YURTTA OLUP BİTENLER ama neticelerin delâlet ettiği mana Demokrat Parti erkanının dahi gö- zünden kaçmıyordu. En nikbin olan- :ard kanaatlerini şöyle ifade ediyor- ardı: —Biz tuşla kazanacagımızı sanı- yorduk hukm kazandık.." " n kazandık" lafı bu sözü kullanan zatın güreş terimleri hak- kında fazla malümata sahip bulun- mamasındandı. Yoksa söylemek is- tediği, Demokrat Partinin sayı he- sabıyla kazandığıydı. Sayı hesabıy- la galibiyetlerin son derece kolay- lkla sayı hesabıyla mağlubiyet ha- ---- alabileceği kimsenin meçhulü de- ğildi. Üstelik Demokrat Parti, Be- lediye seçimlerinde tasavvur oluna- bilecek en zayıf rakiple güreşmiş ve öteki pehlivanlar müsabakaya ka- tılmamışlardı. Milletin ise bunu fırsat itihaz ederek Demokrat Partiye a- demi itimat beyan ettiği ortadaydı. Nitekim Amerikalılar da aynı ne- ticeye vasıl olmuşlar ve meşhur Ne w York Herald Tribune bunu, Türk milletinin — demokratik rejime bağlı kaldıgının delili saymıştı. Ta- bii sadece bu re bile Demokrat Partinin rejimden uzaklaştığını ve- ya hiç olmazsa bu rejimin olmak vasfını keybettıgını ifade edıyordu Belediye seçimleri netice- sinin milletimiz hesabına — yurdun dışında da çok iyi karşılandığı anla- şılıyordu. Bütün bunlardan yükselen çatır- dı sesi karşısında, kulakları tiıkamak imkânsızdı. O bakımdan bir iki haf- tadan beri Demokrat Partinin bazı yüksek kademelerinde gemiyi tama- mile batmaktan kurtarmak gayreti sezilmeye başlamıştı. Ancak bun yolları hakında henüz kesin bir ka- rar verilmemişti. Evet, hakikat artık Prof. Fuad Köprülü Bekleyen adam Çankaya köşkü Sofracının anlaşılmıştı İşer İyi gitmiyordu. Yo- lun Demokrat Partinin ilk u- mumı seçımlerde iktidarı kaybetme- ziydi. Kaybedecekti. Bunu önlemek, partıyı yeniden "milletin sevgili par- tisi" haline getirmek lâzımdı. —An- cak* ne yapılmalıydı" İşte burada, ıkı fikir beliriyordu. Radikaller ve Idareı Hemen herkes ispatçıların akıbeti- nin Demokrat Partinin elinde ol- duğunu görüyor. Eğer Demokrat Parti kendisini derleyip toplarsa Hür- riyet Partisinin sebebi hikmeti orta- dan kalkacaktı. Fakat derlenip topar- lanılmazsa parti, suyu çekılen Timon haline gelecek ve bütün hayatiyet unsurları ispatçılara katılacaktı. Du- rum öylesine kritikti ki yeni bir se- çime gidilmeden ıktıdarın el değiş- tirmesi ihtimali vcuttu. De- mokrat Parti gurubıınun ekseriyeti Hürriyet Partisine geçtiği gün bir Demokrat hükümetin mecliste itimat almasına imkân kalmazdı. İşte bu noktadır ki, derde derman arayan- ları iki büyük kısma bölüyordu. Kı- sa görüşlüler tatmin edilmesi gere- ken hedef olarak D. P. Meclis guru- bunu alıyorlardı. Radikaller için mü- him olan ise umumi efkârdı. Geçen hafta içinde, müilletvekil- lerinin klübü olan Anadolu klübü de iki cümle revaçtaydı: "Bir şans daha verelim" ve "Artık kesip atma- lıya". Bu iki cümle iki ana fikrin ıfadesıydı Demokrat Partinin — en yüksek kademeleri dahi münakaşala- rını kesın bir netıceye bağlamamış- lardı. nakaşa müzakereler hü- lâumet başkanlıgı etrafında dönüyor- maslahatçılar Bir kısım kımselere gore Meeclis gurubunu, Adnan Menderesi muha- faza etmekle tatmın mumkundu. Or- işi arttı tada, cerahatli hale gelmiş yaralar vardı. Bunlara Menderes bir neşter attı mı, her şey temizlenebilirdi. Bir defa kimseyi memnun etmesine im- kân bulunmayan, üstelik pratik hiç bir faydası olmayan ıskat hakkı me- selesi tedavülden kaldırılırdı. Buna mukabil hükümet bizzat ispat hakkı- nın özünü gerçekleştiren Ur tasarı getirir ve bunu Meclisten geçirirdi. Bir takım şahıslar Başbakanın etra- fından uzaklaştırılır, bunların içinde Genel İdare Kuruluna kadar yııksel- mişler mevcutsa onların ayağı ora- dan kaydırılırdı. Dedikodu mevzuu olan hadiseler Meclise getirilir, orada aydınlatılır, suçlular varsa cezalan- a karşı hiddet ve şid- det gösterilerinden vaz geçilir, hava yumuşatılır, kısaca fırtına zararsız- ca atlatılırdı. Bir kere tehlikeli dal- galar bertaraf edıldı mı, bulutlar sıy- rıldı mı Allah keri Ondan sonra iktidarın 1958 de de hangı yollardan muhafaza olunabileceği hususu dü- şünülür, serin kanlılıkla bir plân ya- pılabılırdı Böyle düşünenler daha zi- yade Partinin bugünkü sevk ve ida- resi mesuliyetini paylaşanlardı. Fa- kat pek kısa görüşle hareket ettikle- rine şüphe yoktu a Ötekiler daha realist duşunuyor- lardı. Meclis grubunu bir üstakil unsur saymanın imkânı yoktu. Grup, memleketteki temayülleri aksettiri- yordu. Mühim olan umumi efkârdı. Umumi efkâr tatmin edilmedikçe her tedbir muvakkat olmaktan ileri gidemezdi. Belki metod değiştirmek- le Adnan Menderes kabinesi itimad alabilirdi, ama Demokrat Parti kur- tulmuş sayılmazdı Demokrat Parti- nin kurtulması ıçınse yepyenı bir kadronun yepyeni bir ruhla iş başı- na gelmesi gerekiyordu. Bir kadro ki mazide hatalar yapıldığını itiraf ede- AKİS, 26 KASIM 1955