KADIN. Gazeteci Bob Krauss ev kadını rolünde tövbekar oldu Sonunda ikinci — gün B ©b Krauss işlerinin çokluğundan olacak gazetedeki mutad yazısını yetiştirememiştir. Fakat Mrs. Dion gazeteye telefon edecek vakit bulmuş ve yalnızca, şu manidar şikâyette bu- lunmuştur: "Susan'ın saçları rak yüzü görmemiş!" Üçüncü gün iki gündür ta- ob Krauss, yazısında çacuklarla yaptığı bir gezintiyi anlatmakta- dır. Hayvanat bahçesindeki bu ge- zinti gayet müşkül şartlar içinde ya- pılabilmiştir. Çünkü çocuklar, tıpkı seyrettikleri, hayvanlar gibi. dört a- yak üstüne yürümek istemiş ve pa- buçlarım çıkararak, ellerine geçir- mişlerdir. Dorduncu gün B ob Krauss artık ümitsizdir. Ço- cuklar cidden "fena" yetiştirilmiş- lerdir. Yaptığı işleri derhal dağıtmak- tadırlar. Üstelik Melina ateşlenmiştir. Sâlly yemek yemek istememektedir. Yağmur yağmış ve sabahleyin sili- nen camlar öğleden sonra tekrar kir- lenmiştir. Akşama Mrs. Norman Di- on evde yapılacak o kadar iş bulmuş- tur ki, gazeteye telefon edecek vakti olmamıştır. Beşinci gün ob Krauss yeknesaklığa, taham- ül edem mekte isyanını hay? 1 kırmaktadır: "Sabah a akşam, aynı ta- bakları yıkıyorsunuz demektedir. Sabah akşam aynı kitapların tosunu alıyorsunuz, ütülediğiniz elbiseler hep aynıdır, süpürdüğünüz yerler de! Pencereden bakınca hep aynı man- zarayı görmektesiniz." 16 Altıncı gün ob Krauss dünyanın en zor işini Bgören annelere bazı tavsiyelerde bulunmaktadır. Mesela komşularla anlaşıp, haftada bir gün, sıra ile bü- tün çocukları bir annenin nezaretin- de- bırakıp sabahları rahat rahat iş görmek, yahut birkaç çocuk için bah- çelere muazzam çocuk parkları ko- yup iş yaparken onları kendi haline bırakmak, çatlasalar işi bırakıp yan- larına gitmemek. Bu altıncı gunde Bob Krauss, ken- disim yeni bir tecrübeye davet eden bir anneye de şu cevabı vermiştir: "Beni zorla yakalayıp, bağlamadık- ça bir daha herhangi bir evde hizmet göremem: Ev kadınlarının işini ev kadınlarına bırakıyorum!" Edebiyat Genç kızlar F ransadaki egzistansiyalistlere ö- zenen bazı gençler tarafından İs- tanbulda bir kulüp açma teşebbüsü- ne geçildiğini ve bu teşebbüsün dur- durulduğunu gazetelerde okumuştuk. Yalnız yaşadığı an için yaşıyan, hayatın zevkini, yalnızca — yaşadığı andan, çıkartmaya bakan, bunun için içkiye, her türlü eğlenceye baş vu- ran bir gençlik elbette ki, ideal bir gençlik değildir. Cemiyetler de gün- den güne çoğalan bu temayüllerle mücadele etmeyi bir vazife bilirler. Bugün yine Fransada 20 yaşında bir "genç kız" aileleri oldugu kadar sosyologları da telâşa — vermiştir. Genç kızın adı Françoise Sagan'dır. Onsekiz yaşındayken yazdığı "Bon- jour Tristesse - Günaydın Keder" ro- mam bütün dünyanın alâkasını çek- miştir ve bugün filme alınmaktadır, Françoise Sagan şimdi ikinci romanı- nı da yazmış bulunuyor. "Un Certain Sourire- Bir Nevi Tebessüm" adlı bu romanında da genç yazar, aynı ede- bi kıymetı göstermiş, okuyucularım bir şâir üslübu ile sürüklemesini bil- miştir. Fakat bu kadar alâka uyan- dıran bu ikinci kitap, mazbut aile yuvalarında mühim bir endişe yarat- mış, genç kız yetiştiren anne ve ba- baları adeta paniğe uğratmıştır. Zaten henüz 18 yaşındayken yaz- dığı romanla bütün dünyayı, adeta hayret içinde buz gibi dondurmuştu. Onun dünyaya tanıttıgı yenı bir genç kız tipi vardı ki bu, a, harp son- rasının sukutu hayalı 11e yugrulmuş, inancı ve ümidi kırılmış, cesaretsiz ve cesaret kırıcı bir genç mahlüktu. Bu genç kız için "mahcubiyet" ve "if- fet" uydurma birer kelimeden iba- rettir. Bu genç kız büyük bir vuzuh- la fakat tamamiyle ateşsiz bir şekil- de, zevki ve yalnızca zevki aramak- tadır. Fakat zevk dediği şey nedir? rinde "Whisky" sini içerek, caz din- liyerek aramaktadır. Aşktan sık sık bahsedilmektedir ama, aşkta onu a- lâkadar eden taraf yalnız kelimeler ve hareketlerdir. Françoise Sagan'ın yarattığı genç kız tipi, yalnız vücu- undan haberdardır, kalbim adeta, u- nutmuştur. şte bu kitap bütün bir dünya gençliğim cezbetmiş, görülmemiş bir alâka uyandırmıştır ve işte aılelerı derin derin düşündüren nokta olmuştur. Acaba Françoise Sagan ın romanlarında yarattığı genç kız tipi hakikaten bugün mevcut mudur? E- ğer genç kızlar, bu derece "hayata kırık" bir haleti ruhiye işinde iseler, Françoise Sagan telâşa düşürdü Anneleri AKİS, 9 HAZİRAN 1956