KADIN maya gayret göstermek sanatkarın ikinci sırrı idi. İşte burada hayat ile sahne birle- şiyordu; hayatta muvaffak olan in- sanlar, bütün bu kaidelere riayet e- den insanlar değil miydi?. Güzel hareketler Kımseyı küçümsememek, herkes hoşuna gitmek bir haleti ruhıye meselesi idi, fakat hoşa gitmek için harici manzaramıza da, tıpkı bir sah- ne artisti gibi, ehemmıyet vermek mecburiyetinde — idik. Çok tanınmış bir sahne artisti vardı. Birgün tiyat- ro müdürüne fena halde sinirlenmiş- ti ve onunla münakaşa ediyordu. Ha dise, sahnenin arkasında, kuliste ce- reyan ediyordu. Kadın sanatkâr sÖy- lendi, söylendi fakat onu seyreden arkadaşları baktılar ki, yüzünün hat ları söylediği ağır sözlere rağmen gayet mülayimdi ve gitgide mütebes- sim bir ifade almaya başladı. Ün- kü bırazdan neye çıkacaktı ve kendisini sınıre kaptırıp, seyircileri hiçe saymak istemiyordu. eş'eli veya ciddi, herhangi bir role çıkan artist muhakkak dik dur- malıdır. Kamburu çıkmış, çökük bir vücut, serbest hareket etmiyen sıkıl- mış bir vücut hem göze çirkin gelir, hem de inceliğinden, boyundan kay- Karnını çıkararak yürüyen hakkak birkaç kilo fazla gösterirler. Ayaklar Otururken veya yürürken "bacak" pozisyonları da, harici manzara- da, mühim bir rol oynar. X şeklinde Akdeniz modası Parlak renkler 24 duran bacaklar kadına huysuz ve kavgacı bir hal, H şeklinde duran bacaklar ise aptal bir ifade verir. A şekli boydan 3 cm. kaybettirir. Yürürken ayağı atmak ile onu yere koymak — arasında büyük bir fark Vardır Tiyatro — mekteplerinde hocalar, talebelere yere kadar vücu- du saran uzun elbiseler giydirir ve böylece onlara ağır ağır, ahenkle yü- rümeyi Öğretirler. Yürürken önce, hafifçe dizi bükmek lâzımdır, boyle— ce ayak ucu yeri büsbütün terketme den kaya Ço k alçak sandalyelere oturmak, rahatsız olduğu kadar da kadına çir- in bir manzara verir. Eller S aline hayatına atılan her artist elleri ile dertlidir.. Onları nereye ve nasıl koyacağını, bir türlü kes- tiremez. Halbuki bu zorluğu hallede- cek en mühim urmaktır. Dik duran kadınlar ellerinin sıkıcı mevcudiyetini unuturlar. Onlar - gul olmadığı zaman bile, bir fazlalık hissi vermez ve kollarımız omuzları- mızdan aşağıya, serbest ve hafif dü- şerler. Şimdi hatıra bir sual gelebilir: "Mütemadiyen artist gibi hareket et- mek insanı sunileştirmez mi?" Bu haklı suale verilecek cevap şudur: Eğer kendimize vermek istediğimiz tip iyi, samimi, candan ve zarif bir insan tipi ise asla sunileştirmez. Ama kendimize gururlu bir kraliçe edası vermeye gayret edersek, o zaman, tabii, sevimsiz oluruz. Sahne artisti ağlarken rolüne ka- pılır: Hakikaten ağlar. Gülerken kah kabalarına kapılır; hakikaten güler. Hayat ta böyledir. Sevimli ve iyi, sempatik ve candan bir insan tipine özenir, bu role girersek, bu tip çok geçmeden bizim şahsiyetimizle leşir. Güzel ruhu olan bir insanın yü- zü daima güzeldir. "Şayet sevilmek için bir kadın güzel mi olmalıdır?" diye bir sual sorulacak olursa, veri- lecek en güzel cevap şudur; Güzel olabilmek için bir kadın se- vilmelidir. Moda Cote d'Azur modası Dunyanm en sık kadınları yazları- geçirmeye Fransa sahillerine gelirler. Vaktiyle bu sayfiye şehir- lerine bavul dolusu elbiselerle gelen zenginler simdi giyim alışverişleri- ni 'Azur'dı apma bü- aratmıyacak bir rağbet kazanmıştır. Hat a deni- İ modası vaş ya- vaş bu şehırlerının hakı miyeti altına gırecekt Cidden Parisin ka- palı havasında Cote d'Azur'ün ber- rak seması ve renkleri altında giyi- lecek elbiseleri tasavvur edip hazır- lamak çok müşküldür. Cote d'Azur Pantolon üstüne eteklik Korsanın böylesi modasına hâkim olan şey bilhassa canlı renkler, çok hafif uçucu ku- maşlar, fevkalâde zengin eteklerdir. Bazı elbiseler birkaç kat iç etek- liği üzerine giyilmektedir. Çok açık dekolteler icabında "bolero" lar ile kapanmakta ve vücudu saran çok ca- zip bir korsan kıyafeti dar pantolo- nun Üzerine takılan bir eteklik ile derhal şekil değiştirmektedir. renkli elbiseler de çok moda- dır. Meselâ belden büzgülü zengin bir beyaz eteğin üzerine gece mavisi dekolte bir bluz giyilmiş ve bel can- l1 bir kırmızı kuşakla sarılmıştır. Çok revaçta olan puanlı kumaş- lar ekseriya ispanyol bıçımlerınden ilham almıştır. Etekler kat kat gülü, volanlı bedenler çıplaktır. Siyahlı beyazlı dokuma kumaşlar dan yapılan dik kloşl eteklerin üze- rine portakal rengi poplin, açık bluz- lar giyilmektedir. Pembe, mavi ve sarı ketenlerin, poplinlerin envai şidi vardır. Kum maş — fabrikatörleri ote d'Azur için en akla gelmez cü- retli ve göz alıcı kumaşları hazırla- mışlardır. Geniş şapkaları ile eş çiçekli se- pet çantalar, terlik ayakkabılar, zen- gin kolyeler, bilezikler, küpeler de "Cote d'Azur" modasının hususiyeti- ni teşkıl etmektedir. Iştah açıcı mey— veler bazen çiçeğin yerini tutma ta, sepet çantaları, şapkaları veya kadınları süslemektedir. — Gazinoda dans ederken saçlara küçük bir çi- çek, bir fiyonk, kurdela takmak ta gayet müsait karşılanmaktadır. AKİS, 12 MAYIS 1956