Dış Politikamız Ne Zaman Bir Düzene Kavuşacaktır?.. Paris, Mart.. 1950 deki iktidar değişmesinden sonra iş başına gelenler, son hü- ikada lüzumun- larım tekrarlıyorlardı. canlı ve dinamik yeni bir dış poli- tika takip edeceklerdi. Yaln ve hareketsiz kaldığımız yeterdı Yeni dostlar, yeni güvenilir muttefıkler bulacaklardı. Türkiye Orta ve Ta- kın Doğuda muhun bir rol bir na- zım rolü oynamalıydı. Bu fikirlere iştirak etmeyen tek asavvur olunamazdı. Yalnız D. P. İktidarı bu dinamizm ve yemlık polıtıkasını kısa bir zamanda, isa- rına aldı ki, kolayca mırasına kon- duğu eski hükümetin başarılarım unutmağa ve umumi efkara da u- nutturmağa başladı. Askeri ve ik- tisadi yardımlarla neticelenen Tru- n doktrini ve Marshall planı ma ay- dınlarımızın dış politikaya suçlu ka yıtsızlığı, bu miras hikayesini ko- İaylaştırdı. Öyle ki Sovyet Rusya- nın en kudretli ve - gerek siyasi, gerek askeri bakımdan - en ser- mılletının iki Stalin notasını iki de- fa yüzgeri ettiği, yine Türk milleti- ne unutturulmağa çalışıldı. Halbu- kı Turkleı'ın böyle iki defa Staline "Hayır!.." deyişleri Batılıların, bil- hassa Ameı'ıkalıların gözlerini aç- mış, Truman doktriniyle beraber as keri yardım başlamıştı. NATO ya alınmamızla sonuçlanan bu yakın- laşmanın ilham ve hareket noktası azimli ve avrımızdı. Cyraıw politikasının zorlu tarafı Ancak dış politikada dinamizm de- mek "Macera" demek değildir. Son yılların olaylarına, bilhassa Dış politikamızın karanlık ve kayıplı bilançosuna baktıktan sonra hemen söyliyelim ki biz, macerayı değil, kararlı ve serin kanlı bir hareket tarzını tercih ediyoruz. Ömürleri üç aylık paktlar, hiçbir askeri ve ık- tisadi dayanağı olmayan ve icabın- a yüzümüze fırlatılan anlaşmalar istemiyoruz. Dinamizm diye anılan bu polıtıkanın sonuçlarını gördük- ten sonra, "statik", fakat istikrarlı, olgun ve binlerle yıllık tarihimize yakışan ciddi ve sağlam bir dış si- yaseti arzu ediyoruz. Bunları söy- lerken de, altı yıldır bir demago_ıı tufanında bogulma a rağmen ni- hayet hakikatleri 'görmeğe başla- yan Türk milletinin ve Türk aydın- İarının hislerini ve diişüncelerini ifade ettiğimize inanı: .. ve madalyasının ters tarafı ünkü Türk milleti, — sınırlarının her taraftan kendine muğber ve hasım milletlerle çevrilmesini iste- AKİS, 7 NİSAN 1956 Çünkü Tuk Milleti memektedir. ü efendiliğini yaptığı say kadar memleketlerde itibarın gili mazisinin zedelenmesını zu —etmemektedir. Mılletı, yarınından emin, ka- ra günlerinde yanında olacak gü- venitir muttefıkler, yaptığı anlaş- ar- ürk maları üç ay sonra yüzüne savur- mayacak hakıkı dostlar istemekte- di ütün komşularında Türkiye ve Türk idarecileri aleyhine nümayişler olması, bayrağımıza ve temsilcilerimize türlü muamelelerin reva görülmesi, Türk mılletıne ke- der vermektedir. Tito'nu: Ka manlis'in, müşterek ıttıfakları elle- rinin tersıyle itmeleri, ileri- miz hal a hafif lisa ları, ya kın tarıhımızde böyle şey- lerı hatırlamıyanlanmızı, yadırgat- ır. Hataları ve eksikleri ne olursa olsun devlet adamlarımızın yabancı memleketlerde, hele dost ve müttefik ülkelerde sevgi ve hür- met görmelerini istemek hakkımız- dır. Onun için bir Nuri Sait paşanın hükümet başkanımızı istihfaf et- temsilcilerimize Beyrutta a- ası, Ür- yerlerde şiddetli karşı tezahürlerin olması, Mısırdan bir elçimizin utanç duyulacak bir şekilde dışarı çıkarıl- Menderesle Zorlunun Belg- raddan dost bir memlekete yakış- mayan hava, ahatl na gitmelidir. — ve elbet gıtmektedır Evet, Türk milleti dış itibarının, komşu memleketlerdeki prestıjının iadesini arzu etmektedir. dan Bas mizin, şılıklı saygıyla yenilenmesini iste- mek Atatürk — nesillerinin kutsal hakkıdır. Bu hakka hürmet Cum- huriyet hükümetlerine borçtur. Ti- ne aynı nesiller, beynelmilel konfe- rans ve toplantılarda temsilcileri- mizin direktif ve ilhamlarım ancak kendi hükümetlerinden almalarını, kararlarda başkalarına bakarak 0- turup kalkmamalarını, en az diğer üyeler kadar varlıklarını ve şahsi- yetlerini hissettirmelerini, hele Pa- riste, NATO'da olduğu gibi bakan- larımızın abancı generallerden sırtlarına laübali şaplakları kabul- lenmemelerini temenni etmektedir- ler. Menfaatlerimiz korunuyor mu? Daha bir yıl kadar evvel Bandung konferansına giderek bize uy- mayan görüşler u sa- hada bizi destekleyen milletlerin sa- dece Irak ve Fıl ipin olması, ğrusu cak bu devletlerin temsilcilerinin desteklemesı bu kon- Aydemir BALKAN feranstakı rolümüz — hakkında bir verebilir, üstelik Çu-En-Lai ile Nehruyu aynı safta mütalea et- tik. Ancak bu hizmetimizden dola- yı Washington'da umduğumuz mu- ameleyı bulamadık. İngilizlerin ısrarları ve devam- h "arzuları" ile yapmağa kalktığı- mız Bağdat paktı, her yönden üstü- mi ederek bize sırtlarım dönmüşlerdir. Hatta — idarecilerimizin beraberce kotra gezintileri yaptıkları, balık avladıkları Ürdün kralı cepheyi de- ğiştirmek üzeredir, memleketinde hiç de popüler olmayan Nuri Sait paşanın da bugün n ya siyaset, ya da sandalye değıştıreceğı mu- hakkak gibidir. Üç senelik gayretlerımızın, kolla- rı herkesten evvel sıvayıp kraldan fazla kralcılık göstermemizin se- meresı ne olmuştur: Türk Milleti- in bütün bu olup bitende kazancı, menfaatı nedir Fatih —Rüştünün Bandungtaki gay merikan yardımları saglamış, pakt ise bize iade edilmiştir. Son durum- a Amerika bize bekledıgunız kre- dileri vermiyeceğini - artık herke" sin anladığı bir şekilde - belli et- miştir. Buna — mukabil Amerika, Kıbrıs meselesinde tezini destekleyeceğini Atina elçisi vası- tasıyla resmen ifade etmiştir. İngiltere ise Bağdat — paktında bizi Arap devletlerinin husumetiyle karşı karşıya bır. ş, bir taraf- n Abdülna: diğer taraftan Ür- dunlu mıllıyetçılerle flörte başlıya- rak aradan sıyrılmağa niyetlenmiş- ir. ul bakanlarımız ve idareci- lerimiz ve dostumuz Fransayı gü- kaygusuyla Kuzey adal vatanseverlerin müca- delesını bilmemezlikten gelmişler, venlik Konseymde ve Bırleşmış mılletlerde daima - aşırı bir sa- tutmuşlardır. Buna mukabil Fransa ne yapmış- tır?. Bağdat paktına açıkça cephe almış, Kıbrısta yine Yunan tezini utmuş, Mısır ve Hint liderleriyle anlaşmaya başlanuştır Müttefikle- rimizin büyük bir çoğunluğuyla ti- caretimiz kesıntıye uğramış, yeni kredi vaadlerinin hiçbir zaman ar- kası gelmemı tir. ün bu olan bitende kazancı- mız, menfaatumz nerededir?. Gös- teriniz, izah ediniz, incinen la, zedelenen prestijiyle bekleyen, herşeye rağmen sabır ve tevekkül- le bekleyen, Türk milletine anlatı- 19