Kitabın ilk sayfalarından bu ne- ticeyi öğreniriz. Asıl roman da bun- dan sonra başlar. Bu derece silik bir adamın, böylesine sade bir ölümün- den ne çıkar ki? Hele, bu neticeyi Ok sayfalardan da öğrendikten sonra? İşte Jules Romains'in büyük sanatçı- lığı buradan başlıyor. Aynı binada — oturdukları — halde, komşuluk bile etmeyen, katların bi- rer, ikişer odalarına sıkışmış bir a- partman halkı var. kapıcısı var. Kasabı var. köyde, ölmeye Godard'dan önce hak kazanmış, yaşlı bir ana baba var. Posta arabasında, - trende bir takım yolcular var. Köylüsü var. Godard'ı tanıyan tanımayan, hatırlayan ya da hatırlamayan bir takım insanlar var. Bütün bunların arasında bir de "ö- lüm" olayı, değişik çevrelerde değişik şartlar altında yaşayan, bırbırlerıyle ve Godard'la ilgileri he olmayan veya az olan bu kımselere, nasıl tesir eder? Bir insan bir "ölüm" İçin ne der? Ne yaparlar, ne düşü- nürler? İşte roman bize bunları ve- riyor. Godard'ın ölümünü ilk gören ka- pıcıdan başlayarak, apartman halkı- na, çelenk için para toplayan küçük çocuklara, babasına, posta arabasın- da veya trendeki yolculara, Malabrais sığırtmacına, mezarlığa gidilirken yolda kavga eden işçilerle polislere kadar, bu olayla uzaktan veya ya- kından ilgili, değişik hayatları, inanç- ları, arzulan ve düşünceleri olan - sanların, ölümü ilk duyduklarından, Godard'ın mezarlığa — götürülmesine kadar, nasıl bir psıkoloıı ıçınd ol- duklarını öğreniriz. İnsanoğlu'nun iç hayatı, ölümle münasebeti korkunç bir ustalıkla gözümüzün önüne seri- livermiştir. Bu aslında, ne tren ma- kinistliğinden emekli Jacgues Go- dard'ın, ne ihtiyar babasiyle anasının ne kapıcının, ne apartman halkının romanıd ır. Bu, insanoğlunun iç haya- tını, "ölü e karşı davranışını a- çıklayan, aşagı yukarı hepimizin ro- manı. Roman'dakiler birer vasıta o- luyor. O kadar "Roman" ı, kitabın sayfa sayısı ile ayıranlar vardır. Bizde bir çok edebiyat öğretmeni, romanı "iki yüz sayfadan fazla”" ol- ması şartına bağlar de "Hıkaye- dir de "büyük hikâye" dir. dam öldü" 96 sayfalık bir kitap. Bir okuyun bakalım, işinin ehli, sanatının erbabı bir sanatçı 96 say ada nasıl bir "roman" veriyor. "Roman" la 'hi- kâye" yi kendi özel şartlarında de- ğil de, sayfa sayısında arayanlar i- in de bu kitap, bu bakımdan, ayrıca faydalı olabilir. Jules Romains, 27 ciltlik "İyini- yetli İnsanlar" adlı bir dev romanın da yazarı olduguna gore, ine “soluğu az" bir ya Az sayfada, çok mancı, bizlere bir kere daha, sanat serinin adını, sayfasının sayısında AKİS, 28 KABIM 196S KİTAPLAR Bakkal dükkânlarında ansiklopedi satışı Palo Alto (Callf) Bakkal dükkânı deyince bizim ma- halle bakkalları gelmesin aklı- nıza, Palo Alto, küçük bir kasaba- dır. 40,000 nüfuslu. Türkiye'den ay- rılmadan önce haritaları boş yere karıştırmış, fakat bu kasabanın a- dını bulamamıştım. Palo Alto'da, başka şehirlerde daha büyük veya daha — küçüklerini — bulabileceğiniz çeşitli şirketlerin bakkal dükkânla- rından bir hayli var. Uzunlama- sına kocaman bir mağaza. Taze et, taze sebze, mutfak eşyası, ayakka- bı boyası, hazan yastık, hattâ Be- ethoven'in Dokuzuncu Senfonisi' nin iyi bir orkestra eliyle çalın- mış plâkları gibi şeyleri de bulun- duran bu dükkânların kapısına, Ab- dülhak Hâmidinm — dedesi gibi "N © ararsan bulunur!" levhasını asmak kaabil. Bunları gördükten sonra, satılmasın? Bu ardan bazılarında cep ki- da satıldığına göre yadır- gamamak lazım. Ne var ki, bu an- siklopediyi kitapçıda bulamazs ınız. Kitabı basanla bakkal dükkânını işleten şirket arasında yapılan an- laşmaya göre satılıyor. Şehrin gazetesinde, kocaman sayfayı kaplayan ilândan veya pos- ta kutunuza bırakılan el ilânından, mağazanın birinde ansiklopedi sa- tışına başlandığım — öğrenirsiniz. Şartlar basittir : 25 ciltlik ansıklo- pediyi, her hafta bir cildini almak suretiyle altı ayda tamamlıyacak- sınız. Her perşembe günü - neden- se hep perşembeler - yeni cilt raf- ta sizi beklemektedir. İlk cildi 25 cent'e verirler. 25 cent'i bizim para- mızla değil, Amerikan parasiyle dü- şüttünüz; zira, 25 cent'e bir paket ekmek alırsınız. Yalnız o gün en az iki buçuk dolarlık alış veriş etme- lisiniz. Bundan sonrası kolaydır. Her cilt 99 cent'e satılır. Burada üç cent de vergi alırlar. Tine doları geçer. Unutmıyayım da hatırlata- yım, Burada her şey dokuzlarla sa- tılır. On dolarlık eşya da dokuz do- lar doksan dokuz centtir. Yahut 80 dolarlık elbiseyi vitrinde 79,95 diye gösterirler. Vergileri de üzerine koy- unuz mu ön dolarlık eşya on dola- rı aşar, elbise de size seksen ile seksen beş arasında bir fiyata mal olu Eğer, cent'leri teker teker hesaplarsanız bu dokuzlu satış kâr- h da görünür. Yine bu araya sıkış- tırayım : kitaptan vergi alınmasına aklımız ermez. Amerikalılara söy- lersiniz. Bu defa onlar sizin kaygı- değil, eserin içinde aramak gerekti- ğini öğretiyor. Tahsin Yücel, tertemiz Türkçe- siyle, bize güzel bir eser daha kazan- dırmıştır. Piyasayı dolduran tercüme eserlerin, o insanın tüylerini diken S.N. ÖZERDİM nızı anlamazlar. Demek ki burada kitap çok satılan şeyler arasında- dır; vergi alınması hayret uyandır- az. Ben bula bula, bu açıklamayı bulabıldım. Ansıkloped nin birinciden son- raki ciltleri için bir şart yoktur. Kaç paralık alış veriş ederseniz e- diniz cildi almağa hak kazanırsı- nız. Böylece altı ayda, tam bir an- siklopedi sahibi olmak işten bile de- E ğildir. Kolaylık yalnız taksitte de- gıldır Amerika'da kitap ucuz sayıl- Cep kitapları, daha iyi kâğı- da basılmış ciltsiz kitaplar ucuzdur; ama yeni çıkan bir kitap, hangi pa- ra ile hesaplarsanız hesaplayınız, adamakıllı - pahalıdır. 25 dolara 25 ciltlik ansiklopedi almağa imkân yoktur. Kitabı basanla bakkallık şırketının işbirliği ansiklopediyi u- cuza getiriyor. Hemen her şehirde şubesi bulunan şirket, ansiklopedi- den pek çok satabiliyor. Dokuz ay çi o Alto'da dört çeşit ansik- lopedi satıldı Demek bu çeşit sa- tışlar böyle sürüp gidiyor. Ameri- kalılar, zengin ve kültürlü iseler, Encyclopedia Britannica'yı veya 150 dolardan aşağı olmamak üzere da- ha mütevazı ansıklopedılerı alırlar. Orta halliler de bakkal dükkânla- rından sağladıkları ile yetinirler. Sonra, bu orta hallilerin bir kısmı, bakkalda görmediği takdirde, an- siklopedi almayı aklına getirir mi? Kitabı basan da kazanıyo atan da. Fakat, bizim olçulerımızle duşu- nülürse, en kazançlı yine AD oku- yucudur Ansiklopedi tamamlandıktan sonra, son ciltte ya bir kart, yahut- da bir zarf bulursunuz. Eksik cüt- leriniz varsa, yerinden isteyebilirsi- niz. Fiyat değişmez. Sonra, kitap- tan çıkan kartı doldurup yollarsa- n ileriki faaliyetlerinden bir garantiye sahipsiniz : an- siklopedinin yıllık eklerinden sizi haberli edecekler; bazı özel yayın- ları size ucuza teklif edeceklerdir. Üstelik teminat da verirler: "Bu kartı yollamakla bir mecburıyet yüklenmiyorsunuz. oldur ve gönderin! "Üç cent masrafı da size yüklemezler. Pul bedeli, kart yeri- ne varınca ödenecektir diken eden berbad Türkçelerini dü- şündükçe, Tahsin Yücel'in, usta çe- virmesi bir kere daha ve ayrıca de- ger kazanıy adam öldü" okunacak bir kitaptır. 21