. Karma Komisyon İbrahim Us'un teşrıı masunıyetının kaldırıl- masına İlüzu görmemişti; — fakat Meclıste komısyon azaları dan eh- med Ali ük (İzmir- D.P. halefet şerhının okunması Şerhte İbrahim Us'un da masuniye- tinin kaldırılması lehinde bulunulu- yordu. Meclis ekseriyeti o tezi tuttu ve İbrahim Us hakkında da derhal takibata girişilmesi için izin verildi. )ü u- istenildi. Demokrat milletvekillerinin — teşrii masuniyetlerinin kaldırılmasına — ise, lüzum görülmedi. Bir tezat K arma komisyon esbabı mucibe lâ- yihasında teşrii — masuniyetlerinin kaldırılmasını istediği milletvekilleri- 5 B evvelce uymuş oldu k bu konuşmalar gösterilmişti. Ay- Meclis kürsüsünden 0- rılıyordu. Ortada bir tezatın bulun- duğu aşikârdı. Zira eğer açık hava toplantıların- da suç sayılan konuşmalar yapılıyor ve bunları yapanlar milletvekili da- hi olsalar teşrii masuniyetleri kaldı- rılp Adalet önünde hesap vermeye mecbur ediliyorlarsa, mitingleri men etmenin sebebi kalmıyordu. Mitingler- de işlenen suçlar, bilhassa işleyenle- rin şahsiyeti dolayısıyla takıp dıle- mıyor olsaydı, mitingleri yasak e ı daha ko laylıkla anlaşıla- Ama demek, öyle — değildi. Demek, bir açık hava toplantısında suç işlediği sanılan kimse hakkında takibata gırışılebılıyordu. O halde Toplantılar Gösi yürüyüşlerini düzenleyen kanunun mucip sebeple- ri arasında milletvekillerine okunan parçaların yeri olmamak — gerekirdi. Trafik kazaları cezalandırılabiliyorsa, vatandaşları otomobil kullanmaktan men etmek kimsenin hatırına gelme- melidir. Tok, bazı kimseler mılletvekılı ol- malarına güvenerek açık hav lantılarında suç işliyorlar ve bunlar- dan dolayı haklarında takibata giri- şilemiyorsa, teşrii masuniyetler neden kaldırılıyordu? Sonra, müzakerelerin başında teşrii masuniyet müessesesi hakkında bazı Demokrat milletvekil- leri konuşmalar yapmışlardı. Bunla- rın tezi teşrii masuniyet müessese- sinin suliistimale müsait halde oldu- ğu teziydi Ama goruşlerının hatalı bulunduğu aşikârdı. Teşrii — ması uni- yet mılletvekıllerının vazıfe yapma- türlü sebepler ileri ürüle- ni — olunmasını engellemek maksadıyla çok şâmil hale sokulmuş- tu. Bilhassa ekalliyet milletvekilleri- İbrahim Us Masuniyetsiz teşri nin ekseriyetin kötü niyetlerinden a- zade tutulabilmesi endişesi, dünyanın her tarafında teşrii masuniyet mües- sesesine vüsat vermişti. Ekseriyetin çeşitli bahanelerle muhalifler arasın- da sevimsiz bulduğuna eziyet etme- si böyle önlenecekti. Şimdi batı de- mokrasilerinde başka ve çok esaslı teminat müesseseleri ortaya çıktığın- dan, teşrii masuniyetler meselesi ye- niden gözden geçirilebilirdi. Ama biz- de, tuhaftır bazı demokratlar tara- fından son günlerde fazla liberal bu- lunmaya başlanan -ve D.P. muhale- fetteyken sıkılığından şıkayet edilen- Anayasanın teşrii masuniyete ait maddesini olduğu gibi anlamak çok daha doğru bir harekettir. C.M. P. İstanbul il kongresi eçen haftanın sonunda İstanbul- da, Cumartesi ve Pazar günleri Spor ve Sergi Sarayı tarafına yolu dü- şenler salonda bir milli reş kar- şılaşması yapıldıgını zannedebılırler- di. Zira Spor ve Sergi Sarayında bu kadar kalabalık ancak güre dığı günlerde gorulebılırdı çerde güreşilmiyordu. C. M. P., lüğünü 428 liraya kiraladığı bu salon- da il kongresini yapıyordu. Bu kong- re, Toplantı ve gösteri yuruyuşlerı hakkındaki kanunun yürürlüğe gır- mesinden sonra cereyan eden ilk si- yasi toplantı olması dolayısıyle zaten kâfi derecede alâka çekiciydi. Bir d Ankarada alefet lıderlerı arasın- daki ışbırlıgının partililer tarafından nasıl tasvip edildiğini, nasıl canı yü- rekten alkışlandığım — göstermesiyle büsbütün mâna kazandı. — Ellerinde sanki bir meydan mitingindeymiş gibi dövizler taşıyan delegelerin toplantıda hazır bulunan Hüseyin Cahit Yalçın ve İbrahim Öktem'e yaptıkları teza- hürat bu tasvibin gozl görülür ifa- desiydi. Hele Kas Gulek ten gelen telgraf okunduktan sonraki alkışlar C M. P. liderlerini neden bu kadar ararsız ve uyuşuk kal- dıklarını düşünmeye sevkedecek kuv- vetteydi. Delegeler heyecan içindeydi- ler. Kongreyi dikkatle takip ediyor- lardı. Yanyana oturan Bölükbaşı ile Öktem'in bol bol konuşmaları, kar- şılıklı nukteler savurup — gülmeleri msenin dikkatinden — kaçmıyordu. Kımsenın dikkatinden kaçmıyordu ve memnunluk uyandırıyordu. Kongre, Suphi Batur'un konuşma sıyla açıldı İl başkanı bundan vvel ki sayfalarda okumuş oldugunuz gıbı çok tesirli ,çok heyecanlı bir konuş- ma yaptı. Delegeler Suphi aturu dinlerken — coşmuşlardı. — Alkışların, "Yaşa", "Varol" nidalarının arasın- da hıçkırıklar da işitiliyor ve bazı de- legelerin göz yaşı döktükleri görülü- yordu. Hele bir kelime vardı ki, her telaffuz edildiğinde hatibin sözü kesı- liyor, hiç bir kongrede, hıç bır mıtmg— te görülmemiş şekilde uzun kuvvetle alkışlanıyordu Bu kelı "hürriyet'ti. Heyecan havası butun salonu sarmıştı, hatta kongre başka- nı Sadık Aldoğan'ın bile kendini bu havadan kurtaramadığı belliydi. Suphi Batur'un konuşması bulunduğumuz siyasi ve içtimai ş. ların C. M. P. yi vazife ve mesuli- yetin eşıgıne getırmış bulunduğunun ve daha azimli, daha kararlı bir çalış- manın luzumlu bir ifadesiydi. "içinde olduğu kanaatinin" Bir ara üniversite muhtarıyetınden de bahseden Batur, sözü basın hürri- yetine getırmış ve demıştır kı "Te- mel hürriyetlerin en mühim! müstesnasını teşkil ettiğine ınandıgı— mız ve her vesile ile müdafaasını yap- AKİS, 7 TEMMUZ 1956