YURTTA OLUP BİTENLER de budur Maksat iktidarın tutumunu türle, mizahla tenkid eden Dolmuş dergisini çıkaranlara eziyet etmektir. Küçük E vvelki çarşamba günü, her zaman ki gibi Meclise erken gelip Meclis gazinosunda milletvekilleri ile konuş- mak, muhalefet grupları ile temas- lar yapmak isteyen gazetecılere ga- zino kapısındaki polis "yasak" dedi. Meclis Başkanlık Divanı ve İdareci uyeler düşünüp taşınıp bu kararı ver mişti. Gazeteciler bu emrin menşeini çok iyi bildikleri için sormağa bile lüzum görmeden yukardaki odalarına çıkıp oturdular. Fakat bu yasak ka- rarı ortaya garip bir Vaziyet çıkar- mıştı. Gazetecilere böyle küçük ezi- yetler etmek iktidarın hoşuna gidebi- lirdi. Ama hiç olmazsa bu eziyet ga- zetecilerin muhalefetle münasebetle- rini aksatmadan — yapılmalıydı. Ya- sak kararı gazinoya münhasırdı. Mu- halefet grup odalarına girip çıkmak yasak edilmemişti, edilemezdi. Fakat gruplara gitmek için gazınodan geç- eziyetler mek icab ediyordu. Buna bir çare bulmak lazımdı Ya Berlın abluka- sındakı ava koridoru" gibi bir "muhalefet koridoru" açmak yahut grup odalarına girmek için özel mer- divenler yaptırmaktan — başka çare de bulunamazdı. Aksi halde gazeteci- ler en mühim haber kaynaklarını kay- betmiş oluyorlardı. Ama gazeteciler bu koridor ve merdiven bahsinde çok iyimser düşünüyorlardı. İktidarın a- sıl istediği, gazetelerin istihbarat kaynaklarım mümkün olduğu kadar kısmak değil miydi? O halde grup o- dalarına girip haber aldıkları günle- ri basın hayatlarının tatlı bir hatıra- sı olarak muhafaza etmekten başka yapacakları şey yoktu Kâğıt derdi M emleketimizde bir gazete kâğıdı sıkıntısı olduğu — muhakkaktır. İzmit kâğıt fabrıkasının istihsali ga- zetelerimizin ihtiyacını karşılayama- makta, öte yanda hükümet döviz sar- fetmemek için yabancı memleketler— den kâğıt ithaline de pek yanaşma- maktadır. Bir aralık büyük tırajlı ga zetelerin yabancı memleketlerden ga- zete kâğıdı, mürekkep, matbaa leva- zımatı getirtmelerine siyasi maksat- larla müsaade olunmuş, ve bir hayli döviz sarfedilmiştir. Bu arada kâğıt getirtemiyen gazeteler ise, zaman Zza- man çıkamaz hale gelmışlerdır Kâğıt tevziini muhaliflerine — bir baskı aleti olarak kullanan Albay Peron, gazete kâğıdı. mürekkep ve gazete levazımatını istediği gibi da- ğıtmış, keyfine göre, kimine döviz vermiş, kımıne vermemiş ve böylece "La Prensa" ve "La Nacion" gibi iki mühim gazetenın başım yemişti. La Prensa ancak Peron'un düşmesinden sonra, tekrar çıkabilmiştir. İthal ma- lı gazete kâğıdı gümrük resminden muaf olduğu halde, Peron hükümeti La Nacion gazetesinden 1939-1948 12 Transfer Mevsimi Z afer gazetesinin yazdığına göre iktidarların nasıl baş- bakanları, bakanları, milletve- killeri varsa aynı şekilde ücret- le tutulmuş muharrirleri de var- dır. Şimdi D.P. nin fikirlerini pek tabii olarak bunlar müda- faa etmektedirler Bunu yazan Zafer gazetesi- nin birinci sayfasında bir imza: Burhan Belge ikinci sayfasında da bir imza: Orhan Ü- çüncü sayfasında bır İ : Fa- zıl Alımed. Üstadların Iktıdar muharriri olduğuna zerrece şüp- he yok, zira üçü de C.H.P. den D.P. ye 1950 den sonra trans- fer edılmışlerdı Ancak 1958 iktidarına bir kü- çük tavsiye: aman — bonservis muamelesini ihmal —etmesin D. P nin çektıgı o ihmalin bela- sıdır. da. tarihleri arasında ithal ettiği kâğıt mukabili 1.300.000. dolar tutarında gümrük resmi istemişti. Çünkü Pe- ron'a göre gazetenin sahipleri ithal ettikleri gazete kâğıtlarım ticaret maksadı ile de kullanıyorlardı. O zaman La Nacion'un avukatı 62 gün sorgusuz sualsiz mevkuf kalmıştı. İk tidar çıkmasını istemediği gazete ve dergilerin — kâğıtlarım geciktiriyor, bunların kısa bir müddet için de olsa kapanmasını kâr sayıyordu. Kâğıt tahdide tabi olduğu için muhalif ga— zetelerın tirajları talebe rağmen selemiy na mukabil 1kt1darı tutan gazeteler 1mt1yazlı durumday- dılar. Sahifeler tahdit edilmiş olma- sına rağmen resmi kaynaklardan ve- rilen haberlerin ve tebliğlerin yayın- Agan Efendi Bıraktığı yerden geride lanması icab edince, Peroncu gazete- lerin bu tahditlerin. dışına çıkmasına kimse karışamıyordu. Peron'un mu- kallitleri ortaya çıkmakta gecikmi- yordu. Bolivyada gazete kâğıdı ithal ve tevzii işi devletin elindeydi. Hü- kümet istediği gibi hareket ediyor- du. Pueblo gazetesi kâğıt bulamadı- ğı için kapanmıştı. 1953 do Los T- empos gazetesinin tesisleri imha edil- miş ve bir daha hariçten makine ge- tirtmesine müsaade verilmemişti. A- şagı yukarı bütün üney Amerika memleketlerinde bunlara benzer tat- bikata rastlanıyordu. Brezılya da ka- ğıt karaborsasının Öönüne g çın gazeteler filigranlı kagıt kullan— mağa mecbur tutuluyorlardı. Fakat bu mecburiyet muhalefet — gazetele- rine hassasiyetle tatbik ediliyor, ik- tidar gazetelerinin ise suiistimalleri- ne göz yumuluyordu. Kraliyet zama- nında Mısırda da şaynı yolsuzluklara Bakanlardan El Kotla gazetesi tı— rajı 20.000 olduğu halde, 200.000 t raja göre kâğıt alıyor ve açıktan a— çığa kâğıt karaborsası yapıyordu Muhalif gazeteler müşkül şartlar altında çıkabılıyordu Necip- er, Abdünnasır'lar başa geçince mu- halif gazetelerin çıkmasına hiç mü- saade etmediler. Bu çeşit tatbikat Or- ta ve Yakın Doğu memleketlerinin karakteristik — hususiyetlerinden biri olmakta devam edip gitmektedir. İadeler B akanlar Kurulu, D. P. Genel İda- e Kurulu toplantıları birbirini takıb ediyor, her toplantıdan .sonra haftanın son günlerinde yapılan top- lantılardan sonra, — gazetelerin iade gazeteleri serbest satmaları da me- nedildi. Halbuki gazete kâğıdı iyi pa ra ediyordu. Gazetelerde yüzde 10-15 iade normal kabul edilirdi. Bu 50.000 tirajlı bir gazete için günde altı yedi bin gazete demekti. Bu yılda bir hay li yekün tutardı. İktidar, düşünmüş taşınmış bu kapıyı da gazetelere ka- İhtimal iade gazetenin satış fiatını tespıt edecek ve gazeteler bu fiat üzerinden yalnız fabrikaya satı- labilecekti İlânlar ı ktidar gözde gazetelerini resmi ilân larla 1stedıgı gibi besler. Hatta ba- sın dilinde "beslemeler" tabiri yerleşmıştir Bunun, satışı ile devamım sağlıyamıyacak gazete ma- nasına geldiğini de herkes öğrenmiş . Muhalefet gazetelerinin bu res- mı ilânlardan pek nasibi yoktur. Kâ- ğıt gibi, resmi ilânı da iktidar is- terse vermekte, isterse vermemekte- dir. Mecliste açıklanan rakkamlara göre, resmi ilân rekoru bir milyon küsur bin lira ile Menderes'in "Za- fercik" dediği Zafer gazetesindedir. Rüzgârlı sokaktan şöyle bir geçenler bu "Zafercik" in ne muhteşem bir binaya sahip olduğunu kolaylıkla AKİS, 12 MAYIS 1956