7 Nisan 1956 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 30

7 Nisan 1956 tarihli Akis Dergisi Sayfa 30
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SİNEMA M. Özkul ve A. Karındaş "Kalbimin Şarkısı"nda "Bitmeyen ra, senaryoya borçlu olan ve bunu diğer filmlerinde ispat eden rejisör- ler sayılabilir; Henry Kıng, Robert ise, Robert Hamer gibi Lütfi Ö. Akad'ın - reJısör oldu- ğuna göre - bir gruba girmesi lazım- sa, ikinci veya üçüncü grubun han- gisine layık olduğunu tayin etmek i- çin bir başka filmini beklemek ica- bediyor. Akad'ın iyi ve kötü filmleri arasındaki fark o kadar büyük ki, unu Türk filmciliği çerçevesınde bile hissetmemek imkânsız. "İpsala Cinayeti" ile "Çalsın Sazlar Oynasın 30 Şarkı” olmalıydı Kızlar" arasında ucunun farkı var- dır. "Katil", "Öldüren Şehir" — ile "İngiliz Kemal" birbirleriyle bağdaşa mıyacak filmlerdir. Bu mevsim gös- terilen filmlerinden "Görünmeyen A- dam İstanbulda" ve "Meçhul Kadın" "Beyaz Mendil" i yapan şahsın elin- den çıkmışa benziyorlar mıydı? Lütfi Ö. Akad'ın istikrarsızlığı aynı film içinde de kendini belli e- diyor. "Kalbimin Şarkısı" yarısı iyi- ce, yarısı kötü bir film. Filmin ilk yarısı iyice, çünkü lü- zumsuz uzatılan zevksiz bir müziğin kösteklemesine rağmen, bir hikâye mümkün olduğu kadar kesintisiz an- latılıyor. Nutuklar, ağlaşmalar, kontrlümiyer fotoğraflar, mezarlık— ar v.s. den kaçınılmış. Hikâyede dü- ğgümlenmeler, paralel gelişmeler (cross-cuttiug) — var. Başka memle- ketlerde çevrilen filmlerde bu unsur- ların Varlıg en tabii bir şeyken biz- ziyet olarak kabul — edilmesi ülmcılıgımızın içinde bulunduğu acı durumun ifadesidir. Sadık Şendil'in senaryosunda çi- zılen tiplere, anlatılan olaylara Edir- ne'nin batısından itibaren herhangi bir memlekette rastlanabilir, ama bizde değil. Senarist ve prodüktör bestekârlardan bahseden filmlerin, bestekârlardan bahseden roman ve- ya hikâyelerden farklı olacağını her halde unutmuşlar En büyük fark bi- rinde müziğin sâdece hayal edılmesı diğerinde ise dinlenmesidir. Her tü lü zevki tatmin etmesi istenen fa— kat kimseyi sarmıyan bir müziğe ne? lüzum vardı? Elde doğru dürüst mü- zik olmadıkça müzikli film çevirmek şart mıdır Akad'ın nefesinin yarı yolda kal- ması müzik seanslarının filmin sonu- na doğru fazlalaşmasına hamledile- bilir. Diğer âmiller arasında körlük- ler, göz yaşı sahneleri, ölümler gibi pıyasada çok kullanılan tesir vası- taları bulunmaktadır. Bu filmin ko- nusu komedi yapısına daha uygun- ken, sürüden ayrılanı kurt kapar misali, melodram tercih edilmiş. Re- Jısorlerımız için seyircileri üzmenin, yüzlerini güldürmekten daha kolay bir iz olduğu anlaşılıyor. Münir Özkul'un beyaz saçlariyle orkestra idaresinden başka rahatsız- lık veren tarafı yok. Sezer Sezin me- lodram oynamaktan kurtulmalıdır. Boynu bükük mahzun bakışlar mu- vaffakiyetin yolu değildir. Münir Öz- kul ile hiç de bir çift teşkil etme- diklerini söylemek icabeder. Kenan Artun'un körlüğüne sevgilisi kadar seyirciler de inanmadı. Altan Karın- aş kötü makyajına rağmen kısa ro- lünde başarılıydı. Deniz Tanyeli'ye gelince bu genç artist iyi bir rejisö- rün elinde daha iyi neticeler verecek bir kabiliyet gösteriyor. İyi rejisör Lütfi Ö. Akad'ın elinden bu kadar geldiğine göre Deniz Tanyeli'ye dü- şen iş bir çok seyirciler gibi gözleri- ni Atıf Yılmaz Batıbeki'nden tarafa çevirmesidir. Lütfi Ö. Akad istifhamı bundan sonraki filmiyle çözülecektir. İyi filmlerindeki başarının kendisine mi yoksa Orhan Hançerlioğlu yahut Ya- şar Kemal gibi yazarlara mı ait ol- duğu o zaman anlaşılacaktır. Bu im- tihanın iyi neticeyle bitmesi hem Türk Filmciliği hem de kendisi için mühimdir Deniz Tanyeli Ham madde AKİS, 7 NİSAN 1956

Bu sayıdan diğer sayfalar: