ZİYARET ŞENLİKLERİ T ürkiye, Hilton Şenlikleri ve Kal- kınma Şenliklerinden sonra hafta muddetle Zıyaret Şenlikleri devrini yaşadı. Yapılanlara bakınca insanın, memlekette protokol işleri- nin yuksek sevk ve idaresini bütün merakı gösteriş ve şatafat olan, ip- tidai, cahil, tahsilatı, kültürü Bat- tal Gazi okumaktan ileri gitmemiş bir zatın deruhte ettiğini sanma- ması imkansızdı. Halbuki Dışişleri Bakanlığının Protokol Dairesi, ak- li pek âlâ başında kimselerin elin- dedir. İran Şahı ve Kraliçesi bir Dev- let Zıyaretı yapmış bulamıyorlar. Fakat bir Devlet Ziyaretinin iki hafta sürmesi ve kalabalık bir ka- filenin, sanki bahis mevzuu turis- tik bir geziymiş gibi memleketin üç tarafını alâyiş içinde gezmesi ne- rede görülmüştür, lütfen söyler mi- siniz? Hele misafirlerin refakatin- de bizzat Türkiye Cumhurbaşkanı- nın ve Dışişleri Bakanının bulunma- sını tasvibe imkan olmadığını be- lirtmek isteriz. Türkiye Cumhur- başkanı Amerika Bırleşık Devletle- rine resmi bir ziyaret yapmıştı. Bu ziyarette Devlet Başkanının mem- leketi dolaşması da derpiş olunmuş- tu. Fakat işin resmi kısmı Was- hington'da iki veya üç gün içinde tamamlanmış, sonrakı fasılda Tür- kiye Cumhurbaşkanı Amerikan hü- kümetinin mümtaz bir mısaüri Oo- larak muamele görmüştür. merika Cumhurbaşkanı kafıleye ka— tılmış, ne refakate Dışişleri Baka- nı verilmiştir. Zira bu zatların, baş- kentte işleri olması tabiiydi. Batı memleketlerinde Devlet ziyareti me- seleleri böyle halledilmiştir. Kırk gün rk geceyi andıran şenlikler sadece farktadır ve oralardan da alkmak üzeredir. Demokrat Par- ti iktidarına kadar, biz Türkiyede böyle şeyler görmemiştik. Gönül çok ister ki muhalefet bu Ziyaret Şenlıklerınde kaç para har- candığını iktidardan Mecliste sor- sun. Bizim bildiğimiz, Dışişleri Ba- kanlığının bütçesinden bir buçuk milyonluk bir tahsisat ayrılmıştır. Şehirlerin süslenmesi işi, çeşitli mü- esseselerin veya belediyelerin sırtı- na yüklenmiştir. Nihayet asıl mas- raf Milli Müdafaa Bakanlığına öde- tilmiştir. Meşhur Savaronanın ya- kıtından çeşitli gösterilerdi yakılan mermilere kadar her şeyi bu Ba- kanlık bütçesi karşılamıştır. Misa- firlere verilen hediyeler de devlet kasasından temin olunmuştur. Yu- varlak bir rakam söylemek gere- kirse, son Ziyaret Şenliklerinin mil- letimize beş milyon liraya maloldu- ğu muhakkaktır Kemerleri sıkmak bu mudur Ustelık Ziyaret Şenlikleri, bir AKİS, 2 HAZİRAN 1956 muayyen zümrenin eğlenmesini te- min gayesi güdüyormuş havası i- çinde yapılmıştır. Protokolun hiç bir kaidesine riayet edilmemiştir. Ziyaretlere ve törenlere istenenler çağrılmış istenmiyenler çağrılma- mıştır. Muhalefet lıderlerı, e sıfat- lariyle hiç bir yere lunma- mışlardır. Gazeteciler makbul adam sayılmamışlar ve rağbet görmemiş- lerdir. O kadar ki fotoğrafçılar ara- sında bile tefrik yapıl 1Şş, Anadolu Ajansının ve Zaferin fotoğrafçıları- na hareket serbestisi tanınmış, öte- kilerden jaket atay giyip gelmelerı istenmek suretiyle bir garal re- kora kırılmıştır. Foto muhabırlerı- nin jaket atay gıyıp çalıştıkları, şimdiye kadar eminiz ki hiç bir memlekette görülmemiştir. Bundan maksadın, hoşa gitmeyen bazı re- simler çekmiş olan fotoğrafçılara ezıyet etmekten başka şey olmadığı aşikârdır. Fakat en büyük sıkıntıyı, bu zi- yaret şenlikleri Birasında halk çek- miştir. Kafilenin bulunduğu şehir- lerde trafik mütemadiyen kesilmiş, yollar kapatılmış, mekteplilerin ve işçilerin caddelere birikmesi emre- dilmiştir. Gösteriş ve şatafat mera- kı hakikaten gülünç ölçüler almış, açık Cadillac'lar geçit resimleri yap- mış, muht şem taklar — kurulmuş, % celeri şehrayin tertiplenmiştir. stanbulda Yıldız bahçesinin manol- yalarına renkli fenerler asılmış, An- karada Şaha fahri hemşerilik tev- dil törenini cazipleştirmek için An kara kolejine zarif genç kızlar si- parişi verilmiş, ziyafetlerde şampan- a ,viski ve havyardan geçilmemiş tanzim olunan programın saatleri- ne ehemmiyet atfedilmemiştir. Ek- seriya ufak yerlere çok sayıda adam çağırıldığından izdiham olmuş, mi- safirler kederlerini şampanya kadehlerinde boğmuşlardır. Bursa- da, İzmirde halkın gözlerini fal ta- pı gibi açan hadiseler cereyan et- miş, herkes milletimizin "kalkın- mak ıçın kemerlerini sıkmak zo- runda" bir millet değil, kalkınmış da servetini ne yapacağım bilm en bir mirasyedi olduğu zehabına kapılmıştır Her şeyin en pahalısı, en iyisi sayılmıştır ki, tıpık ıptıdaı zihniyet de bundan başka şe ğildir. Tıpkı batılı memleketlerde olduğu gibi Devlet misafirlerinin Uç gün içinde sade, fakat vakur bir şe- kilde ağırlanması prensibine iltifat olunmamış, şahsi merakların, şahsi zevklerin tatmini yoluna gidilmiş, bir takım kompleksler devlet kasa- sından tedavi görmüştür. Pelerinli fraklar, bahriyeli kasketleri, manev ra ceketleri teşhiri bu suretle müm- kün hale getirilmiştir. Sayın bayan larımız da şıklıkta birbirlerini geç- mişler, her şey sanki Lale devrin- deymiş gibi cereyan etmiştir. Beş milyon lira... bununla, şu fa kir memlekette neler ve neler yapıl- mazdı! Halk ıçın bir halk hükümeti kurmak vaadile iş başına gelen Be- yaz Treni memleketin en büyük me- selesi yapan, lükse ve şatafata harp açtığım bildirenlerin aslında nasıl bir zihniyet taşıdığım bu Ziyaret Şenliklerinden daha iyi hiçbir şey gösteremezdi. Şimdi vazife, Muha- lefetin ve basınındır. Zira önümüz- deki günler, yeni bazı şenliklere ge- bedir. Pakistan ve Libya Devlet Başkanlarıyla İspanya Dışişleri Ba- kam Ankarada beklenmektedir. Mi- safir Devlet Başkanları ıçın gene ikişer, üçer haftalık zengin prog- ramlar hazırlan maktadır. Muhalefetin yapacağı, bu israf şaheserlerini teşhir etmek ve onla- rın hesabım Maecliste sormaktır. Muhalefet şu hususun millete açık- lanmasını teminle mükelleftir: Ke- merlerimizi sıkmak zorunda mıyız, değil miyiz? Zorunda değilsek çek- tiğimiz bu inanılmaz sıkıntılar ne- dir; zorundaysak Ziyaret Şenlıklerı ne oluyor? Böyle bir mücadelede bütün halkın muhalefet milletvekil- lerinin yanında yer — alacağından zerrece şüphe yoktur; zira kafile- nin geçtiği her yerde daha çok mu- halefet, daha memnunsuzluk, haksızlık karşısında da büyük infi- al tohumları ekılmıştır Bu bakım- dan, başlarına 'ihraç felâketi" miyeceğinden emin olsak bizzat ık- tidar — milletvekillerine sorguya çekmeyi tavsiye ederdik. Zira D.P. aleyhinde en ciddi seçim propagandası, aslında ha Ziyaret Şenlikleri olmuştur Basma gelince, kendisini bir var- hk olarak kabul ettirmek niyetin- deyse o şekilde davranmalıdır. Ba- sının davet edilmediği ziyafetlerden basında bahsedilmez, gazetelerin hususi fotoğrafçılarına çektirilme- yen resimler e gazetelerde çıkmaz, hattâ hâdiseler sütunlar arasında yer bulmaz. Gazete misafirlerden ö- zür dileyen, hareketin asla ve asla kendilerine müteveccih olmadıgım bildiren bir açıklama yapar,- ondan sonra da susar. Bakınız bu şekılde davranıldığı takdirde bir daha da- vetlerden basın eksik edilir, kimse fotoğrafçılardan —Jaket atay sor- mak garabetini gösterir mi? ağrılsa da çağrılmasa da yazan bir basın bulduktan sonra, iptidai bir zihniyetin küçük eziyetlerle inti- kam almaya kalkışmasından daha tabii ne olabilir? Evet, bu şenliklere artık bir son verilmesini el birliğiyle temin et- mek zorundayız. 11