TİYATRO le teşrih ediliyordu. Esere herkesin kolayca anlıyacağı bir, hiciv hakim- di. Esasen komedinin ağırlık noktası a buydu. Bu sebeple rağbet buldu, takdır topladı.Harputta Bir Ame- rükalı'da Cevat Fehmi'yi en popüler tiyatro muharriri yapan bütün un- surlar mevcuttu: komediye his ka- rışıyor ye güldüren bir dram orta- ya çıkıyordu. İkinci eser yarı-amatör bir müellife aitti. Son Durak'ta kifa- yetsiz bir dekor, baştan savma kıya- fetler ve aksesuarı çinde ü yaş- li bir melodram yaşanıyordu Belki bu sebepledir ki, Son Durak bir kı- sım seyirciler tarafından çok beğe- nildi. Diğer evlet Tiyatrosu idaresi, geçen yıl- ki repertuarına, alelacele hazırla- yıp sahneye koyd ğu "Haydutlar”" ve "Trafik Cezası" nı almakla, ihtimal bazı günahlarının kefaretini ödeme- yi düşünmüştü. Bu iki eserin gördü- ğü alâka, uyandırdığı akisler hakiki tiyatro severlere gelecek mevsimi ü- mitle beklemek kuvvetini kazandır- dı. eserler Ragıp Haykır tarafından sahne- ye konan Noel Coward'ın "Ruhlar Gelirse"si eserin kıymetinden çok rejinin ve bilhasssa artistlerin başa- rısı yüzünden alâka topladı. Devlet Tiyatrosunun esenlen sahneye alel- acele - koymas mühim roller için dublör hazırlama ması bu defa nasıl- sa iyi bir netice verdi. Matmazel Ar- cady rolünü. oymyacak olan Mediha Gökçerin bir kaza geçirmesi üzerine bu röle bir kaç gün içinde hazırlanan Handan Uran çıkarıldı. Bu vesileyle Handan'ın hayret uyandıran başarılı kompozisyonuna şahit olduk. Bir ka- 1 seyircilere kudretlı bir aktrisi tanıma fırsatım v evlet Tiyatrosunun bolge tıyat— roları teşebbusu bır tarafta uyu p dururken ra'da faalıyete geçen "Üçüncü Tıyatro perdesini i- sabetle seçilmiş bir eserle, açmıştı: Amerikalı müellif Garson Kanin'- in bu eseri siyasi, içtimal bir hiciv- di. Son derece ustalıkla yazılmış bir hıcıv " Çocuk" Ulrich Dam- rau'nun güzel dekorları içinde. Saim Devlet Tiyatrosunun yeni afişleri Sabreden görür . "Trafik Cezası" pek fazla tanın- mamış bir İtalyan yazarın - Paola Levi - eseriydi. Fazla emek sarf edil- meden şahneye olmasına rağmen İâyık oldugu alakayı gördü. aralı — seyircilere geçen mev- sim içinde "Ruhlar Gelirse" ve "Dün ü Çocuk" u seyretme, fırsatını ver- dıgı isin . Devlet Tiyatrosu ogunebı— lirdi. Ama "Dördüncü Henri" yi aynı seyircilerin önüne çıkarmanın mâna- sı kolay kolay izah edilemezdi. Ese- rin muharriri Pirandello idi. Piran- dello, dramlarında insanların zayıf taraflarına hitap etmesini ve eseri bir tek aktörün etrafında toplayarak o rolü oynayan sanatkârı sivriltmesini bilen bir müellif ti. Dördüncü Henri' - yi Küçük Tiyatro'da Cüneyt Gokçer oyııadı Cüneyt'in böyle ufak larla, şişirilecek bir şöhrete ıhtıyacı oktu. Aktör ve rejisör olarak kâfi derecede tanınıyor ve seviliyordu. Bu sebeple. Dördüncü Henri'nin niçin sahneye konduğu büsbütün anlaşıl- maz bir hale geliyordu. 6 Alpago tarafından sahneye konmuş- tu. Seyirciler bu oyunu seyrederken çok güldüler ve güldükleri kadar da düşündüler. Nuri Altınok, Müşfik Kenter ve Gökçen Hıdır guzel oyun- larıyla piyesi değerlendiriliyorlardı. Bilhassa Gökçen Hıdır disinden hay anlıkla bahsettırecek bir başarıya erişmiş oluyordu. Bu, ol- gunlaşmaya yuz tutan yeni bir akt ris kazanmak üzere olduğumuza dair bir. müjde — sayılabilirdi. Devlet Tiyatrosu böylece mayıs sonunda perdelerini kaparken arka- da ,zengin pir repertuar bırakıyordu. Bunun içinde iyi piyesler olduğu gibi kötüleride vardı. Değerli ve manalı eserler yanında, mânâsız eserlere de yer verilmişti.Çok defa Devlet Tiyat- rosunun ismiyle alâkalı vasıflara yan çizilmişti, ama her şeye rağmen An- kara halkının tiyatro, ihtiyacına, ti- yatro zevkine cevâp verilmişti. Bu hizmet bile, bir çok kusurlara göz yummaya kâfi gelirdi. Okuyucu mektupları Mecmua hakkında KİS'i 3 senedir okuyorum. He- A men söylemeliyim ki neşir yolu ile açtığınız siyasi mücadele ilk ilk günlerdeki hızını kaybetmiş bulu- nuyor. Buna sebep basının tepesin- de esenkiy amet fırtınası mi? Bundan başka AKİS'te okuyu- cuya ayırdığınız mektuplar köşesi bir eksiği giderdi. Ancak; aleyhini- ze yapılan sitem ve serzenışlerın hemen ekserisinin koyu bir sükütla geğilmcsinin hikmeti nedir? İkrar mı? Feridun Menteş - İzmir Milli dağerlerimizi okuyucuları- nıza tam olarak tanıtmıyorsu- nuz.Meselâ" Trabzon mılletvekılı Se- tâhattin — Karayavuz bir hâl tercümesini bılmek isterdik. Bu zat 6-7 eylül hadiselerinin me- suliyeti mevzuunda bakınız ne di- yor: "Bir an için mesuliyet Türk hüküme hükümetinde — olduğunu kabul et- sek dahi muhalefet sıralarında bu- lunan arkadaşların, memleketin bu bakımdan göreceği büyük zararları Öz Önünde tutarak bu mesuliyeti gizlemeleri, bunu bu yüksek kürsü- ye getirip ilân etmemeleri icap e- der." (28.2.19566 — tarihli Zabıt Ceri- desi. Sayfa 1075) ünya Parlamentolar tarihine geçecek derecede orijinaliteyi haiz bulunan bu görüşün sahibini bütün Türk milletinin çok yakından tam- mak istiyeceği, şüphesizdir. M. "Şükrüoğlu- İstanbul ecmuamızın san'at tenkidlerine ait sütunlarıında edebi yarış- ikt hislere hemen hemiı dilmemektedir. Halbukı binalara ait bir çok proje müsaba- kası neticelenmekte Ve memleketi- mizde bu mevzuya konu olabilecek elâemmıyette eserler inşa edilmekte- ir. Melih Tümer - Konya Gülek hakkında on sayınıza kadar Genel Sekre- ter Kasım Gülek'in aleyhinde bir hayli yazdınız. Fakat geçen haf- taki ziyafeti bu sayınızda sizi Gü- lek'i desteklemeye mecbur etmiş. Hani diyoruz, mideci.. Siz de ufak çapta miısinız ın- lnonu nun Nihat Erim'e Verdıgı mektubu "ibra" olarak va- sıflandırmakta ve Menderesle İno- nüyü mukayese etmektesiniz. Anla- yışsızlıgınıza ve dedikoduculuğunu- za hayret e Turhan Baysal - İstanbul AKİS, 9 HAZİRAN 1956