ATÇILIK İzmir Hadiseli hafta Geçen — hafta Şirinyer Hipodromun- da vazife gören emniyet memur- ları cidden çok sıkıntılı anlar yaşa- dılar. Halk birbirini takip eden u- sulsüzlükler karsısında nihayet da- yanamamış ve yarış idaresini pro- testo için, bağırıp çağırmaya başla- mıştı.Protestocuların adedi birdenbi- re o kadar çoğalmıştı ki, — emniyet memurları Hipodrom Mudurlugu ile komiserlerin oturduğu kuleyi çevi- ren topluluğu dağıtabilmek için yar- dım istediler. Hadise starterin safkan ingiliz taylarına mahsus koşuda W. Giraud'- ya ait atların avanslı olarak kaçma- sına müsaade etmesinden çıkmıştı. Starter Rauf Sarıtepe, bundan evvel de bu işin ehli olmadığını bir çok de- fo göstermişti. Fakat komiserler he- yeti nedense her gün yükselen şika- yetlere kulak tıkıyarak starterliğe ehliyetli bir kimseyi — tayin etmeyi düşünmemişti. Böyle bir hadisenin patlak vereceğine dair bir çok ema- re vardı. Halk hemen hemen her ya- rışın startını gürültüyle protesto e- iyor,, yarış mecmuaları starterin hatalarım saya saya' bitiremiyorlar- dı. Hadiseden bir gün evvel, üç 've daha yukarı yaştaki safkan İngiliz- lere mahsus bir koşuda, starter kır- mızı bayrağı düşürmüş ve yarış sürp- rizli bir netice ile Server tarafından kazanılınca Komiserler Heyetine ver- diği raporda startı vermediğini, jo- keylerin "dön" emrine riayet etmiye- rek yarıştıklarını ileri sürmüştü. Bu vaziyet karşısında nizamname hü- kümlerine uyularak, yarış tekrar et- tirilmişti. Pazar günü bu hadisenin dedi- kodusu ve münakaşaları devam e- derken, iki yaşlı safkan ingiliz ko- nusundaki hadise bardağı taşıran son damla oldu. Her şey starterin ve onu bu vazifeye tayin edenlerin aleyhine cereyan ediyordu. Yarış sahasına ye- ni alışan taylar bile adeta starteri zor duruma sokmak için söz l)ırlıgı etmişlerdi. Bir türlü starta girmi- yorlar, biri çıkarsa diğeri geri dönü- yordu Starter, sebep olduğu hadise- ler yüzünden Jokeylerın de kaybettıgınden kimseye söz geçire mıyordu Esasen bu vazıfeyı yapa- bilmesi için gereken tecrübe ve so- ğukkanlılıktan da mahrumdu. Sinir* leri de epey yıpranmış olmalı ki, W. Giraud'ya ait iki tay önde iken "ya- rışa başla" işareti olan kırmızı fla- mayı indiriverdi. Giraud'nun tayları 50 metre avansla kaçtılar ve tabii kolaylıkla kazandılar. Bu yarış üze- rinde bahse giren seyircilerin ve ya- rış meraklılarının sabrı tükenmişti. Hakem kulesinde oturanlar hiç bir şey bılmıyorlar, hiç bir şey yorlardı. Onlar: İ lıydılar. Fakat topluluk psıkololısı İ- şe karışınca bu ses du; e- dildiğinden daha gurultulu oldu Hele memleketimizin en büyük haraların- dan birinin sahibi bulunan —Feh Simsaroğlunun vekili ve damadı 0- l n bir zatın da işe karışması barda- taşırdı. Simsaroğlunun vekili ha- dıselı yarışta atları da koştuğu için startı protesto edıyor ve komiserle- re “"gözünüz görmüyor mu?" diye bağırıyordu. Halk kendisini desteklı- yor, tezahüratın mümkün olduğu ka- dar hareketli olması için ne lazı msa yapıyor, tempolu şekilde bağırarak yarışın tekrarlanmasını istiyordu. Hadiseyi yatıştırmak ıçın çırpınan Hıpodrom Müdürü Öm Karaos- Sımsaroglunun vekilinin yanına gelince onun bütün hiddet şimşeklerini üzerine çekti, — epeyce tartaklandı. Komiserler heyetinin bu vahim hadise hakkında bir karar alması gerekiyordu. Karar alındı ve Simsar- oglunun vekilinin yarış sahalarına girmesi menedildi. Starter hakkında ne gibi bir muamele yapılacağım kımse ogrenemed Dop İzmir'de bu yıl Sinan isimli arap a- tından sonra Mebruke 10 adında- 1956 Ankara ilkbahar at yarışları başladı Nizamların da tatbikine başlanılsa... 34 ıtımadını ki tayın da dopingli koşturulduğu mahalli komiserler heyetinin karar- larından anlaşılmaktadır. Bugün ya- rış sahalarında doping bir vakıa ola- rak vardır. Muhakkak ki, dopingli o- larak koşturulan atlar sadece bu dis- kalifiye edilenlerden ibaret değildir. oping muayene usulünün şimdiye kadarki tatbikatı dopingin büyük a- hırlara mahsus bir imtiyaz olduğu kanaatine kuvvet verecek mahiyet- tedir. Dopingli koşturuldugu iddia e- dilen atlar nedense veya iki ata sahip olan kimselerinkilerdir. Bü- yük ahırların bazan hakikaten hiç u- mulmayan yarış çıkaran atları en ufak bir şüpheye bıle muhatap olma- maktadırlar. Fakat halk arasında bu anormal koşular bır kelımeyle izah edilmektedir: Dopin Şüphesiz bu söylentilerin önlen- mesi için çareler vardır. Meselâ bek- lenmeyen bir neticeyle biten yarış- lardan sonra salya alınabilir ve tah- lıl raporları halkın görebileceği yer- re yırcılerınm ilme mıştır. misalidir. Bu raporları tetkik fırsa- tını bulan meraklılar, dopingli koş- tuğu zehabında oldukları atların tah- lil raporlarım gözleriyle gördükleri zaman yanıldıklarını hemen anhya— caklar ve bir takım söylentilerin ö- alınmış olacaktır. Halbuki halen tatl)ık edilen usule göre dopingli ola- rak koşturulduğu iddia edilen atla- rın salya tahlil raporlarının ilgili at sahipleri ve antrenörler tarafından bıle görülmesi imkansızdır. r şe kalın bir esrar perdesinin arkasında cereyan etmektedir. Şüphe ve itimat- sızlığın hakiki sebebi de işte budur. Ankara İşler yolunda Ankara Hipodromu, memleketimiz- de modern yarışçılığın ıcap ettir- dıgı bütün tesislere - totalizatör ha- riç - sahip olan yegâne yarış sahası- dır. Start makinaları vardır, foto-fi- niş nihayet getirtilmiştir, yanı ve id- man pistleri ayrıdır, seyircilerin is- tirahati İçin bütün tesisler mevcuttur. Bu sebeple Ankarada İzmir ve İs- tanbulda olan hadiselerin benzerle- rine pek rastlanmaz. Ankara Komi- yeti ve dıger vaz zifeliler ba- da diğer şehirlere nazaran talıhlıdır Bu sebeple yarışlarının ilk haftada kendini gös- teren büyük bir intizam ve dürüstlük içinde geçmemesi için görünür bir sebep yoktur. Ankara yarışlarının a- hengini kaçırabilecek tek ihtimal, i- darecilerinin halen yürürlükte olan yarış nizamlarım henüz layıkiyle öğ- renememiş olmalarıdır. Tereddütlü noktalarda nizamnameler yerine, te- lefonun açılması ve yarış işlerine mü- teallik bir çok vazifeyi kendisinde toplayan bir "yüksek selahiyetli" ye müracaat edilmesi süratle tashih e- dilmesi gereken bir hatadır. AKİS, 5 MAYIS 1956