YURTTA OLUP BİTENLER zaman zaman katılması, iktidarla bir "“münasebet kasma" ye gitmesi, muhalif milletvekillerinin mensu,; Old ukları teşekküllerden çekilmesi ve partinin çarşamba günü — tesbit ettığı taktiğin bir strateji haline ge- tıı'ılmesıydı Unutulmamalıydı ki mil- tetin gözü Muhalefete ve bilhassa Üç Büyüklere çevrikti. Büyük bir imti- han veriliyordu. Nitekim o sıralarda — toplantı ha- linde bulunan CELP. Maeclisi kuv- vetli fikirlerle beraber intizar ifade eden bir tebliğ yayınladı. erçi bu haftanın başında salı günü, yani teb- liğin neşrinden günlerce sonra D.P. Zafer gazetesı teblıgde "ba- organı tık mânasında — demokratik — rejim mevcud olmadığı takdırde" dış po- litikada memleket siyasetinin vatan- daş — müzaheretine - dayanmayacağı yolunda bir tehdidin mevcudıyetını belirtti ama, tebliğ bir nevi önsöz mahiyetini taşıyordıı ve esas ehem- miyetin müşterek tebliğe inhisar et- tirilmesi gayesı gudulerek kaleme a- lınmıştı er'in geciken in- t'ılakının mucıp sebebını anlamak da kolay değildi. Demokrasilerde bir si- yasi parti hükümetin dış politikasını ilâ tasvibe mecbur edilemezdi. Za- fer, bermutad politik bakımdan gaf yapmışt İşte bu haftanın başında, — Yeşil- köy hava meydanından hem Osman Bölükbaşıyı en önd. ordu-, hem de Adnan Menderesı -en sonda oturuyordu- taşıyan uçak havalanır- ken başkentte siyasi hava buydu. Pa- zartesi günkü 13.30 uçağına C.M.P, Genel Başkanı ılk bınmıştı nenlerden biri i Genel başka- nıydı. -Uçaklarda arkadakı yerler, bir kaza takdirinde daha emnıyetlıdır - Buna mukabil Esenbogada ilk inen Menderes, son inen Bölükbaşı olmuş- tu. Bu bakımdan iki polıtık lider tay- İbrahim Öktem İyi haber getirdi yarede ne görüşmüşler, hatta ne de selâmlamışlardı. M fih uçaklar- da son günlerde pek 1lâtifeci olmuş- lardı. Bahçelievlerdeki toplantı U ç Bııyukler salı günü öğleden son- C.H.P. Genel Sekreteri Kasım Guleğın Bahçelievlerdeki evinin bü- yük kııtııplıanesınde toplandılar. C. H P. yi İsmet İnönü, Kasım Gülek ve Nüvit Yetkin temsil ediyordu. Hür. P. adına toplantıda Fevzi Lütfi Ka- raosmanoğlu, Muammer Alakant ve Ekrem Alican vardı. C.M.P. den ise Osman Bölükbaşı, Ahmet Bilgin ve Fuad Arna hazır bulunuyordu. Ga- zeteciler böyle bir toplantının yapı- lacağını duymuşlardı; fakat alâkalı- r bu hususta tam bir ketumiyet muhafaza ediyorlardı. Bundan dolayı- ır ki Tercüman gazetesinin açıkgöz ve hakikaten batılı usullerle çalışan muhabirleri hariç herkes atladı. Er- tesi gün bir çok gazetede toplantı- n Orman Çiftliğindeki bir gazinoda yapıldıgı bildiriliyor ve yalan yanlış isimler ortaya atılıyordu. — Halbuki Tercuman ekibi kilit noktalarına a- damlar koyarak hâdiseyi olduğu gibi tesbit etmiş ve fotoğraf dahi çekme- e muvaffak olmuştu. Bu ekip men- suplarının Gazeteciler Cemiyeti tara- fından verilen en İyi muhabir mükâ- fatına hak kazandıgına şüphe yoktıı P. ekibi Kasım Güleğin evine saat 15 de gelmiş, onu C.M.P. ekibi takip etmiş, müteakiben Hürriyetçi- ler toplantıya katılmışlardı. İlk çıkan Hür. P. mensupları olmuştu. Akşam üzeri parti merkezinde — toplantıları vardı. Fakat C.M.P. liler 19.45 e dar kaldılar. Görüşmelerin İ cereyan ettiğinde şüphe yoktu. Ter- cüman muhabirlerinin tesbit ettikle- rine göre Kasım Güleğin evinde Hür. P. ekibi iki saat, C.M.P. liler dört saat- on beş dakıka kalmışlar- dı. İnönü ve arkadaşları Güleğin evin- den saat 20 de ayrılmışlardı. Prensip anlaşması G azeteciler toplantıdan sonra bir tebliğin neşrini bekliyorlardı. Teb- lıg neşredılmedı. Bundan anlaşılıyor- arılan karar bir prensip an- laşmasıydı Tahmin olunduğuna göre en fazla iltifat gören tez, Muhalefe- tin Meclise çok mühim meselelerin dı- şında katılmamalıydı. C.H.P. ve Hür. P. bu hususta selâhiyetli organlann- dan selâhiyet almıştı. Osman Bölük- başı da partisinin Genel Idare Kuru- unu Ankarada toplantıya — çağırdı. Onların da karara iştirak edecekle- rinde zerrece şüphe yoktu. Kasım Gü- leğin evindeki toplantı — Muhalefet cephesımn teşekkül etmiş olduğunun en İyi delılıydı Rejım meselelerinin hallıne kadar üç parti "bırımız epi- hepimiz birimiz ıçın formülünü tatbık edeceklerdı Rejim meseleleri bir defa yoluna konulduktan sonra ise her parti kendi yolunda yürüye- cekti. Toplantıdan çıkanları görenler içer- ettiğini kolaylıkla anlayabilirlerdi. Bü- Enver Güreli Kıymetli ikinci tün partilerin mensupları tarihi anlar yasamakta olduğumuzu vs akibetinin büyük nisbette muhalefe— tin hareket tarzına bağlı olduğunu gö- rüp arılıyorlardı. Toplantı başı en- dişelerin vs bozguncu cereyanların da ortadan kalkmasına yardım etti. İyi bir formülün bulunacağına şüphe yok- tu. Bu sırada milletvekillerinin arasın- da Meclisin 16 Temmuzda tatile gire- ceği söylentileri dolaşıyordu. Von Papen'i hatırlarken nkara da bütün bunlar olup biter- n, geçen haftanın sonunda İstan- bul' da pıyesın başka bir perdesi oyna- nıyordu. Akbıyık'ta bir ortaçağ şato- sunu andıran yüksek bahçe duvarları- nın arkasındaki Köprülüler konağı bir- kaç günden beri devam eden ziyaret- çilerin uğrak yeri halindeydi. Zıyaret- çilerin arasında gazeteciler, D.P. teş- kilâtı mensupları ve Prof. Köprülünün yakın arkadaşları vardı. Fakat sabık Dış İşleri Bakanı hâdiselerle ilgili te- maslarını sadece Akbıyık'ta yapmıyor- du. Başka yerlerde, Köprülü taraftar- larının evlerinde cereyan eden bu top- lantılara İstanbul milletvekillerinden bazıları da katılmaktaydı Doğrusu is- tenilirse DP.nin bazı İstanbul millet- vekilleri en ziyade tedırgın olmuş kim- seler arasındaydılar, zira Türkiye'nin n ehrinde partilerinin bir daha secim kazanmasının aynı yerde 1950 seçimlerini C.H.P.nin kazanma- sından dahi çok müşkül hale geldiği- ni hissediyorlardı. Bahis mevzuu top- lantılarda DP.nin bugünkü gıdışıne karşı nasıl mücadele edilebileceği gö- rüşülüyordu. Temaslarda mihver, ku- rulu Profesördü. Fakat Köprülü'nün en samimi dostları bile üstadın "hâdi- AKİS, 7 TEMMUZ 1956