Başkan Eisenhower istiklalin kıymetini - biliyor ra tam itimat edecek durumda deği- liz. Stalini yıktılar ama onun sürün- cemede bıraktığı, Almanyanın birleş- tirilmesi, peyk devletleri istibdat al- tında tutma meseleleri gibi problem- leri bugünkü idareciler de pek ele almaya hevesli gibi gorunmuyorlar Ruslar samimiyetlerim ispat etmek için askeri potansiyellerim arttırma- mahdırlar. Bugün için A.B. Rus samimiyeti hakkında bir hüküm ve- recek durumda değildir. Dün tek şa- hıs diktatörlüğü vardı, bugün ise bu kollektif bir hal almıştır. Fakat şüp- hesiz ki bir memleketin iç meseleleri bizi ilgilendirmez. Eğer yeni hükü- met hakikaten Rus milletinin menfa- atlerini düşünerek hareket ediyorsa Birleşik Amerikanın Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri Birliği ile dostluk bağları kurmamasına hiç bir sebep yoktur." Bundan sonra Başkan sözü istik- lallerini yeni kazanmış Asya devlet- lerinde moda haline gelen "Bitaraf- lık" politikasına getirerek bunun tak- bih edilmemesi gerektiğini söyliyerek her milletin kendi mukadderatını ta- yinde serbest olduğunu belirtmiş ve Amerikan tarihini de misal getirerek kendilerinin de istiklallerini ilk ka- zandıkları günlerde bunu-kaybetmek korkusundan hiç bir devlete yanaş- madıklarım söylemiştir. Orta Doğu- da ise Amerikanın tecavüze uğrayan tarafı daima destekleyeceğini belirt- tikten sonra Başkan, Kongreye yar- dım miktarlarım arttırmasını tekrar tekrar tavsiye ederek sözlerine son vermiştir. Başkanınbukonuşmasından son- ra Dışişleri Bakanı Dulles'in daha te- ferruata kaçan bir konuşma yapma- sı ve yeni Amerikan görüşünün na- sıl tatbik edileceğini belirtmesi bek- leniyordu. Nitekim bu beyanattan bir AKİS, 5 MAYIS 1956 kaç gün sonra yaptığı bir basın top- lantısında Dışişleri Bakanı, efkarı u- miyeyi meraktan kurtardı.İlk o- larak Amerikanın NATO politikasını ele alan Dışişleri Bakanı NATO'nun bütün üye devletlerin dış siyasetini tamamen bağlamadığını belirtmiştir. Bununla Dulles Amerikanın, Asya ve Afrikada —emperyalist diye tanınan, İngiltere ve Fransanın bu bölgelerde güttükleri politikayla bağlanmak is- temediğini ifade etmiş olabilir. Daha sonra NATO'nun faaliyet sahasının genişliyebileceğini kabul etmiş, fakat Amerikanın bu hususta diğer mütte- fiklerin kanaatim öğrenmeden bir fi- kir beyanından kaçınacağını da söz- lerine ilâve etmiştir. Bilindiği gibi NATO'nun Avrupa üyeleri, bilhassa Fransa uzun zamandanberi bu teşki- lâtın ekonomik ve siyasi sahada da faaliyet göstermesini arzu ediyorlar- dı. Bugün Amerika bu görüşe yak- laşmıştır. Fakat diğer taraftan da ik- tisadi yükün bütün üyeler arasında paylaşılmasını da istemektedir. Dui- les daha sonra soğuk harp meselesine temas ederek yukarıda yazdığımız sözleri söylemiştir. sonra Rusyanın yeni politikasından bahse- den Dışişleri Bakanı, görülen Titocu- luk cereyanım tasvip etmiş ve Ame- rikanın Çekoslovakya ve Polonyanın "Nasyonal Komünist" yani Rus bas- kısından kurtulmuş komünist parti- leri tarafından idare edilmesine itiraz etmiyeceğini bildirmiştir. A.B.D. bu- gün Rusların peyk devletlere hürri- yetlerini tanımasını istiyorlar Yukarıda Amerikan şahsiyetleri— nin söyledikleri sözler, Rusyadaki vu- ku bulan degışıklıklerden sonra Ame- rikanın tutumunu bize göstermekte ve "bagımsızlıgın DÜNYADA OLUP BİTENLER bir ipucu olabilir. A.B.D., bugün ba- tılların lideri olarak havayı birden bire yumuşatmayı doğru bulmamak- tadır. Orta - Doğu Yeni bir pakt Geçen — hafta Orta Doğuda 48 saat içinde bir pakt kuruldu. Bunun neticesinde Yemen, Suudi Arabistan ve Mısır, ordularım müşterek bir ku- manda altında toplamayı kabul et- mişlerdi Anlaşmanın bir maddesinde "Mı- sır, Suudi Arabistan ve Yemen mil- letler arası hava gerginleştiği anda birbirlerine danışmadan hiç bir hare- kete geçmemeyi taahhüt ederler" denmektedir. Bilhassa imzacı devlet- lerden birinin hükümranlık ve bağım- sızlığına bir tecavüz olduğu anda he beraber harekete geçecekleri belirtil- mektedir. Bu andlaşma Orta Doğu mesele- lerinde yeni bir adım teşkil etmekte- ir. Yemenin de "Bitaraf Arap Blo- kuna" girmesi bu bölgedeki Devletle- rin İngiliz nüfuzuna karşı giriştikle- ri mücadelede lehlerine bir hamle da- ha kazandıklarını göstermektedir. Bilindiği gibi bundan evvel imzala- nan Mısır - Suudi Arabistan anlaş- ması muhtemel bir İsrail tecavüzünü önlemek üzere kaleme alınmıştı. Hal- buki Nisan ayının 21 inde imzalanan eni anlaşmada İsrail tehlikesi sükütla geçiştirilmekte, onun yerine paktın gayesinin "Yabancı tesirlere" sağlamlaştırılma- yöneltildiği görülmektedir. sına” Yemen İmamı Ahmet ve maiyeti 'Düşmanımın düşmanı benim dostumdur" 19