Celal Yardımcı Cevap dahi alamıyor da temeli hurrıyet ve fikre saygıdır. Sıyası ahlâkın inkişaf ve istikrarı i- çin ilk akla gelecek tedbir partisin- den ayrılan bir mebusu mebusluktan da ayırmak degıl maha ananesini bir an evvel kur- maktır." Evet, bu yazıya Celâl Yardımcı kızmasın da, kim kızsındı? "Siy: ahlâk" lâfının bir silah gibi nutuk- larda kullanıldığı böyle günlerde bu balonun, hem de ilmin iğnesiyle pat- latılıvermesıne tahammül etmek ko- Bun'('lan bir buçuk yıl evvel, meselâ Seçim Kanunundaki tadilât mese- lesi Meclıste görüşülürken bir Üni- versıte profesoru fikirlerini böylesine surca ve mertçe soyleseydı derhal kıyame tler kopar, iktidarı ir fikir na yaraşan alesinin neşrinden bu yana on gım geçmış bulunuyor Tek akıs sudur: Tıss.. Anay profesö- üne ne bir cevap verılebılmıştır ne de idari tedbir almak yoluna sapıla- bilmiştir. Zira Osman Okyar mesele- sinde Senato tarafından bir rapor hazırlamak mevzuu tetkik ile vazife- lendirilen üç ilim adamı Üniversite profesörlerinden beklenilen şeyin ne olduğunu ve "siyasete karışmak" ta- birinden nenin anlaşılması gerektiği- ni hiç bir tereddüde mahal bırakmı- yacak şeki lde ortaya koymuşlardı. Üniversite "ilme saygı" — prensibine bağlı kaldıktan ve kendi muhtariye- tine sahıp çıktıktan sonra ne yapıla- bilirdi ki. Son haftanın, Belediye se- AKİS, 19 KASIM 1955 Kapaktaki profesör YURTTA OLUP BİTENLER Prof. Hüseyin Nail Kubalı 1949 senesinin bir akşam üzeri yataklı vagonlardan birinin kom- partımanının penceresinden — kır saçlı, orta boylu ve ıyı gıyınmış hır insan d.şarı bakıyordu. İsm - seyin Nail Kubalı idi. Istanbul U- niversitesi: Hukuk Fakültesinde profesördü. Hüseyin Nail Kubalı, o gün si- nirli olmasa bile, üzgündü. Hükü- metin, yeni milletvekilleri seçimi kanununun bir ihtisas heyetinde, bir ilim heyetinde hazırlanmasına karar vermesi üzerine Ankara'ya çağrılmıştı. Bu ilim heyeti, partile- in ve hükümetin tekliflerini ele a- lacak, tetkik edecek, medeni âle- min vazettiği prensıplen ve tatbık— ettiği kaideleri göz önünde tuta cak, bir kanun tasarısı lıazırlaya- caktı Demokratik rejime geçisin n büyük merhalelerınden birisi o- lan serbest seçimi temin edece kanunun hazırlanışı memlekette büyük bir alâka uyandırmıştı. Geç- miş devirlerin sert ve tek elden i- dare tarzına alışmış bir büyük par- ti, C.H.P., imi memlekete yer- leştırmek ıçın başta milletvekille- ri seçimi olmak üzere, her şeye bü- yük dikkat sarfedıyordu Mılletve killeri seçimi kanununun bir ilim heyetinde hazırlanması bu bakım- dan dikkate şayandı ve rejim için büyük bir ilerleme idi. İlim heyetinin haşkanlıgım dev- rin Targıttay Başkanı - yeni ikti- darın eski Adalet Bakanı ve söz- cüsü - Halil Özyörük yapıyordu. Halil özyörük bir Yargıtay Baş— kanı idi a zaman zaman hükü- mete raporlar vermekten de kaçın- mıyordu. Demokrat Partinin gayri kanuni bir parti olduğunda ısrar e- diyor, hattâ kapatılmasını istiyor- du. İlim heyetinde müzakereler çe- tin oluyordu. Her meselenin tavaz- zuhnnda profesorler, haşta Hüse- n Nail Kubalı, ne kadar israr e- dıyorlarsa Halil Özyörük de tama- men aksine meseleyi ters taraftan tutuyordu. O günlerin en hararet- li münakaşası adli teminat mevzuu idi, Demokrat Parti buna şiddetle taraftar görünüyordu. Halil Öz- yörük aksi kanaatte idi ve Hüse- yin Nail Kubalı'nın ileri sürdüğü adli teminatı partilerin hangi se- beplerden istediklerini tahkik et- mek lüzumuna bir türlü yanaşmı- yordu. Sert konuşmalar oldu, n ticede Hüseyin Nail Kubalı teklı- finin reye konulmasını istedi. Bey- lerin neticesi Haili Ozyoruk ün mağlübiyetini gösterdi ve Özyörük kızgın bir ifade ile "Teklifiniz ka- bul edildi, partilere adli teminat mevzuunda ne duşu d klerım so- racak yazıyı da siz z" dedi. Nail ubalı partilere gönderile— cek yazıyı kaleme aldı ve bu yazı butun gazetelerde intişar etti. Hüseyin Nail Kubalı muhtar bir üniversiteye bir ilim adamıydı, bır profesördü Her şeyden önce ilmin çizdiği y lu tercih ederdi. 1950 tarihli se- çim kanununu hazırlayan ilini he- yetinin, başkan Halil Özyörük yü- zünden başka bir yola sevkedildi- ğini gormekle üzülüyordu. Neti- cede bir gün, ilim heyetinden isti- Naıl Kubalıyı tekrar ilim. dönmeğe rlayanlar, kendısınden bunu ıstıyenler oldu. Fakat, Hüseyin Nail Kubalı ilmin kendisine çizdiği istikameti değiş- tirecek insanlardan değildi ve fik- rinden dönmedi 1950 de iktidar değişti. İktidar ile birlikte memleketin idaresinde de yeni bir şekıl arayanların ba- şında Profesör Hüseyin Nail Kü- balı gelıyordu Fakat herkes gibi da umduğunu bula adı. Halk Partısının mallarını alan kanunun çıkışından sonra, sert makaleler yazdı ve bu meseleyi hukuk zavi- yesinden ele alarak şiddetle tenkid etti. Senelerce evvel, Dördüncü Ta- rih Kongresinde İstanbul Üniversi- tesi adına verdiği raporda dediği gibi "hak ve adalete dayanmıyan kuvvetin yıkamaya mahküm oldu- ğuna" in; ordu ve bu inançla çi- zılen hayat çızgısınden asla ve as- la inhiraf etmiyordu. Bütün haya- tı demokratık esasların memlekete e fa ettı lanan raporun tespitinde büyük rol oynamıştı. Hüseyin Nail Kubalı, 1900 sene- sinde Niğde'de doğmuş, İstanbul li- sesini bitirmiş, Hukuk Fakültesin- den mezun olduktan sonra, Paris- te hukuk doktorası — yapmıştı Memlekete dönüşünden sonra, Is- tanbul Unıversı esınde vazife al— İnandığı dâva büyük sevinç duyacak başında geliyordu. Üniversitenin, talebeye kuru hukuk terim ve bil- gisi vermekle iktifa etmesinin a- leyhinde olan Hüseyin Nail Küba- h, son yazdığı makale ile de, inan- dığı meseleleri cesaretle ele alan bir insan olduğunu herkese gös- termiştir.