SPOR Futbol Lig maçları G eçen hafta Mithatpaşa Stadında oynanan Galatasaray - Beşiktaş maçından sonra, soyunma odalarının bulunduğu koridor gazetecilerin is- tilâsına uğramıştı. Muhabirlerin alâ- kasını en çok çeken Beşiktaş'ın U- mumi kaptam Sadri Usuoğlu olmuş- tu. Sadri Usuoğlu bu mağlubiyetle klubünün lig şampiyonluğu ümidi- nin iyice zayıflaması karşısında iti- dalini kaybetmışe benziyordu. Bağırı- yor, çağırıyor, tehditler savuruyor- du. "Gerekirse bu meseleyi FİFA'ya kadar götüreceğiz" diyordu. — Sadri Usuoğlunu hiddetlendiren şey, — Be- şiktaşın mağlubiyetiyle — neticelenen kem maçı erken bitirdi. Buna hakkı yoktur. Durumu protesto ediyorum. Vaziyeti merkez hakem komitesine de aksettireceğim. Beynelmilel tali- matnamedeki hükümlere göre maçın tekrarlanması lâzım gelir. Bu hu- susta da tertip komitesinin dikka- tini çekeceğim”" diyordu. Sadri Usuoğlu geçen ay spor çev- relerinde tek seçici Eşfak Aykaçtan sonra isminden en fazla bahsedilen sima idi. Eşref, Ahmet ve Nusret'in klube kafa tutmaları üzerine olduk- ça sert bir dille, beyanat üzerine be- yanat vermiş ve sporu bir disiplin müessesesi olarak anladığını, bu o- yuncuların kaprislerine ne pahasına olursa olsun boyun — eğilmiyeceğini söylemişti. Fakat asi futbolcular a- yak direyince idarecilik — hayatının en çetin, en üzüntülü günlerini yaşa- mış ve futbolculara bazı tavizler ver- mekten başka çıkar yol bulamamış- Şimdi Galatasaray — karşısındaki maglubıyetle şampıyonluk ümidinden de uzakla Umumi kaptanın a- sabını bozmuş Maçın hakemı Livarani oyunun normal zamanda bittiğini iddia edi- yordu. İnkitaları hesap etmişti. Be- şiktaş kalecisi Bülent'in yerde ya- tarak geçırdıgı zamanı, bir sakatlan- madan değil de bir "moral bozuklu- ndan ileri geldiği için pek tabii hesaba katmamıştı F 1 maçlarının tuzu biberi o- lan dedikodulardan biri daha bu su- retle ortaya çıkmış oluyordu Maçın cereyanı Oyun iki takım da çok seri bir tempo ile başlamışlardı. Yirminci dakika doldugu halde en ufak bir ya- vaşlama görülmüyordu. Oyun o ka- dar süratli, o kadar güzel cereyan ediyordu kı i "Bu böyle 'devam edemez . Yarabbi daha bir hafta evvel Brezil- ya maçında kırmızı-beyaz forma al- tında tam manasıyla dökülen fut- bolcular bunlar mıydı? Nasıl bir mu- cize olmuştu da bu —oyuncular bir hafta zarfında bu forma ulaşmışlar— dı? Futbolumuzun bu eçhulünün izahı sanıldığı kadar kolay değildi.. 90 dakika tam bir mücadele içinde geçti ve yedi golle suslenen oyun senenin en güzel maçı o Birinci devrenin yırmıbırınci da- Hücum insiyatifi sık sık el de- gıştırıyor ve her iki takım da daha gol yememek için çalışıyordu. Devrenın sonlarına doğru Metin şah- si bir atakla ceza çizgisinin içine dal- dı, fakat ne çâre oyunun bu en güzel âı_areketını bir göolle değerlendireme- i. İkinci devrenin hemen ellinci sa- niyesinde Galatasaraylılar kaleci Bü- lentin bariz hatasından faydalanan Metin'in ani bir dalışı ile ikinci ve on yedinci dakikada Güngör'ün aya- ğından üçüncü gollerini kazanıver- diler. İşte bu andan itibaren Beşik- taş takımı şahlandı. Yirminci daki- kada Nazmi Beşiktaşın ikinci golü- nü attıktan bir dakika sonra kaleci Bülentin bir azizliğine daha kurban giden Beşiktaşlılar Suat'ın — ayağın dan bir gol yemekten kendılerını kurtaramadılar. Oyun hızlı tempo ile devam ediyordu. Siyah- Beyazlılar ligin ilk devresinde olduğu gibi 4-2 mağlup duruma düşmüşlerdi. Fakat moralleri bozulmadan çalışmalarına didinmelerine devam ettiler. Bu ara- da Ahmet son senelerde sahalarımız- da ender görülen güzellikte bir gol Maç netice değişmeden 4-3 Ga- latasaray lehine sonra erdi. Kaleci Bülent hiç şüphe yok ki, Beşiktaşın mağlubiyetine sebeb olan en büyük amildi. Hatayı daha ziyade onu sa- kat olarak sahaya çıkaranlarda ara- Galatasaray Beşiktaş maçında kaleci Bülent Saha içindeki seyirci 32 AKİS, 12 MAYIS 1956