YURTTA OLUP BİTENLER ciddi hazırlıklar yapıyorlardı. Nite- kim Milli Korunma kanunu hakkın- da Feridun Erginin ve Ekrem Alican- ın konuşmaları surprız tesiri yarattı ve ilk Hür. P. li hatip kürsüye çı- karken muzakerelerın başından beri salonda bulunan Başbakan — oradan ayrıldı. Bütün bunlar Hür. P. nin bir a- kademi değil, bir siyasi parti, hem de bir muhalif siyasi parti olduğunu an- lama yoluna girdiğini gösteriyordu. Şimdiye kadar teşkilât kurmakla uğ- raşıldığı yolundaki mazeret Meclis faaliyetinin aksamasını affettirmeğe çalışıyordu. meydana çıkmıştı ki bu teşkilât kurma işi, başarıyla yürümüyordu. Hür. P. ger- D.P. uruluş süratinden faz- la bir süratle genişliyordu; ama his- sediliyordu ki kurulanlar şahıslardan mürekkep müteşebbis heyetlerdir ve millet bu partiye akın etmek için o- nun Meclisteki temsilcilerinden ha- reket beklemektedir. Şimdi, o yola girilmiş gibidir. Hür. P. bir prensip kararına varmıştır. İktidar, Meclis- te karşısında daima Hür. P. ni bu- lacaktır. Sözlü sorularda Hur P., ka- nun muzakerelerınde Hür, P., tefsir- lerde Hür. P., Meclıs tahkıkatların— da Hür. P. Bun buyuk ir fayda temin edeceği şuphesız Fakat Hür. P. için asıl hamle İs- pat hakkı D.P. grubu tarafından ka- ti surette reddedildiği veya uyutul- duğu takdirde gerçekleşecektir. Böy- le bir kararın alındığının ertesi gün .P. ocaklarının boşalıp Hür. P, o- caklarının dolduğunu görmek — hiç kimseyi — şaşırtmamalıdır. Zira bu partinin kuruluş esbabı mucibesi o gün resmen tasdik edilmiş ve D. den son ümidler de kesilmiş olacak- tır. Bilindiği gıbı İspat hakkı bütün memlekette "hırsıza hırsız demek hakkı" diye bilinmektedir. C.M.P. Küçük manevralar B u haftanın ortalarında Ankarada, Osman Bölükbaşının "Türk bo— şadığı avradın topuğuna bakmaz" nin tebliğini okuduktan sonra güle- rek : "“— Anlaşılan bizim — Bölükbaşı, C.H.P. nin kendi uzerıne başka avrad almasına içerlemiş" ahis mevzuu teblıgde C.M.P. Din Genel İdare kurulu, partilerin işbir- liği mevzuunda bir. karar almağa yetkili bulunmadığını beyan ederek meseleyi müzakereye koymadığım be- lirtiyordu. Ertesi gün Zafer gazete- bu mevzuda muhalif vaziyette bu- lunan Osman Bölükbaşını hararetle Buna mukabil Muhalefetın iş- bırlıgıne taraftar bilinen Sadık Al- doğan ve Ahmed Tahtakıhç 1ktıdar muharrırının saldırışlarına uğruyordu. Herkes gibi Zafer muhar- riri: de biliyordu : ki Muhalefetın iş- birliğini engelleme .P. ye büyü bir hizmet yapmaktı. Eee, bu hizmet 10 İnönü ve Bölükbaşı iyi günler Eski de bir mükâfata değerdi. Ancak Za- fer'in övmesi Osman — Bölükbaşıyı tatmin edecek bir mukabele midir, bilinmez. İktidar bunun yerıne mese- lâ Kırşehırı tekrar vilâye yapsa, C.M.P. Genel başkanı tabıı çok daha fazla sevınırdı' Fakat bahis mevzuu milletvekili- nin, Osman Bölükbaşının üzerine a- lınan avrad diye bahsettiği Hür. P. idi Zira herkes bılıyordu ki Hür. P. nin doğumundan evvel C.M.P. Genel başkanının, bir yand n C.H.P. ve di- ğer taraftan Muhalefetin mevzuundaki düşünceleri bambaşkay- dı. Gazeteler Bölükbaşının İnönüyle Meclisin içinde ve dışında yaptığı görüşmelere dair havadisler, fotoğ- raflar neşrediyorlardı. Hatta geçen yazın buhranlı günlerinde iki parti ve iki lider o kadar sıkı işbirliği yap- mışlardı ki bugün Osman Bölükba- şıyı metheden Zafer, İsmet İnönü ta- rafından — yapılan bir beyanatı biz- zat C.M.P. Genel başkanının kaleme aldığını yazmıştı. Yani iktidara göre İnönüyü Osman Bölükbaşı ıdare e- diyordu! Sonra ne olmuştu Pi Genel başkanı muhalif partılerın iş- birliği mevzuunda aleyhte — vaziyet almıştı? Olanlar ikiydi. Evvelâ D.P. için- den hakikaten münevver, idealist, is- tibdada tahammül etmeyen kimseler çıkmış, bunlar Hür. P. ni kurmuş- lardı. İnönü de onlar aleyhinde söz söylememiş, onların hareketlerini bal- talamamış, bir takım ileri geri laf- AKİS Bu hafta 31.800 adet basılmıştır. lar etmemiş, bilâkis kurdukları par- tiyi sempatiyle karşılamıştı. İnönü bu yeni partinin kendi partısınden de rey koparabileceğini, taraftar a- labileceğini hesaplamamış — mıydı? Elbette ki hesaplamıştı. Ama en mü- him mesele memleketteki rejim buh- ranıydı. P. bile rejimin istikra- ra kavuşmasıyla daha iyi günler gö- rürdü. D.P. içinden böyle bir muka- vemet hareketinin çıkması ise hepi- mizin temine çalıştığı demokratik ni- zam uğrundaki mücadeleye — sadece kuvvet katardı. Nitekim o hareket- tir ki Muhalefet partilerine bir nevi doping yerine geçmişti. İşte, Osman Bölükbaşı bir Muhalefet partisi ge- nel başkanı olarak bu seviyeye çıka- madığı ve hâdiseleri o yükseklikten göremediği için Hür. P. ni sempa- tiyle karşılayan İnönüyü adeta bu partiden kıskanmıştı. Değişikliğin başı buydu. Ama ikinci bir faktör daha var- dı: Bölükbaşı bir yurt gezisine çık- . O sırada Dünya gazetesinin başlıklarla neşretmesı, e C.M.P. ideri bir çok yerde ka- labalık kafıleler halinde karşılaması Bölükbaşıyı iktidara çok yakın oldu- ğu serabına düşürmüştü. Bunun te- sirlerinin C.M.P. Genel İdare kurulu- nun toplantısında goruldugunu söÖy- lemeğe dahi lüzum tu. e var ki Osman Bölükbaşı suyun akış istikametini — değiştiremeyecek- . Bu haftanın ortasında umumi ka- naa n de er veya geç re- jim davalarım mudafaa için kurulan Muhalefet cephesine katılacağı, zira Tahtakılıç, Aldoğan, Arna gibi kuv- vetli şahsiyetlerin bunu istediği mer- kezindeydi. AKİS, 12 MAYIS 1956