KADIN Yavrukurtlar Üniformanın şerefi itibaren aşılanan maddi bir hayat gö- rüşü idi. İşte manevi silâhlanma me- selesi dünyadaki bu yanlış cereyanı önlemek, ahlaki prensipleri yaymak için ortaya çıkmıştı. Yeni bir cemiyet Harpler, bunu takib eden sıkıntılı devirler, hayat pahalılığı birçok memleketlerde bir ahlak buhranına sebebiyet vermişti. Bizde de birçok eksiklerin, birçok — ıstırapların asıl kaynağı, - muhakkak ki, bu ahlak buhranı idi. İşte Ankarada "Manevi Cıhazlanma Cemiyeti" ismi ile kuru- n cemiyetin gayesi ahlâk prensip- lılerımn tahakkuku için çalışan mane- vi silâhlanma fikir ve hareketlerini Türk vatandaşları arasında yaymak- tı. Mutlak doğruluk, mutlak hasbi- lik, mutlak sevgi ve mutlak manevi temızlık diğerkâmlık gibi yuksek ah- laki prensıplerı yaymak için bu ce- miyet nasıl çalışacaktı? Programda yer alan en mühim esaslardan birisi, her türlü vasıtadan istifade ederek, çocukların manevi inançlarını kuv- vetlendirmek, her sahada iş ve çalış- ma ahlakını geliştirmek, milli ve insani ananeleri telkin etmekti. Mek teplerde kurulmuş "Yavrukurt" ve izci" teşkilâtları vardı. Bunlar ga- yet güzel üniformalar giyiniyor ve resmi geçitlerde gayet güzel yürü- yor, trampet çalıyorlardı ama doğ- rusu, yaptıkları iş te, bundan ibaret alıyordu. Halbuki izci teşkilâtı her- Şeyden evvel "örnek" bir çocuk ve genglik topluluğu demekti. "Yavru- Kurt"un yemininde "hergün bir iyi- lik" yapmak vardı. Uniformanın a- asıl manası işte bu iyilik fikri olma- sıydı. ve çocuklara öyle telkinler ya- pılmalıydı ki, onlar iyilik etmek için fırsat Aarasınlar. Manevi sahalarda, 24 elde edilen başarılar unıformalara bi rer nişan dâhi ilâve edebilirdi. "Ma- nevi Cihazlarıma Cemiyeti" işte bu izci teşkilâtları ile irtibat temin et- meyi düşünüyordu, — gayelerden biri de, memleket balkı arasında sevgi ve dostluk bağlarını kuvvetlendir- mekti. Gayelere erişmek âın kong- reler, konferanslar, temsiller tertıp edılecek neşriyat yapılacak m- ler gosterılecektı Cemiyetin sulh ve sükünu ve saadeti için vakfi vücut edenleri taltif ve teşvike yarıyacak müsabakalar tertip etmek te cemi- yetin gayeleri arasında idi. Hazır elbiseciliğe doğru Ankara bir memur şehridir. Ka- dınların çoğu çalışır. Çalışmıyan- ların da faal bir hayatı vardır: Çar- şıya pazara gidilir, çocuk gezdirilir, yürüyüşe kılır cemıyet işlerine ko- î/llur Ankaralı kadın inamiktir. edeni bir zihniyetle yaşar. Mevsim başlarında gözleri hep mağaza vit- rinlerinde birşeyler arar. Ankaralı 'kadın senelerdenberi kendisini terzi ve prova külfetlerinden kurtaracak olan hazırelbısecıhgın hasretini duy- maktadı ık ve temiz giyinmek o0- nun da hak ıdır. O da bütçesi dahi- linde güzel, pratık ve rahat bir şe- kilde gıyınmek ist Bu mevsim başında vitrinlere göz atan Ankaralı kadının nihayet yüzü gülmüştür. Tertemiz dikilmiş gü zel poplin bluzları, beyaz pikeden, puanlı ketenlerden yapılmış 1rın ve î)ratık takma yaka ve kolluklar ça- 1şan kadınlar için hem çok pratık em de caziptir. Vitrinlerde guzel etekler de vardır. Fakat seri halinde imal edilmiş olan bu bluzlar 55 lira- ya biraz pahalıdır. İnsan başkaları ile eş giyinmeye razı olunca daha az para vermek ister, Zaten hazırelbise- Hazır -elbiseler Medeniyetin nimeti Şömizye biçimi elbise Rahatlık süsü yeniyor ciliğin en cazip, en güzel tarafların- dan biri de bu olmalıdır. Yoksa ba- zı vitrinlerde görüldüğü gibi, piyasa- da metresi 8 İiraya satılan taftaları büzüp 350 lira etiket koymak mari- fet değildir. Bu ne, bir memleket da- vası olan hazırelbısecıhge hizmet e- der, ne de halkı temiz ve güzel gi- yınmege alıştırır. Bu kadar para ve- rebilen, elbette ki kumaşını alıp iyi bir terziye gitmeyi tercih eder. Hem ; e daha çok isabetli hareket etmiş o- ur. 30 Jiraya bir elbise İşte Ankaralı kadın, böyle kaşları çatık düşüne duşune vitrinlere ba- karken, ayakları onu küçük ve zarif bir moda salonunun önüne götürmüş tür. Burada Ankaralı kadın birçok keşiflerde bulunmuştur. Deseni fab- rikaya ısmarlanarak hususi surette dokunmuş siyahlı beyazlı, — bolerolu bir açık elbise 30 liraya satılmakta- dır. Gene 30 liraya keten basmalar- dan, beyaz pıke yakalı gayet güzel elbiseler vardır Pembe beyaz pötikareli, guzel bir zefır bluzun fiatı 20 liradır; fisto bluzlar 35, basma bluzlar 1se 10 lira- dır. "Yasma" d an, ani" den yapıl- mış etekler sudan ucuzdur ve Ameri- kalılar tarafından kapışılmaktadır. Kırmızı düğmeli, siyah ve beyaz kareli güzel bir yazlık rob manto doksan liradır, en güzel poplin elbi- seler ise 120 lira. Bunlardan bir ta- nesi bej renginde ve yeşil biyelidir. Aynı yeşilden — yapılmış eldivenleri vardır. Gri bir poplin etek kalça üs- tünden sarı bir büyük kuşakla bağ- lanmaktadır ve aynı san poplinden bir bluzla beraber giyilmektedir. Bu model, siyah etek ve siyah, kırmızı çizgili bluzla tekrar — edilince güzel bir kokteyl elbisesi olmuştur AKİS, 5 MAYIS 1956