Okuyucu mektupları İstikbal hakkında on samanlarda AKİS'te Mende- res'in ev yaptırdığına, siyaseti bırakıp çiftliğine çekileceğine da- ir haberler okuyoruz. Menderes bel- ki siyasi hayatında hatalar yapmış- tır. Fakat lütfen, bir zamanlar İ- nönü'ye reva gorulduğu gibi "mem- leketten sürelim" seklindeki mua- meleleri ona da yapmıyalım. O da memleketini sevenlerden biridir. . Halil Gerger - Texas AKİS — Menderes'in çiftliği yurt dışında değil, Aydın'dadır. Mecmua hakkında Okuyucularınıza — birer "okuma el- bisesi" giydirmek niyetinde 0- lup olmadığınızı soran Zugurdoglu - . O- 1 akat AKİS'in buna verilecek bir cevabı 9 yok mu . M. Özen - Maraş Zuğurdoğlu adındaki okuyucunuz AKİS'in kötü baskısından şika- iş.. Bu kadar kötü içinde onu rahatsız eden belki sadece bu- dur. Ben AKİS'in kötü baskısı ya- nında büyük bir meziyeti olduğunu müşahede ettim: Dayanıklılığı.. AKİS'i en aşağı on kişi okuyor da, mecmua gene yıpranmıyor. Gülsen Toprak - Tire Bir nehir hakkında # zmir Eski Eserleri Koruma Der- neğinin tertip ettiği, konferanslı gezide Efes'in yıkılma — sebebini öğrendik. Konferansçı "Efes'in yı- kılmasının iki amili vardır : Birin- cisi zelzeleler, ikincisi Menderes" dedi. C. Çarık - İzmir Demokrasi — hakkında AKİS'in üniversiteli bir — okuyu- cusuna göre mecmuanız Şahsiyat yapıyormuş. Bu okuyucu herhal- de "Demokrasilerde şahsiyetlerden değil, eserlerden bahsedilir" diyen Menderes'le ayni fikirde olacak.. Fakat "vatan sathı" na — yayılan “muazzam eserler” den bahseder- ken onların yaratıcılarını unutmak olur mu ya A. Yılmaz - Kaş Doğu illeri hakkında Memleketinbir kösesi olması do- layısıyla okuyucularınızın Şem- dinli'yi merak edeceklerini umdu- ğumdan su satırları yazdım. Bu- rada vaziyet şöyledir : Seker 525 kuruş, yağ 10 lira, bir koynu 110 Ura, ekmek kilosu 110 kuruş, bir Cift lastik ayakkabı 18 lira.. Baki afiyet. H. Doğan - Şemdinli 16 D Eğitim İlim mi, hurafe mi? Geçen hafta ilkokullarda dın dersi veren ogretmenler "Hulefayı Ra- şidin devri"nden bahsedip bahsetme- mekte tereddüde düştüler. Başbaka- nın Konya nutkundan sonra bir din şampiyonu kesilen Milli Eğitim Ba- kam Ahmet Özel - Başbakanın Kon- ya'da söylediği sözler kendisine nak- ledilince "böyle şey olmaz" diyen zat - Hulefayı Raşidin devrinin ör- nek bir demokrasi devri olduğunu ile- ri sürmüş, Ööğretmenleri tereddüde düşürmüştür. Zira hugun, inkilaplara bağlı, müsbet ilme inanmış, lâik anla- yışta birleşmiş, memleketin bir an önce Batılı ölçülere uygun bir düşün- ce ve yaşama seviyesine ulaşmasına hasret çeken aydınlar — inkilaplara hağlılığın verdiği — hassasiyetle, din mevzuunda atılacak her adımın, ir- ticaa bir tâviz olacağından endişe et- mektedir. Bu endişelerinde ve has- sasiyetlerinde de, elbette yerden gö- ğe haklıdırlar. Pusudaki yobaz ise, din mevzuundaki her kıpırdanışı, ağ- zı sulanarak beklemekte, atılacak a- dımı ne şekilde istismar edebileceği- ni hesab etmektedir obaz, bazan kara sakallı ve cahil, bazan kravat- h ve okur yazar olarak bin kılık ve şekilde hala ıçımızdedır Yani, mut- laka hem din, hem inkılâplar bakı- mından en makul en realist şekilde hâlle mecbur olduğumuz bir mesele- miz vardır. milyonlarca insanın ınanışlarıyla ilgilidir. Bugü- ne kadar yaptıklarımız - daha doğru su yapılanlar ise bir ıdareı masla- hatçılık'tan — öteye geçmemektedir. Bir göz boyama ve oyalama siyase- tinden ibarettir ve meseleyi kökün- den hâlledebilecek çapta değildir. hamle N Okullarda din dersleri meselesi gü- nün mevzuu halindedir. — İlkokullar- dan başlayan bu iş, şimdi ortaokul- lara kadar — genişletilmek isteniyor. Görünüşe göre de genişletilecektir. Okullarda din dersleri meselesi der- ken, "lâik bir devletin lâik esaslara göre kurulmuş okullarında — mecburi olarak dini öğretim yapılabilir mi?" yahut, "ilkokullarda öğretilenlerin dışında ortaokullarda din dersi olarak ne Öğretilecektir?" gibi, üzerinde ti- tizlikle düşünülmesi ve tartışılması mümkün ve zaruri suallerin cevapla- rını aramak istemiyoruz. Bu, a uzun bir mevzudur. Gerektığınde bu- na da dokunulacaktır. Üzerine dikkat nazarlarının çev- rilmesi gereken mesele, şimdilik, baş kadir. Hâlen verilmekte dersleri ile, öbür dersler çatışmaktadır İlkokullarda — okutul- makta olan din dersleri, sadece bir yasak savma meselesi olarak ele alın mıştır. Çocuklarımızın körpe kafala- rıma, çatışan fikirler sokulmaktadır ve bunun daha ne kadar devam ede- ceği belli değildir. d birbiriyle Dini öğretim mevzuuna bütün şü- mulıı ile ele almadan, bir talanı ku- çük hesaplara dayanıl arak, ilkokullara, yarın ortaokullara obur- gün lıselere koymakla neler kazana- cağımıza değil, neler kaybedeceğimi- ze dikkat etmek lâzımdır. Bugün memlekette bir rejim me- selesi vardır, anayasa meselesi var- üniversite muhtariyeti, hakim temınatı gibi meseleler var- dır. Ama bütün bunların yanı sıra, bir memleket realitesi olarak, din mevzuu da vardır. Bunu da, en az 6- bür meseleler kadar, ehemmiyet ve ciddiyetle ele almağa, bugünün ve yarının ihtiyaçlarına ve ilmi gerçekle- İlkokullarda ders gören öğrenciler Hülefayı Raşidin devrini öğrendiler AKİS, 5 MAYIS 1956