YURTTA OLUP BİTENLER Halil Özyörük Kafi delil peşinde ca Meclisin kararı da gecikmiştir. Böylece Turkıye Büyük Millet Mec- lisi bir uzvunun keyfini bekler vaziyete duşurulmuştuı' ki bunu tas- vip etmenin imkanı yoktur. Muhalefet Dev aynasının tehlikesi Geçen hafta içinde siyasi çevrele- ı'ın, üzerinde en ziyade ehemmiyet le du mesele "Muhalefetın İşbirliği" meselesiydi. Böyle bir temayülün, prensip itibari- le herkeste mevcut olduğunu görme- menin imkânı yoktu. Muhalif lider- lerin hepsi önümüzdeki — seçimlerde iktidarın karşısına müşterek bir cep- he halinde çıkmayı ve ekseriyeti sağ, ladıkları takdirde de derhal oturup alemde rejim davalarım halle- derek teminatlı bir sıstem kurmayı yürekten arzuluyorları Fakat fi- kırler henüz krıstalleşmemıştı, henüz bu isin tatbikat sekli düşünce mev- zuu olmamıştı. Tasavvur muğlaktı ve ortadaydı. Herkes bir ucundan çe- kiyor ve bu ucun kendi menfaatine en uygun uç olmasına bilhassa dik- kat ediyordu. Hele çeşitli, partilere mensup milletvekilleri ve parti ileri gelenleri Meclisin tatilinden faydala- narak çıktıkları yurt seyahatlerinden döndüklerinde beraberlerinde bir de dev aynası getirdiler. Geçen hafta i- çinde pek çok partili Parti merkez- lerınde veya Grup odalarında kendi* sini bu aynada seyrediyor, buyuklu— ğü ve dehşeti karşısında da hayra kalıyordu. Halbuki müsbet bir ışbır- liğinin şimdilik başlıca şartı bu naların kırılması ve partiler ileri ge— lenlerinin gokten yere inmesiydi. kikaten her ıl) kendi — çapını ve kudretini realist bır gözle gördüğü 10 takdirde karşı karşıya oturup konuş mak ve anlaşmanın zeminini — bul- mak kolaylaşacaktı. Gerçi seçımlere daha hayli zaman vardı, o tarihe ka- dar pek çok faktörün degışmesı de muhtemeldi. mutlaka bilinme- liydi ki muhalif partıler arasında İş- birliği sadece seçim sırasına inhisar edemezdi. Bilâkis, bütün muhalefetin eş meseleler karşısında eş reaksiyon göstermesi ve bunu yaparken bugün den acık olarak vaziyet alması gün- delik dertlerimizin bir kısmını önle- Bu Kanunu Geçiriniz! arşamba günü Türkiye Büyük Millet Meclisinde, celse açılır açılmaz mühim bir ise cere- yan etti: Hükümet, Seçim kanu- nundaki tadilât teklıfını geri aldı. Halbuki bu tadilatın vaadi Men— deres IV. kabinesinin programın- da yer almıştı. D. P. I1 m lletvekıl- lerıne bakılırsa hükümet, teklifini cak tekamül ettirmek için almış olabılır Fakat Menderesin son ko- nuşmalarına ve D. P. Genel İdare Kurulundan sızan haberlere bakı- lınca Genel Başkanın "tekamül" den anladığı mana insana fazla em- niyet vermemektedir. Meselâ açık kava mitinglerinin men'i veya seç- menin karma liste yapmak hakkı- nın yol edilmesi "Menderes Demok- rasisi" ne doğru atılmış ileri adım- lar sayılabılır . Meclis grubu ve Mende- res IV kabinesinin azaları Seçim kanununun 1954 deki haline geti- rilmesi mevzuunda millete — karşı şeref borcuyla baglıdırlar Bunun bu e ödenmesi mecburıyetı vardır Hukumetın geri aldığı tek- Hifini. Hür. P. aynen tekabül et- miş bulunuyor Teklif komısyonlar— dan da geçmiş olduğuna mokrat milletvekilleri vazıfelerını yapmakla mükelleftirler Kanun 1954'deki haline getırılsın, tekâ- mül onun üzerinde de olur. Fakat Menderesi tatmin edeceğiz diye ye- niden antidmokratik yola gitmek Menderesi kafasının içindeki şey- tandan kurtarmayacağı gibi, - onu artık hiç bir şey kurtaramaz - üs- telik hükümet programım imzala- mış bütün bakanları ona rey veren bütün mılletvekıllerını ilele- bet vebal altında bırakacaktır. Borç ödenmelidir! yebilir, yeniden estirilmek baskı rüzgârım sahiplerinin — ağzına tıkayıverirdi. Zira artık kafi şekil- de anlaşılmıştır ki iktidara hakim o0- lan bir demokratik zihniyet değildir ve alınmayan antidemokratik tedbir. alınamayan antidemokratik tedbirdir. Yoksa bütün partileri ka- payıp başımıza bir ikinci ispanyol diktatörü Primo de Rivera kesilmek ateşile yananların aramızda eksik ol- madığı gün gibi aşikardır. Buna kar- istenilen şı yapılacak şey, — müştereken "ha- yır" demektir. u hafta ıçınde bu mevzuda ilk resmi sedalar çıktı. İsmet İnönü ve Fevzi Lütfi Karaosmanoğlu bir zetenin suallerini cevaplandırdılar. Ancak bu cevaplarında teferruata girmiyor, sadece meselenin esasında mutabakatlarım bildiriyorlardı. Os- man Bölükbaşı ise bir basın toplan- tısı tertipliyerek orada konuştu. Fa- kat mevzua doğrudan doğruya te- mas etmekten cekinen bir hali var- dı. Belki de öteki partilerden teklif bekliyordu. Bu haftanın sonunda ise muhalefetin işbirliği meselesinin C. P. Meclisinin en mühim gündem maddesını teşkil edeceğinden zerre- ce şüphe yoktu. Bilhassa İstanbullu- lar bazı fikirlerle geliyorlardı. Zaten dava günün aktüel davası halinde bulunduğundan C.H.P. Meclisinin o- nun üzerinde durmaması imkânsızdı. Bu vesileyle İsmet İnönü de kapalı kapılar arkasında fikrini arkadaşla- rına açıkça söyliyecekti. Her halde yayınlanacak tebliğ son derece mü- him akisler yaratacak mahiyette o- lacaktı. Böylece uzun zamandan beri afaki şekilde lafı edilen ve pişen iş- birliği meselesi nihayet elle tutulur bir taraf kazanacaktı. Zira yalnız iktidar partisi değil, muhalefet parti- leri üzerinde de umumi efkarın bas- kısını görmemek imkânsızdır. Umu- mi efkarın istediği ve beklediği ise bu partilerin birbirlerini yemeleri değil, bilâkis birleşerek şu rejim keş- mekeşine bir son vermeleriydi. Baş- ka türlü hareketi hiç kimse affetmi- yecekti. Halbuki partiler içinde bam- başka cereyanlar da mevcuttu. C. H. P. nin derdi: Hayal uhalefet partilerinin — içinde en kuvvetlisinin ve en tesirlisinin, Kasım Gülek Ortadaki adam AKİS, 7 NİSAN 1956