S POR Basketbol Amerikan yardımı H ikâye çok önce başlar. Milli ta- kam antrenörlüğünü yapmakta 0- lan Samim Göreç'e kargı — duyulan sebepli veya sebepsiz antipati, spor oyunları federasyonu başkanında A- merikadan bir antrenör getirme fik- rını ııyandırmıştı Ankaradaki Ame- Haberler Bürosunun ardı- mıyla Amerikadan bir baske bol an- trenörü getirtme teklıfı, aslında hiç de parlak değildi derasyon büt- çesi böylesine bir ış için ancak ayda 1500 lira ayırabilecek — durumd. & En az ücret alan bir Amerikalı erin dahi eline ayda 260 dolar geçtiği ha- tırlanırsa, bu tahsisatla Amerikadan değil kaliteli bir antrenör, en ufak bir memurun bile getirilemiyeceği ko- layca anlaşılır. İşte geçen sene bu du- belirince dostumuz Amerika bize spor alanında da bir yardımda bu- lunmak için Dış İşleri Bakanlığı me- murlarından birini yurdumuza yolla- yıverd Mr Samuel Fox, balen AB. D. metin den bin dolara yakın aylık almaktadır Buna ilâveten Spor Oyunları Federasyonu da 1200 lira ödemektedir. kısa hıkaye, halen basketl)ol takımımızı çalıştıran antrenö böyle bır antrenor getirtmiş olan fe- derasyon durumunu yeter derece- de aydınlatır sanırız. . Fox geçen mevsim içinde İzmir, Ankara ve İstanbulda çalışmalar yapmıştır Ankaradaki faaliyet kim şeyi tatmin etmemiş hattâ daima i- yimser bültenler neşreden Spor O- yunları Federasyonu bu çalışmaların Arzulandığı gibi yapılmadığını belirt- mek lüzumunu duymuştu. Fox, geçen hafta Yugoslavyada iki karşılaşma yapan milli kadromuzu seçip old ça uzun bir müddet çalışmaya tabı tuttu. Kadroda 5 Fene li, 5 Galat saray'ı!, 1 Moda'lı, 1 de Ankaralı e— leman vardı. Bunlardan bır kısmı çe- şitli mazeretler ileri sürüp bu vazi feden affedilmelerini İstedıklerı hal- de antrenör'ün "demokratik çalışma" sistemi neticesi kadroda — kaldılar Samuel Fox ve Faik Gökay ıle bırlıkte basketbol — tarihimize “de- mokratik çalışma" tabiri girmiş bu- lunuyordu. Şöhretli oyuncuların ça- Iışmalara katılmaması, antrenör ta- rafından oyunculara herhangi bir tak- tik öğretilmemesi, demokratik çalış- manın esaslarındandı. rın yetersiz olduğunu rasyon Bültenleri bile. teslim etti. Antrenörün rakiplerimiz hakkında hiç bilgisi yoktu Kendısı ile konu- şan bir gazeteciye "Onlar hakkında mektupla bilgi aldım. Yirmi otuz yı farkla yeneceğiz" demişti. vap basketbol ile biraz ilgisi olan herkesi hayretler içinde bırakmaya kâfi idi. Fakat Mr. Fox rahatça ko- nuştu. Onu dinleyen sabık Federas- yon asbaskanı Turgut Atakel da te- 34 bessüm etmekten kendini alamadı İşte milli takım bu hav: içinde Yugoslavya da oynadı. Ilk karşılaş- mada çok suratlı rakıplerımıze karşı son müdafaa a yapm a kalkınca mağ- lubıyet yolu göz uktu Ikinci devr bir h yli açılınca Granit artık daya Yılmaz'la birlikte mü- dafaa sistemini değiştiriverdiler, Fa- kat i işten geçmiş, basket milli ta- kımımız tarihindeki en farklı mağ- lubiyetlerden birini almıştı. İkinci karşılaşma Belgrad yakınla- rındaki Tuslada Federasyon karma- ları adı altında yapıldı. Yugoslavlar oldukça değişik bir kadro ile oyna yıp maçı 66-60 kaybettıler Bu gali- biyette en buyuk isse şüphesiz Gra- nit ile Gündüz'ündü. Katılmamız kararlaştırılmış — olan turnuvasının suya düşmesi n A milli ta- kım çalışmaları i. Simdi E- kimde İstanbulda yapılacak olan genç takımlar Balkan turnuvası hazırlık- ları başlamış bulunuyor. Bakalım Mr. Fox gençlere neler öğretecek? Boks Dar çerçeve eçen hafta Pazar akşamı Ankara- Roma boks karşılaşmaları yapılı- yordu. Ring'in etrafındaki numaralı sandalyalardan birinde oturan beyaz gömlekli bir adam yerinden fırladı. Milk takımın boks antrenörüne, ya- nındaki yardımcısına, oracıkta otu- ran boks federasyon erkânına heye- canlı _ıestlerle l)ırşeyler söyledi. O sı- rada ringe yakın oturanlar adamın kızgınlığının sebebını anlamışlardı. Beyaz gömlekli zat Ankara'nın 63 kilo boksörlerinden Ali Rıza Demir- süren'in nasıl olup ta 71 kiloda dün- yanın tanınmış boksörlerinden bu İ- talyan'ın karşısına çıkarıldığını ilgi- lilere soruyordu. ekten Roma-Ankara temsili boks karşılaşması ortaya bir çok ce- vaplandırılması gereken sual çıkarmış- tı: Neden iyi hazırlanamamıştık" An- kara takımı daha iyi teşkil edile- mez miydi? Bir 68 kiloyu, 71 kilo karşısına çıkarıp ezdirmek günah de- ğil miyı Italyan antrenör Marıo, boks milli takımımızı çalıştırmak üzere geçen e de yurdumuza gelmişti. Antren- man sisteminin çok ağır olması bir müddet boksörler arasında hoşnut- suzluk yaratmışsa da sonradan alışıl- mıştı. Mario sert, disiplini seven cid- di bir hoca idi. Sporda hemen iler- lemek için böyle çalışılması gerekti- ğine inanıyordu. Prensıpler ve didin- meler geçen yıl oldukça iyi neticeler oğurmuş — olduğundan bu sene de Boks Federasyonn gene Mario'yu da- vet etti. Orta boylu, esmer, sert bakışlı bu eski boksör Ankaraya ilk geldiği gün kendisi ile konuşan gazetecılere, bi- raz da heyecanlanarak "Türkiyeye gelmekten son derece memnuniyet duyduğunu" bilirdi. İşte ario ça- içinde lşmalara bu haleti ruhiye başladı. Kendisine verilen program gereğince elinden geldiği kadar fay- dalı olmaya çalıştı. Fakat hazırlan- mak için vakit çok azdı. Bu yüzden Istanbuldakı mili maç gibi Ankara- daki karşılaşmanın da neticesi par- lak olmadı. Memleketimizde boksun diğer bir çok spor kollarından hayli geride ol- duğu muhakkaktır. Federasyonıın bir hamle yapabılmesı için önce yurt i- çinden işe başlaması gerekir. Bolg - ler arasında tertıplenecek deplasman- h müsabakaları asraflarını çıka- ramıyacağını hıç kımse iddia edemez. Mücadeleden zevk alan seyircimizin boksu tutmayacağı doğru — değildir. Bunun için, senede bir kaç müsaba- kaya inhisar eden boks faaliyetle- rini bu dar çerçeveden kurtarmak ge- rekir AKİS, 7 TEMMUZ 1956