İsmet İnönü Dev aynasına bakmayınız tek başına kazanma şansı en fazla bulunanının C. H. P. olduğunda el- minli taraftarlar ve milyonlarca "ge- dikli müşteri", nihayet genel baş- kanlık makamını Ismet İnönünün iş- gal etmesi bu partiyi memleketin 1 numaralı partisi yapmak tadır: ar- tınm prestijinin münevverler nezdin- e 1950 den sonra, büyük halk kütle- lerı nezdinde ise 1954 ten bu yana artmaya başladığı da hakikattir. C. P. nin grafik çizgisi el'an yukarı istikamettedir. Ama bunlar, bazı par ti ileri gelenlerindeki "her şey ta- ilk seçimlerde iktidar bizim- dir" inancını gülünç olmaktan kur- taracak faktörler değildir.Bugün bir seçim yapılsa iktidarı, mılletın ser- best reyile gene D. P. muhafaza etmesi en kuvvetli ılıtımaldır Hattâ bır Muhalefet Koalisyonuna kaı'şı bı- . Bunu görecek yerde derlerıııden bir kısmının şimdide ik tidar hırsıyla yanmaya başlamaları, kendilerinden başka hiç bir hakiki kuvvet tanımak ıstememelen, oteki muhalif partileri küçümsemeleri ar- zulanan ışbırlığmı kolaylaştıran a- miller sayılamaz. C. H. P. ne zaman kuvvetlense, bu nevıden hastalıklara tutulmaktadır. D. P. iktidarının yıllarında resmi ilân meselesinden İs- tanbııl basmının muhalif — tavır ta- kınması . lilere öyle bir cüret vermıştır ki ara seçimlerinde arala- rından bazı Don — Kişotlar Adnan Menderesı bizzat kendi secim bölge- sinde, Aydında vurmak üzere hare- kete geçmişler, fakat suratlarına pek çok şey öğüten değirmenin kanadı- nı yiyerek geri dönmüşlerdir. 1954 seçimlerinin yapıldığı akşam ise, ay- nı zevat C. H. P. merkezinde, mest olmuş vaziyette kabineler kuruyor, kabineler bozuyor, beyanat çekiyor- u. Zira o sırada da partiye rağbet AKİS, 7 NİSAN 1956 ve alaka bıı'az artmıştı ı ruh haletının bazı par tılılerde hortladıgını görmemenin im- yoktur. Partiyi gene bir iktidar VTİ saı'smakt:ıdır Fievr ta teş lâttan başlamaktadır. Partinin kuv— veti ve itibar ibresinin — yükselmesi ziyadesiyle mübalağa edilmektedir. Eski alışkanlıkların neticesi olarak mücadelesine girişmiştir. kâra asla ve asla sempatik olmayan isimler tekrar piyasaya — çıkmakta- dır. Bunlar öteki muhalif partiler bir yana, parti içindeki kendi muhalıf lerine dahi hayat hakkı tanınmama-, sından memnun kalacak kımselerdır ve iktidara, bugün başkalarının fay- dalandığım gördükleri nimetlerden- para, pul,, caka - faydalanmak niye- tiyle geleceklerdir. Teşkilâtta ise, 1950 den bu yana kendilerine yapılan bütün haksızlıkları iktidara geçince telâfi etmek niyetiyle — dolu olanlar mevcuttur ve kuvvet bunları şımart- maktadır. Parti, kudretini mübalâğa etmek hastalığıyla maluldur. Buna karşı aklı başından gitme- yen, itidal sahibi ve hedefi muayyen liderler kendi goruşlerını kabul etti- rebilecekler, partiyi hem merkezdeki a gittikçe azalmakla beraber milletin bazı zümrelerinde C. H. P. düşman- lığının devam ettiğim herkes gibi on- lar da bilmektedirler. Atatnrke .sa- hın: lunanlar, ınkılaba aleyhtar kalan- lar, tek parti rejiminin tasvib edile- meyecek metodlarından canları ya- , saklayanlar cak partinin bir Demokratik cephe- ye ivazsız, gizli maksadsız, kuvvet Ve kudreti nisbetinde iştirakile alı- nabilir. C. H. P. nin ve İnönünün çok partılı rejime geçerken samimi olup lmadıkları sualinin cevabı iktidarı kaybetmeyı göze almalarıyla veril- miştir; zira iktidarı kaybetmeyi gö- ze alabiliyor ve muhalefete geçip mü cadeleye katlanabiliyor musun? İş- te, demokrasilerde hakiki samimiye- tin tek miyarı budur. Millet bunu - hele bugünkü iktidarın - düşmekten vebadan korkar gibi korkması kar- şısında - anlamıştır. Bundan sonra yapılacak olan, rejime girmek kadar rejimi sağlam temeller üzerine oturt mak davasında da nın sami- mıyetıne bütün türkleri bunun yolu illâ ve ılla tek başı— na iktidara dönmeğe çalışmak değil, aynı gayeyi taşıyan partileri aynı bayrak altında toplamak, onlarla eraber yürümektir. Tabii C. H. P. nin tutacağı yolda, öteki partıleı'm de kâfi derecede re- alıst avranıp avranmamalarının büyük rolü olacaktır. Kararsız parti: Hür. P. ürneden — dönen — partililer içinde milletin kendilerine tamanile hay- YURTTA OLUP BİTENLER bulunduğu zehabıııı taşıyanlar daha ziyade P. mensuplarıydı. Bunlara kalıı'sa, bir seçım olsun da onu Hür. azanmasın, böyle şey düşünülemezdi bile. illet s. amımı— yet istiyordu. Bunu ise Hür. P. buluyordu. Ne kadar genç, ıdealıst timiz, aklı selim sahibi insan varsa hepsi yeni partiye müzahirdi. Eee, basın da tutuyordu. O halde ne ek- sik kalıyordu? İhtimal kı realızm' Zira böyle konuşan suplaı'ı bile pek ala farkeclıyorlarclı ki aksak bir tarafları Aksa de göz önünde tutmuşlardı. hikmetleri, sebebi mevcudiyetleri bir antitezdi. — Partilerinin idare ediliş tarzından memnun değillerdi. Böy- leleri demokratik memleketlerde par tilerin bir kanadım teşkil ederler ve fikirlerini tatbik mevkiine koymak için parti dahilinde mücadele eder- ler. Bizde ise D.P. deki totaliter zih- niyet karşısında kendilerine bu hak tanınmamış ve ihraç edilmişlerdi. Bu Aslında partililere - Demokrat Par- tililere - söylemek mevkiinde olduk- ları sözleri şimdi' millete söylemek zorundaydılar Nefesleri ise henüz bun yıkıyla yapacak kadar kuv- vetlı degıldı ünkü bu memlekette iki büyük siyasi kuvvet vardı: P. ve C. H. P. bunların arasında bir ta- kım küçük partiler ancak zaman za- n ve geçici şartlar icabı kendileri- nı lnssettırebılırlerdı Hür. P. ne müs takil parti olarak bir şans yoktu A- aha partinin kuruluşuna tekad düm eden haftalarda "İspatçılar an- P. yi boşaltıp onun yerini a- lırlarsa bir kuvvet olurlar ye bunu c du. Kanaatimiz değişmemiştir. Nite- kim hadiseler o istikamette cereyan etmediği içindir ki Hür. P. sağlam temeller üzerine oturmamıştır Bir F. Lütfi Karaosmanoğlu İki yolun — ağzında