HİTABET eydi. Bınaenaleyh 1910 ton demirin akıbetı bu derece — ehemmiyetli uğu aşık" dı. Muhalefet terhınde de de ıldıgı gibi, bu işin nasıl ol- duğu, piyasaya nasıl "riılduğü ve kime ne miktar verıldıgı anlaşıla- maması dolayısiyle Saro) uiniye- e makrunıyetı bıdayeten bellı olan bu demir talebinin - ki, Sarol'u teb- riye eden komısyon raporuııu imza eden arkadaşlar dahı bu talebi suini- yete mal rmüşlerdir - arkasını aramak şarttı Demir, Sarol'un takibi ve yardı- ıyle Tıca et Vekaletmden çıkarıl- Ondan a 90 tonu koope- ratıfe verılmıştır Fakat gerıye kalan 1910 ton ne şekilde nereye verilmiş- tir, kimin elinden ve! mıştır bun- laı'ııı öğrenilmesi gayet tabii ki lâ- zımdır. Bu nokta tesbit edilememiş- tir arkadaşla: r Tesbit edilememiştir. Tesbit edilemediği için de raporun bu kısmına muhalif kalmış olan arkadaş- lar Sarol' un bu ışte masumiyetini u- zak görmüşlerdir. Bu husus niçin tesbit edilememiş- tir? Çünkü Ticaret Vekâleti diyor ki: Bu esamiyi ben aradım, 1910 ton demirin nereye verildiğini, tevzi lis- yon beklıyor, gl iyor. Binaenaleyh bu demirin . ıyasaya verilmiş oldu- r şey yapmamış O bu tesbıt edılmış dahi ol sa kendısıne le beraeti veya tahkikata mahal ol madığı..." diyor. Bu doğru degıldır arkadaşlarım Bir noktayı Büyük Meclisin dik- katine arz etmek isterim. Kabul e lün b l ketm n en ve man tıkan mevcuttur. O im- kân da şudur: Koç firması, hepini- zin malümu olduğu üzere, meme e- tin en büyük firmalarından İrisi- dir. Bu itibarla kuyudatı o nısbette muntazam, Hükümet dairelerininki- ne yakın, belki daha da kuvvetli ve saglam bir müessesedir. Kaldı ki bu iş tehlikeli bir iştir. Şimdi Koç di- yor ki "ben evrakı 24.11.1954 tarihin- itün esamisi ile birlikte Ticaret Vekâletine gönderdim. Orada bütün i, demiri na- sıl aldıgımı ve nasıl sattığımı bula- bilirsiniz." Ama — Ticaret — Vekâleti bunları bulamıyor. Şu halde, tahsi- sin yapıldığı noktadan iyice tenev- vür edebilmesi imkânını — komisyon, elinden kaçırmış gibi, sanki bir em- rivaki karşısında kalmış gibi, işin bu noktasının bir ehemmiyeti yokmuş 14 gibi telâkki ederek dönüp — Koç'a: “Senin Ticaret Vekâletine gönderdi- gını soyledıgı bu üstenin bir sure- mu a sizde, sisin dosyalarınız- da mevcuttur, sen mahalle bakkalı değilsin, hesabı kitabı olan, — vergi hesabatı olan, defatiri tıcarıyesı bu- lunan koskoca bir müessesesin; bu- nun bir sureti sizde bulunmalı; şu hal lde bu suretlerden bize bir tane ver" demi, Bu noktada muhalefet — komisyo- ŞEVKI ECEVIT (Sivas) — Var. F AYBAR (Devamla) — Val- lahı size dedi ise bana demedi. Ben nihayet buradaki mazbataya — göre konuşuyorum. (Sayfa 7 satır 5 ses- ') Bakın şimdi. O satırda aslı mev- cudolmıyan, fakat bahsen meali ge- çen meseleyi komisyon azasının mu- halefet şerhlerinin noktai — nazarla- riyle beraber okumak 1lâzımdır. Bu şerhi yazan arkadaşlar da ay- ların anlaşılmasında buyuk fayda mevcuttur. Umarım ki, komisyon bu noktaları açıklıyacaktır Elımızdekı malümatın, mevcudiyetiyle ve talepname ıle işe başlamış oldu- ğuna g re, bu noktanın karanlıkta kalışı insanı, muhalefet şerhindeki tercımı kabule sevk eder. Ben do bu kanaa arol vekıl olur olmaz, ilk di lıyor. - kaydedilmiş, 28.V.1954 te tahsis çık- mıştır. - 17.V.1954 tarihinde Sarol ba- kan olmuştu. Şimdi bu vaziyet ba- kanlık rutbesının iktisabından son- ra olunca bunun böyle bir muame- leyı intaçda daha müessır olacağı- hiç değilse nezaket Ticaret Vekılmın, Sarol'un şahsan takibetti- Etiler Kooperatifindeki ev Tahkikatın bir maddesi ni komısyonun âzasıdır. 7 nci sayfa- ncı sa: ı'ında bahsedilen hu- SU: men vzi Esa mı Lıstesı nin elde edilemediğini ektedi ler: "Demirlerin kimlere n e vakıt ve ne suretle satıldığı bır türlü tahak- kuk ettirilememiştir" diyorl VACİD ASENA (Balıkesır) — 7 nci sahifedeki 5 nci bendi okursanız, gö- rürsünüz. RAİF AYBAR (Devamla) — Be- yim, ama muhalefet şerhini — yazan arkadaşlar, 5 numaralı bentte olan şey için "böyle bir listenin sonradan verildiğine dair bir beyandır" demi- yorlar. Bunun mahıyetı hakkında muhalefet şerhini yazan arkadaşlar dahi böyle bir oktaı azarda bulun- muyorlar. Oradaki yanda — "listeler alındı" denmiyor, beıı elimdeki porlara göre konu: uyorum. Bu nok- talar belli olsa, daha iyi olur. Bun- miş bulunan arkadaşlarımın — düşün- celeri gıbı ir. Şimdiden şunu soylıyey m kı, eger aksı bır düş arzına yer v mek nın kendi ba kanlıgmdan çıkmamış o n bir hususta dırek veya endırekt mutena im olm ya başkalarmın mütenaim lmasına sebeb ver- mesi keyfiyetinin nerelere varacağı- nı elbette takdir buyurursunuz Sizin tasavvurlarınıza bir manzara an tmek isterim. O da şudur: Farzımu- hal olarak bütün Kabınenı azala- TI kendı mucip vermediği — hususlar- da gayrı eşru ıktısaplara yol açsa- lar yani birbirine pa vermek sure- yl gayrimeşru menfa, at temın et- seler, netice ne olur" Kendi bakan- lıgından mucip vermediği bir husus diye tebriye edılmış olur. Yâni mem- leketimizde icra organından, he AKİS, 7 TEMMUZ 1956