çıkmazdan kurtulmalaıının yolu bizimle "serahata bir iş ve mukadderat bırlığıne geç- mek" t Bir mısal albuki Avrupa memleketleri haki- ki bir kalkınma içindedirler. Me- selâ İtalya halen 36 milyar dolarlık Vanoni kalkınma plânının tatbikatıy- la meşguldür ve bu muazzam plânı tatbik ederken enflasyona sürüklen- memiştir. Dış ticaret açıkları da hu- susi imkânlarla kapatılarak dahilde mal darlığına sebebiyet verilmemiş- tir. Bu yüzden İtalyan halkı feda- kârlıklara katlanmak, geçim darlığıy- la uğraşmak zorun da da kalmamış- lardır. Geçim endekslerindeki yük- selme 1951 den bu yana Z 9 u teca- vüz etmemiştir. Bütün bu haller de göstermektedir ki, bir millet mahru- miyete katlanmadan, enflasyona sü- rüklenmeden, — piyasayı — pahalılığa kaptırmadan, üstelik Avrupa Tediye Birliği çerçevesi dahilinden — temin edilen şartlar sayesinde de kalkına- bilmektedir. yegane amimi Tashihi gereken fikirler Z afer'in muharriri yazısını — Avru- panın tuttuğu bu hatalı — yoldan ayrılmasını tavsiye ederek şöyle biti- riyor Avı'upa, hâlâ o kanaattedir ki, biz Turkler, maliye ve iktisattan anla- mayız! Ah bir bizi dinlemesini öğren- se de insanlık tarihini kimin yeniden yapmıya ve kimlerin de sadece yık- mıya çalıştığını bir kestırebılse bes ereket "iktisattan anlama" mızın ölçüsü muharririn bu makalesi değil- dir. KİTAPLAR YARALI HAYVAN (Sabahattin Kudret Aksal'ın hikâ- yeleri. Varlık Yayınları. Yeni Türk Hi- kâyeleri serisi 38. İstanbul 1958, 768 sayfa, 100 kuruş). S abahattin Kudret her şeyden önce bir şairdir. Dunyayı şaırce görüyor, şairce yaşıyor, şaırce düşünüyor. Ama nedense duygularım yalnızca şii- rın kalıpları — içinde — anlatmakla iktifa etmiyor. Tutup tiyatro eserleri yazıyor. Tiyatro tenkidi ile uğraşıyor. Kendisini bu da tatmin etmiyor, hikâ- ye yazıyor. Hem öyle ozentı olsun diye bır ıkı tane de egıl Elimizdeki "Ta- yvan" şaırın ıkıncı hıkaye ki- tabı Geçen yıl da "Gazoz Ağacı" adıy- la bir başka hikâye kitabı yayınlamış- Sabahattın Kudret böyle üstüste iki kitap yayınlıyacak kadar ustunde dur- duğuna göre hıkay küçük hikâ- yecılıgı iyiden iyiye cıddıye alıyor de- ir. Sabahattin Kudret'in hikâyelerinde kurduğu cümlelerde şairliğinden gel- me bir titizlik var. Hani, bazı şairler için "mısralarını bir kuyumcu titizliği ile işliyor" derler ya, Sabahattin Kud- ret de hikâyelerindeki cümlelerini böy- lesine bir titizlikle işlemiş. Dolayısıyla da bütün hikâyeleri yukardan aşağı, duru, tertemiz bir Türkçe ile yazılmış oluyor. Sabahattin Kudret'in Türk di- line saygısı olduğu anlaşılıyor. Zaten yazarın en güçlü yönlerinden biri de budur. "Taralı Hayvan adlı hikâye kitabın- da on hikâye Sabahattin Kndretın hıkayelerınde daima kendisini bulmak m . Ko- nuyu anlatırken hep kendısı on plan- da, hep kendisi konuşuyor. Sabahattin Kudret olmuşla da pek il- gılenmıyor Çoğu zaman olabıleceğı dü- şünüyor. Meselâ "Kuş Kafesine Yal- dız" adlı hikâyede şair önce bir hare- noktası aramış. Bir arkadaşının "Nalburıye" dükkânına uğramış. Ar- kadaşı ile hoş beş ederlerken bırden bir adam çıkageliyor. "Sim ir file. Filenin içinde yiyecek paketlerı, bır de küçük şişe rakı". Kibar görünüşlü, çe- kingen, yorgun halli birisi. Nalburdan kuş kafesi için yaldız istiyor. Nalbur yaldız cinslerini çıkarıyor. Pazarlık e- diyor! am istenen dört lirayı çok goruyo ğ ya da kesesine uygun bulmu- yor, kuş kafesi için yaldız almadan çekip gidiyor. Hikâyenin burasına kadar Sabahat- tin Kudret gözlemci. Şahidi olduğu a- lelâde bir vakayı anlatıyor. Dikkat et- mezseniz bu anlatışta bir fevkalâde- lik, bir gariplik görmezsiniz. Ama hi- kâyenin bundan sonrasını da okuyup tekrar bu anlattığımız yere kadar olan kısmı incelerseniz, Sabahattin Kudre- tin gördüklerini dupednz anlatan bir hikayeci olmadığını farkedersiniz. O bu başlangıçta, şahidi olduğu her han- gi bir vakayı anlatırken dahi anlatır şına şairce bir şeyler katmıştır. En asiti, dükkâna gelen adamın kibar halliliğini, çekıngenlığını, yorgun ta- vırlılıgını hâdis eye yenin bundan kı kısm büs- bütün şairane duygularla suslenmıştır Kuş kafesine yaldız isteyen müşteri çıkıp gitmiştir ama, Sabahattin Kud- ret, yerınden k Ikmak, onun katılaca- ğı dünyayı rmek zahmetine dahi katlanmadan hayalınden adamı takip etmektedir. Onu dilediği kendince ha- yallediği bir dünyada yaşatmakta, kuş kafesine yaldız'ın onun hayatına kata- cağı yeniliği, sevinci düşünmekte ve bunları bize anlatmaktadır. Tabii hep o şairane dil ve “"Sezai Beyefendi" adlı hikâyede de böyle, öbürkü hikâyelerde de. Sabahat- tin Kudret belirli bir noktadan sonra şahıslarını elinden tutuyor, hayalha- nesinde kendince yaşatıp hikâyelerini de bize dinletiyor. KÜÇÜK SANAT KOOPERATİFLERİ Muzaffer Ekonomi ve Ticaret Bakanlığı Küçük (Hazırlayan: Uyguner, Sanat İşleri Umum Müdürlüğü yayını, Son Havadis Matbaam, 1956 Ankara. 170 sayfa, 5 Tira). üçük Sanat Kooperatifleri adını ta- şıyan bu kitap bu konudaki notları, mevzu hükümleri,'genelgeler ve karar- ları içine almaktadır Kitabı hasırlayan Muzaffer Uygun- 'in önsö n sonra giriş kısmında kooperatıfçılıgın tarıhçesı ve bugünkü rumu üstünde bir inceleme yazısı yer almış. Memleketimizde kooperatif- çiliğin duraklama sebepleri araştırıl- mış. Bundan sonra üç bölüme ayrılan kitabın metni şu arabaşlıkları taşıyor. ölüm üml Kuru- luş ve işleyişle ilgili mevzuat ve genel- geler. Ticaret Kanununun kooperatif şirketlerinden bahseden altıncı faslı. Genel hükümlere bağlı kooperatiflerin kuruluş ve genel kurul toplantılarına ait işlemler. Genel hükümlere bağ kooperatiflerin genel kurullarında bu- lunacak Ticaret Bakanlığı temsilcisi- nin görev ve yetkilerini gösterir tali- mat. Yargıtay tevhidi içtihatları. Ge- nel kurulunun kooperatif şirketlerinin ticarf şirketlerden madut olduğu ve ticaret mahkemelerinde görüleceği şirket üyesi arasında çıkan davaların hakkında karar. Küçük sanat koope— ratifi esas mukavelenamesi. Dok cılar küçük sanat kooperatifleri bırlık kooperatifi tip statüsü. Bölüm II: Muhasebe talimatnamesi ve muhasebe ile ilgili konular. Gelirler hesabı. Aylık mizanlar. Küçük sanat kooperatiflerinde vergi meselesi. Bölüm IlII: Fenni tesisler ve kâr hadleri. Küçük sanat kooperatiflerin- de kâr haddi ile ilgili meseleler. Küçük sanat kooperatiflerinin eline bir nevi anahtar gibi verilebilecek bu kitap yalnız kooperatifçiler için degıl kooperatıf meselelerine ilgi duyan ay- dınlar için de faydalıdır. AKİS, 7 TEMMUZ 1956