dana çıkmıştı Boylece kısaltılmış a- dıyla Hür. P. nsupları da ezeli hü rrıyet mucahıdlerının arasına ka— tılıyorlardı. Susa rıyorlardı. Bundan on yıl evvel agız- larını dayadıkları çeşme kurumuştu. Bir muhalefet cephesi Partlnin kurulması kararlaştırılmış, ismi konmuştu. Şimdi işin en sor tarafı kalıyordu: Hür. P. mücadele- sini nasıl yapacaktı ? Yeni teşekkül, memleket için son derece kritik bir anda ortaya çıkıyordu. Bahis mevzuu olan rejimin istikbaliydi. Tam bu sı- rada Belediye seçimlerinin yapılması büyük fayda sağladı.. — Zira ispat- çıların dağınık fikirleri, yahut dağı- nık fikirli ispatçılar seçimlerde cere- yan eden hadiseler ve bu vesileyle be- İiren zihniyet karşısında derhal topar- landılar. Demokrat Parti böylece, bır defa daha en tehlikeli rakibine yar dan etmişti. Haftanın başında, Hür. P. ne ni katılan Hatayın demokrat mıllet- vekili Şekip İnal, belediye seçimleri- nin cereyan tana hakkında dehşet ve- rici açıklamalar yaparak eski parti- sinden istifa etti. Sekip İnala göre 1946, daha da feci şekilde tekerrür etmişti. Baskı son haddini bulmuş, vatandaşlar yollarda çevrilerek üzer- leri aranmış, evler basılarak müsta- killere ait lısteler yakılmış, tehdit- ler savrulmuş, sonra bunlar kuvve- den fiile çıkarılmıştı. Bunu okuyan bir eski demokrat şöyle dedi: Bunlar Halk Partisini geçtı Onlar reylere dokunurlardı, şimdi seçmene dokunuluyor Garip olmayan bir tesadüf: Şekıp İnal bu açıklamayı yaparken seçim- lere resmen katılan tek muhalefet teşekkülü olan Köylü Partisinin Ge- nel Başkanı Tahsın Demiray bir ba- sın toplantısında "müddeti ömründe böyle seçim görmediği" ni beyan e- diyordu. Tahsin Demiray 1946 yı hatırlıyacak yaştaydı. Bu iki ifade gösteriyordu ki yeni seçım ka- nunu biç de iyi işlememişti Bununla da kalınmadı. Sah gününe kadar, her Bu hafta şeye rağmen müstakiller tarafından kazanılan be- lediye seçimlerinin il seçim kurulları tarafından adeta birer birer iptaline şahit olundu. İptal edilen listeler a- rasında kalemle yazılmış olanlar da ardı. Bazı seçim kurulları kalemi BU AKİS, 26 KASIM 1955 Kıssadan Hisse Her şey gösteriyor ki Adnan Menderes bundan daha üç, dört yıl evvel istikbalinden en- dişe ediyordu. O tarihte parti- sinin Meclis gurubunda kürsü- ye çıkmış ve Allahına, kendisini Ahmed Emin Yalmanın dostlu- gundan koruması için dua et- mişti. Ama Allah, duasını kabul etmemekle de kalmadı, ona Dr. Mükerrem Sarol gibi, Nihad Erim gibi, Sefa Kılıçlıoğlu gibi daha başka dostlar ihsan eyledi. Şimdi, parlak bir istikbale namzet görünenler en emin yo- lun keçiyi sağlam kazığa bağ- ladıktan sonra Allaha emanet etmek olduğunu acaba anlıyabi- lecekler mi? “âlet" saymışlardı. Madem ki kanun âletle teksiri men ediyordu, o halde kalemle yazılmış müstakil lısteler hükümsüzdü! Acaba bu kurullar ka- lem kullanılmadan yazılmış lısteler mi keşfetmişlerdi? Allahtan ki Salı günü Ankaradaki Yüksek Seçim Ku- rulu bu saçma görüşü reddetti. Ka- lem, kanunda bahis mevzuu edilen teksir âletleri arasına ithal edilemez- Ama il seçim kurulları iktidara, elbette ki bilmiyerek, büyük bir dar- be indirmişler, bazı kimselere hâkim bulunan zıhnıyetı olduğu gibi ortaya koymuşlardı. İşte bütün bunlardır ki bir muha- lefet cephesinin lüzumunu inkârı gayrı kabil şekilde ortaya koydu. 19 'ların münakaşası Puma günü ıspatçılar adına iki mil- letvekili - İsmail yüz ve Safaeddin Karanakçı - C H. P. Genel Başkanını Mecliste ziyaret etmişler, aynı komisyona seçilen Fethi Çelik- baş ile Osman Bölükbaşı da yanyana resim çektırmışlerdı. Bunlar 19 ların toplantısında evvi tenkid olundu. ler daha ziyade taassup' gös- terenlerden gelıyordu Hatta gazete- YURTTA OLUP BİTENLER lerin bu ziyaretten — bahsetmelerini ve resmi neşretmelerini üzüntü mev- zuu yapanlar bile çıktı. Ama hepsi ünevver insanlar olduklarından hıslerıne kapamamaları gerektiği ha- kikati çabuk galebe çaldı P. Genel Başkanı öcü değildi; Osman Bölükbaşı da kimseyi yemezdi. Bilâ- kis muhalif partiler arasında bir prensıp ve mücadele birliğinin - re- jim — mevzuunda - lüzumu, kendisini az zamanda belli etti. Belediye se- çimleri, istikbaldeki seçimlerin cere- yan tarzı hakkında kâfi belirtiydi. Eğer muhalif partiler bu memleket- te rejimin kurtulmasını istiyorlarsa her şeyden evvel ve her şeyden mü- himi mevcut seçim kanunu, seçim emnıyetı mevzuunda — "vatan sathında" kesif bir kampanya açmak, bunları kendilerine bayrak yapmak mecburiyetindeydiler. Tâ ki Şekip İ- nalın anlattıklarını, bu hava ıçınde bir daha tekrarlamak imkânı orta- dan kalksın. Böyle bir kampanya aç- anın yolu ise bütün muhalefetin ay- nı safta birleşmesi, küçük hesapları bir tarafa bırakmasıydı. Üç büyük muhalefet partisinde de bu hakikati görmeyenlerin, gündelik politika gü- denlerin mevcudiyeti şbırlıgının ta- hakkukunu zorlaştırırsa da iyi e- tin her şeyi halledeceğine şüphe yok- tu. Düşı'inülen temaslar . de yeni partiye karşı en iyi hisleri duyan mesul, bizzat Genel Başkandı. İsmet Inonu ispatçıların hareketinin demokratik rejim mından ne kadar faydalı bır adım ol- duğunu daha ilk gününden görmüştü. nin Halk Partısıne bılhassa 1954 den bu yana gelmiş veya tevec- cüh göstermiş planları çekip alaca- ğım Genel Başkanın farketmemesine imkân Ama ileriyi gören bir polıtıkacı olarak İsmet İnönü, her parti gibi C.H.P. nin de ancak hür bir ıklım içinde muvaffakiyet sağlı- yacağını bildiğinden yeni partiye bir kardeş muamelesi yapmaya ve elin- den gelen yardanı göstermeğe hazır- dı. Bunun için kendi partisi içinde belki şiddetle mücadele etmeye mec- bur kalacaktı. Ancak bu mücadele- den galip sıkması ve partisini "mu- halefet arasında re]ım bahsinde ivaz- sız işbirliği politikası" na sürükleme- si çok muhtemeldi. ADAMLARDA İSTİKRAR DİYE BİRŞEY KALMADI YAHU!.. 9