DÜNYADA İngiltere Seyahat bitti Bulganın ve Kruçefin İngiltere se- yahati nihayet geçen hafta bitti. Vapura binerken söyledikleri vapur- dan inerken söylediklerine hiç benze- ordu. Yüzleri gene gülüyor, gene 11k fırsatını buldukça espriler yapı- yorlardı ama anlaşmaya varmadıkla- rını da saklamıyorlardı. Nitekim İn- giliz Başbakanı Sir Anthony Eden le, Rusların ziyaretinin hitamından sonra İngiliz milletine hitaben yaptı- ğı bir konuşmada anlaşmaya varmak başlangıcının başlangıcında" — olun- duğunu bildirmiştir. Bunu neşredilen nihai tebliğde de görmek mümkün- dür. Mutantan ifadelerin altında boş- luk sezilmekte ve hemen hemen hiç bir mevzuda bir anlaşmaya varıla- madığı anlaşılmaktadır. Tebliğin ana havasınınbelirttiğine göre, Ruslarda İngilizler ve Batılılar kadar sulhu is- temektedirler. Gene anlaşmazlık ko- nularının ortadan kalkmasını iste- mektedirler. Fakat bu iki blok ara- sında bu anlaşmazlıkların halli için seçilen yollar başkadır ve iki taraf a kendi görüşlerinde israr etmekte- dir. Fakat karşılıklı tavizlerle bir anlaşmaya ve umumi dünya sulhuna varmak gayri mümkün de- ğildir. ; Rus liderleri İngiltere seyahatle- rininilk yarsında Scotland Yardın tüm tedbirlerine rağmen alkla konuşma yapmak fırsatını kaçırma- mışlar ve sanki ders verirmişcesine “"sulh içinde beraber yaşama" poli- tikasından bahsetmişlerdir. Bilhassa kitai Kruçef verdiği bir demeçte raylar, komünizm sizin hoşunuza gıtmıyor -Bunu biliyoruz. Bız de ka oşumuza git “Mmıiyoruz. Fakat sulh içinde yaşa- dığımız hedefimizin menfaatidir" de- miştir. seyahat esnasında Batılı- yı korkutan bir unsur da "B" ve A"nın İngiltere ile Amerikanın a- rasınıaçmaya çalışacağı ve yaptık- ları propagandalar ile NATO zincir- lini gevşetmek istiyecekleri idi. Fakat Kruçef bir kaç kere İngiliz halkına hitaben "Biz sizin Amerika ile aranızı açmak istemiyoruz, istedi- ğimiz İngilterenin ara buluculuğu ile batı dünyasına daha fazla yaklaş- tık sulhu aha fazla gerçekleştir- "demiştir. Bundan sonra sıra sılahsızlanma konularına gelmişti. Kuruçef silahların modasınınçok ça- buk geçtiğini söylemiş ve bunun bü- yük mali külfetler yüklediğini belirt- miştir. Bukonuşmaların yanısıra bunlar halka başka yolllarla da tesir etmeye çalışmışlardır. İngiliz Krali- yetinehediye ettikleri elmaslar ve boline kürk, Edinburg Düküne ve prens Charles'a verilen atlar, niha- yet küçük Prenses Anne'a takdim e- dilen "Nikki" isimli ayı, İngiliz hal- halkını mütehassisetmiştir. Londraço- cukları ise sokaklarda Noel Baba gi- bi sepetleri hediyelerle dolu Rus bah- 18 OLUP BİTENLER 'K ve B" riyelilerinin arkasında koşuşmuşlar - dır. Fakat Kruçefin Birminghamda soyledıgı sözler efkârı umumiye üze- rinde birden bire bir soğuk duş tesiri yaratmıştır. Kruçef burada Rusya- nın silahlarını övmüş ve Hidrojen bombası hususunda Amerikadan ile- ride olduklarını söylemiştir. Bağdat Paktı hususunda sorulan bir suale ise 'Bu mevzuda konuşmaya lüzum yok, zira nasıl olsa bu pakt yakında yok olacak" demiştir. Daha sonra İşçi Partisi mümessilleri ile yaptığı bir münakaşada büsbütün sinirlenmiş ve ortalık büsbütün soğumuştur. Niha- yet bu iyi hava içinde başlıyan se- yahat gergin bir hava içinde sona er- miştir. Neşredilen nıhaı teblıgden anlaşıl- dığına göre oğu meselelerinde iki taraf da Bırleşmış Milletler kana- lıyla bu anlaşmazlığın halledilmesine taraftardır. Avrupa güvenliği husu- sunda Ruslar fikirlerini değiştirme- mişler ve meselenin Almanyanın bir- leştırılmesınde değil silâhsızlanmada olduğunu belirtmişlerdir. Bu bakım- dan Avrupa güvenliğinin elzem oldu- ğunu taraflar ma bu- nun nasıl gerçekleştirilebileceği hu- susunda bir anlaşmaya varamamış- lardır. İngiliz - Rus ticari mübadele meselesinde böyle bir mübadelenin elzem olduğunu taraflar kabul et- miş, fakat stratejik maddelerin mü- badelesi hususunda bir anlaşmaya varamamışlardır. Hiç şüphesiz ki bütün bu anlaş- mazlıklar aşılmıyacak engeller de- ğildir. İki taraf da, yâni Batılılar da Ruslar da, iyi niyet gösterdikleri tak- dirde dünya sulhuna kavuşulabilir. Londra'daki basın toplantısında Güler yüz ve alkış yarışı /. A. B. D. Bekleyen dervişler Dulles — sual soran gazetecilere "so- ğuk harbi sırf Ruslara karşı bir nefret beslemeyi sağlayan ve onlara hür dünyanın bütün kapılarını kapı- yan bir müdafaa mücadelesi olarak telâkki edersek o zaman batılılar i- çin bu harbi kaybetmişlerdir diyebi- liriz. Fakat Amerikan görüşü bunu böyle kabul etmiyor. Amerika Birle- şik Devletleri bütün kuvvetiyle so- ğuk harbin sıcaklaşmasına çalışmak- tadır. Bu şekilde düşünülürse A.B.D. için kaybolmuş hiç bir şey yoktur. Sovyet Rusya ile dostça münasebet- ler kuracagımız günü sabırsızlıkla bekliyoruz." Bu, Rusyada yapılan XX. Komü- nist Partisi kongresinden sonra. Bir- leşik Amerika idarecilerinin dış po- litika hakkında ikinci demeçleriydi. Bırıncısını bir kaç gün evvel Başkan Eisenhower "Gazete Müdürleri Bir- liği" nin verdiği yemekli bir toplan- tıda yapmıştı. Rus Komünist partisinin XX. kongresini takip eden günlerde Ame- rikan Dışişleri Bakanlığında humma- l1 bir hareket başlamış, Amerikanın Moskova Büyükelçisi Bohlen Was- hıngtona gelerek intibalarıni bildir- miş ye nihayet bu çalışma geçen haf- ta semeresini göstererek Amerikanın resmi şahıslarının ağızlarını bağla- yan kilit açılmıştı. Başkan Eisenhower verdiği de- meçte "Bugün artık dünyada daha rahat nefes alabiliyoruz, diyordu. Bu iki tarafın da gösterdiği gayretlerden ileri gelmektedir. Bugün daha Rusla- AKİS, 5 MAYIS 1956