dedilebilecek olan Bağdat Paktı teş- ilâtını koruyacak yerde küçük he- saplarına uyarak çeşitli şekilde dav- ranmışlardır. Suudi — Arabistandaki îetrol menfaatlerını düşünen A B.D., ngıltere, Türkiye ve Irağın ısrarla- rına rağmen bu Pakta girmekten im- tina etmiş, hatta Nasır'a itimat po- litikasında en ufak bir değışıldık bi- le yapmamıştır. Bu Bağdat Paktının kendisinden bekleıııleıılerı vermeme- sinin sebeplerinden biri olmuştur. Di- ğer taraftan kendini hâlâ Surıye ve Lübnanın hamısı gormekte israr e- den ve İngilterenin Orta Doğudaki bütün hareketlerının kendi aleyhine çevrilmiş olduğuna - haklı veya hak- sız - inanan Fransa Bağdat Paktının kurulduğu günden itibaren her fırsat- ta böyle bir bölge teşekkülüne aleyh- tar olduğunu iddia etmiş ve bu suret- le Arap devletlerinin sempatisini ka- zanarak kendisi için hayati ehemmi- yet taşıyan Cezayir meselesinde A- AKİS, 2 HAZİRAN 1956 — DÜNYADA OLUP BİTENLER rap Bloku tarafından rahatsız edilmi- yeceğini ummuştur. Fransanın bu he- sabı yanlış çıkmış ve Nasır hem Ce- zayır milliyetçilerine yaı'dımda devam miş, ham de fırsat düştükçe Fran- sa aleyhinde konuşmaktan kaçınma- mıştır. Hiç şüphesiz, Batılılar arasındaki bu menfaat uyuşmazlıklarından en çok istifade eden akıllı ve opportünist bir politikacı olan Nasırdır. Batılı müttefiklerin zaafını iyi hisseden Mı- sır Başbakanı gittikçe küstahlaşmış ve her fırsatta Batılıları yermeyi ih- mal etmemiştir. Bu hareketlerin so- nuncusu Komünist Çinin Misır ve diğer Arap Bloku üyeleri tarafından tanınmasıdır. asırın gayeleri hakkında Amerikalıların gözlerini a- çabilir. Kendini gittikçe kuvvetli gö- ren Nasırın Amerikayı hiçe sayarak Pekim tanıması Batı dünyası lideri- ne Orta Doğuda indirilen en büyük darbe olmuştur. Amerikanın bunu he- saba katarak - politikasını yeniden gozden geçirmesi ve İngiltereyle bir goruş bırlığıne varması elzemdir. Ak- nın bu bölgesinden Ti- cat etmek zorunda kalacaktır. Diğer taraftan Ürdün, Bağdat Paktı - Bağımsız Arap Bloku müca- delesinde merkezi sıkleti teşkil et- mektedir. Orta Doğunun bu küçü fakat kudretli devletinin intisap ede- ceği taraf çok kuvvetlenecek hatta Ürdün Bağımsız Arap okunu ter- cıh ederse Bağdat Paktı ehemmiyeti- ni kaybedecektir. Taraflar bunu çok İiyi bildikleri için giriştikleri müca- dele hararetli olmaktadır. dan bir müddet evvel İngiliz generali Templer'in Ürdüne yaptığı zamansız zıyaret Bagımsız Arap Blo n ek- meğine yağ sürmüş ve, Urdun ba döndürücü bir süratle İngiltereden Cemal Abdünnâsır Ok yaydan çıktı kopmuştu. Arap dünyasının en kuv- vetli ordusu olan Arap Lejyonunun kumandam Glubb Paşaya vazifesin- den el çektirilmiş, daha sonra Ürdün Mısırla bir askeri ittifak imzalamış- tır. Nasırı şiımartan hadiselerden bi- ri de budur. Fakat bundan sonra Ürdün'de ha- va durulmuş ve tarafsız kalınacağı i- lân edilmiştir. Bunun sebeplerinden biri Ürdünün Ingıltereden gördüğü yardımlardır Fakat Ürdün hüküme- n yapılış tarzının değiş- tirilmesini ıstemek edir. Amman çev- relerine göre İngilizlerin doğrudan doğruya Arap Le_ıyonuna yaptıkları yardımlar da hüküme nalından geçmelidir. Bu askeri bırlığın kont- rolunu elinden kaçıran İngılterenın boyle bir teklife itiraz etmiyeceği dü- bilir. 17