İKTİSADİ VE MALİ Dış Yardım Binilen bir dalın kesilmesi Geçen sene, bütçe müzakerelerinde, milletvekillerinin üzerinde ehem- miyetle durmak istedikleri bir mesele vardı. Marshall plânı mucibince Av- rupaya yapılan yardımların artık ar- kası kesilmek üzere idil Yardım teş- kilâtı Başkanı Harold Stassen de, başka bir vazifeye nakledilmiş bulu- nuyordu. Avrupada kalkınma hareke- ti normal seyrini tamamlamış, fakat Türkiye, Yunanistan ve Cenubi İtal- yada iktisadi şartlar henüz düzelme:- mişti. Yardımın kesilmesi, harici te- diye muvazenesi gün geçtikçe bozu- lan memleketimizde menfi tesirler doğurabilirdi. Hükümet, değişen şart- lara göre döviz siyasetini nasıl ayar- lıyacak Adnan Möenderesi kız- Bu ikaz, dırmıştı 1954 seçimlerinden sonra Amerikaya gittiği vakit, Adnan Men- deres ile Harold Stassen arasında yardımın gelecek senelerde de devam etmesine dair bazı görüşmeler cere- yan etmiş ve bir tebliğ neşredilmiş- Fakat Washington hükümeti, for- mel bir taahhüt altına girmemişti. Fatin Rüştü Zorlu Konsey statüsünü okusa 12 Stassen'in yardım teşkilâtı başkanlı- ğından ayrılması, başbakanın Ame- rika seyahatinden aldığı müphem ne- ticeyi sıfıra indirebilirdi. Fakat bu meseleyı meclis komisyonunda anlat- mağa ne lüzum vardı? Adnan Men- deres, öfke dolu gozlerını Stassen'den bahseden hatibe çev irerek dedi ki: "Stassen giderse, yerine Mtassen ge- lir. Yardımı ondan alırız." Adnan Menderesin yardım mese- lesi hakkında verdiği cevap, bir ke- lıme "Oyunundan ibaretti. Fakat o ta- erde, Avrupa Konseyindeki dele- geler Türkiye başbakanı gibi düşün- müyorlardı. İktisadi yardım, ancak hesaba ve plâna dayanarak hükümet- lerin elde etmeğe hak kazanacakları bir imkândı. Gaye bütün Avrupalıla- ra müreffeh hayat şartları temin et- mek olduğuna göre, henüz kalkınma hareketini tamamlayamayan millet- lere bu fırsat verilmeli idi. Düşünülen yenı pro_ıeden Üç mem leketin istifade etmesi bahis mevzu- uydu: Cenubi Italya, Türkiye ve Yu- nanistan. Bu üç memleketten, en u- yanık davranan İtalya olmuştu. İtal- yan Parlamentosu azasından Vanon! bir plân hazırlamış ve alâkalı mıllet- ler arası teşekküllere kabul ettirmiş- ti. Türkiyede ise, henüz tertip edilmiş bir plân yoktu. Sadece bir plânın lü- zumlu olup olmadığına dair münaka- şalar cereyan etmekte idi. Aynı gün- lerde, Avrupa Konseyi tktisad Ko- misyonu Başkanı Federspiel'in de bu- lunduğu bir heyet Türkiyeyi tanımak ve Türk devlet adamlariyle görüşmek üzere memleketimize gelmişti Fakat Başbakan, meşguliyeti fazla oldu- ğundan, heyeti kabul etmemişti. Ken- dilerini kabul eden bir bakan ise, "plân" kelimesini müstehzi bir eda ile karşılamış ve heyete şunları söy- lemişti: "Türkiyede hükümet iyidir, iktisadi vazıyete hâkimdir ve mem- leketin iyiliği için çalışmaktadır. İk- tisadi sahada bir sıkıntı ve endışemız yoktur. Bazı bedbin iktisat nazariye- cılerının söylediklerine sakın aldan- ' Heyet, avdet ettikten son- ra, bakanın sözlerine ait zabıt hülâ- sasını bastırmış ve memleket ihtiyaç- ları hakkında hükümetin görüşünü i- fade eden bu vesikayı alâkalılara da- ğıtmıştı Bu parlak beyanatın verilmesin- den az sonra, Demokrat Parti Meclis grupunda Türkiyeyi Avrupa Konse- yinde temsil etmek üzere yeni bir heyet seçilmişti. Heyet azasından Fethi Çelikbaş ve Feridun Ergin, Konseyin iktisat komısyonuna ayrıl- mışlardı. Cenubi Avrupa mleket- lerının iktisadiyatını tetkık ve kal- kınma yollarını tesbit ile vazifeli ça- lışma gurupunda, Feridun Ergin es- ki heyet azasından Müuhlis Ete nın yerını almıştı. Paris muhabirimiz Ay- demir Balkan'ın o zaman tafsılatı ile yazdıgı gibi, Feridun Erginin çalış- ma, grupu toplantılarında yaptığı u- Zuri aslı konuşmalar gayet mü- sait bir intiba uyandırmıştı. Grup a- SAHADA Feridun Ergin Hadise yaratan adam zası, verilen izahatın Vanoni plânı gibi yeni ve orijinal bir formül ve ra- pora esas olabileceğini düşünmüşler- di. Çalışmaların tamamlanması için Eylüle kadar vakit bırakmışlardı. Eylülde, çalışma grupu Pariste toplandı. Toplantıları takip etmek ü- e Amerikadan da bir mütehassıs gonderılmıştı Türkiyenin durumunu görüşmek için, muhtelif memleketle- re mensup milletvekilleri ve senatör- ler Avrupanın dört bucağından kal- kıp gelmişlerdi. Fakat hayret!.. Ra- por ve plânın esaslarını tesbit eden bu heyete, Türkiyeden kimse katıl- mamıştı. Feridun Ergin, son dakika- da, yerine Demokrat Partiye bağlı bir mılletvekılı gönderileceği bildirilerek hareketten alıkonulmuştu. — İstanbul hadıselerınden birkaç gün sonra ce- reyan eden içtimada Türk milletve- kilinin bulunmaması, yalnız üzüntü değil aynı zamanda şüphe yarattı. Derhal tahkikat açılmasına karar ve- rildi. Pariste bulunan Trabzon mil- letvekili Muzaffer Harunoğlu, daimi komisyonda izahat vermeğe davet o0- lundu. affer Harunoğlu partiden çıkarılan Feridun Erginin gönderil- mediğini, fakat kendisinin memleket dahilinde hürriyetlerine tam olarak sahip bulundugunu ve hâttâ hareke- tinden önce onunla görüşmüş oldu- ğunu söyledi. Yunan murahhasından izahat Feridun Ergin, Türkiye hakkında hazırlanan raporun tamamen ya- pım bir karakter taşımasına çalış- mıştı. Urfa Milletvekili, hükümetin iktisadi hatalarım memleket haricin- de teşhirden bir fayda gelmiyeceğine kani idi. Harici temaslardan müsbet ve fiili neticeler istihsal edilmesini AKİS, 19 KASIM 1955