KİTAPLAR AÇLIK (Knut Hamsun'un romanı, Çeviren: Behcet Necatigil, Varlık Yayınları, Büyük Cep Kitapları: 17, 1956 ,167 sayfa, 2 Lira). Yemek — saatlerini kaçırmamış kim- seler için "açlık" olsa olsa, öğle Veya akşam yemeğini biraz geçce ye- mek sorunda kaldıkları zaman duy- dukları rahatsızlıktan ibarettir. Ust yanı, tahmini, tahayyülü güç bir ma- saldan ibaret olur. a yaşadığımız dünyada, hakiki açlıgı çekenler var- dır. Sanıyoruz ki, bütün dehşeti ve acılığım vermek şartıyla yazılması en güç konu bu "açlık'tır. Dünyaedebiyatının şaheserleria- rasında. kolaylıkla sıraya girebilen Knut Hamsun'un "Açlık" romanı, bi- Ze bu anlatılması yazılması son de- şeyi, buyuk bir ustalık ve kolaylıkla veriyor. Knut Hamsun, adı dünya edebi- yatına geçmiş, Norveçli bir romancı- dır. Açlık, onun büyük edebi şahsi- yetini ve şöhretini meydana getiren eserdir. Romancının adının her geç- tıgı yerde ilk akla gelen eseri "Aç- lık"tır. Açlık temi üzerinde bir in- sanın ruhi ve maddi bütün tezahür- lerini büyük bir ustalıkla tesbit eden u roman, sahibine elbette şöhret te- min edecektir. Ünlü bir yazar olmak isteyen bir gencin, son derece acıklı hikâyesini, artan bir alâka ile sonuna kadar kip ediyoruz. Bu genç, parasız, yar— dımsız, hatta arkadaşsızdır büyük eserler vermek; yazılar yaz- mak arzusu vardır. Bu yolda çalışır. Bu arada, bir çok defalar günlerce İlim ve iman sahasında mühim bir ihtiyaç — karşılayan BÜYÜK İSLAM T ARİH Yazan: Abdürrahim Zapsu Pek nefis tab, ci derecat; tevzi yeri : Net cilt ve mün- İstanbul Kitapevi ciltli (15) ciltsiz. (10) L. (İslam Yavrusunun Kita- bı) m da çocuklarınıza a- lıp okutmayı unutmayı- nız (2) L AKİS, 5 MAYIS 1956 devam eden açlıkla burun buruna ge- lir. Düpedüz aç kalır. u genç ya- zar, parasızdır, yatacak yeri yoktur, elinden tutacak hakiki bir dostu, yar- dımcısı yoktur. Ama, son derece ah- lâklı ve namusludur. Gururu vardır. Yaşadığı koskoca şehirde, — açlıkla pençeleşmesine rağmen, sonuna ka- dar namuslu kalmağa — gayret eder. Buna , rağmen her yaptığı teşebbüs boşa çıkar. Nereye başvursa, bos dö- ner. O derecede ki, ceketinin düğme- lerini kesip satmağa — teşebbüs ede- cek kadar çaresizlik 1çınde kalır. Ta- laş, kemirir. Ama n bütün bu gayretlerı çabalamaları mucadelele— yaşama kaderini, yazık ki, değiş- tıre Az, fakat başardı çevirmeler ya- pan Behçet Necatigil, bu romanı, de- ğerine yaraşır bir titizlik ve başarı ile Türkçeleştirmiş. "Açlık'"ın bu yeni — tercümesiyle, kitaplıklarımız değerli bir sanat ese- ri daha kazanmış oluyor. ŞU BABAMIN İŞLERİ (Carlat Bulosan'ın hikayeleri, Çe- viren: Tarık Dursun, K. Kapak Res- mi: Ali Parmakerli, Seçilmiş Hikâye- ler Dergisi Kitapları: 23, 110 sayfa, 100 Kuruş). Carlos — Bulosan hiç tanımadığımız, bilmediğimiz bir yazar. Şimdiye kadar çevrilmiş başka kitabı yoktur Dergilerde de, çevrilmiş hikâyelerini okumamıştık. Bulosan Filipinli bir yazar. Kita- bında da Filipinlileri anlatıyor. Yaza- rın bizim için yeni olması kadar, an- lattığı insanların da çok az tanıdı- ğımız bir memleketten olması, kita- bın ilgi çekici taraflarıdır. Bulosan'ın hikayecilik macerası da orijinal. Anlaşıldığına göre, öyle küçük yaşdan başlayan bir sanat me- rakı yokmuş. Hikayeci olmayı düşün- memiş. 1939 kışında işsizmiş. Cali- fornia'dan, iş bulurum ümidiyle San Pedro'ya geçmiş, bir iş yerinde sa- bahtan akşama yüzlerce kişi, hep ay m ümitle yağmur altında beklemiş- ler. Bu sıkıntılı bekleyış sırasında, va kit geçsin diye olacak, çevresındekı— lere ait bir hikaye çiziktirmiş. İşye- rinden ses seda çıkmayınca, aynı ga- ra da o yazdıklarım unutmuş gitmiş. 1942 yılının Ekim ayında tragedya başladı, diyor Bulosan. Şapkama so- kup unuttuğum o hıkayelerden bırı— ni buluverdim. T ew-Yorker di- ye, önceleri hiç okumadıgım yalnızca adım duyduğum bir dergiye yolladım. İki üç hafta sonra dergiden şöyle bir "Bize Filipinliler üzeri- başka hikâyelerinizi de yollayın. Bekliyoruz." Filipi nın Pangasinan eyaletine bağlı kendi küçük kasabam, Binalonan hakkın- da ne biliyorsam, ne hatırlıyorsam, hepsini oturup yazmaya koyuldum." Babamın "Su İşleri" Filipin hikayeleri Bulosan masa başına oturup hay- yal kurup hikaye yazmamış. Yaşadı- ğı çevresini, o basit çevresini, anası- nı, babasını, kardeşlerini, amcasını onların hayatını anlatmış. Tam kü— çük insanların dertleri, acıları, vinçleri, hasretleri tuhaflıkları ıle dolu hikayeler. Anlatışında hiç süs- leme yok. Edebıyat yapmaya özen- “mektepli'si değil de alayh sı gibi görünüyor. Ne var ki bu alabildiğine sadelik içinde öÖyle sıcak, öyle insanın içine işleyen, oku- dukça saran bir hâli var. Elimizdeki kitap, Bulosan'ın "La- ugter of My Father" adlı eserinde "törelerimize uygun olan hikayeleri seçilerek" meydana gelmiş. Kitapta onbir hikaye var. Bizden kilometre- lerce uzak bir ülkenin insanlarında bahsettiği halde, hiç yadırgadığım yabancılık çektıgımız bir yanı yok O kadar bize yakın görünüyor. Bu olsa olsa, bu hikayeleri yazanın son derece beşerikli olabildiğini gösteriyor. Simeon'un, birbirinden güzel, güldü- rücü maceralarını okumak, kitap meraklıları için, kaçırılmaz bir fır- sattır. Tarık Dursun K., hikayeleri son derece temiz, oynak bir Türkçey- le dilimize kazandırmış Hikayelerdi duyduğumuz zevkte çevirmede başarının da rolü va Kitap ve Kırtasiyenizi BİLGİ' den alınız SAKARYA CAD. No. 4/A YENİŞEHİR - ANKARA 21