YURTTA OLUP BİTENLER soylemektedırler Belediye seçimleri- nin D. P. sözcüleri tarafından resmi tefsiri ne olursa olsun, neticelerin bu görüşü kuvvetlendirecegine zerrece şüphe yoktur. Seçimler iktidar par- tisinin Meclis gurubu Üzerinde de ay- nı Aaksülâmeli yapacaktır. Adnan Menderesin istifası ancak o mülâha- zayla kabul edilir ve yeni kabineyi kurmak vazifesi ancak o mülâhazay- la Fuad Köprülüye verilir. Ancak on- dan evvel sertlik yolunun bir defa daha denenmesi ihtimal haricinde de- ğildir. C.H.P. Kaynaşmayı yazıyor! Ankarada Ulus meydan nda, Yeni şehire giden otobüs ve troleybus- lerin kalktıgı yerde gazete leri günün her saatinde gari "Anasını, Ora andan hü kumetler çekıl ler kurulur, istifalar» olur, yet adlı gazeteyi satanlar "Halk Pa tisi. içindeki kaynaşmayı yazıyor , "İnönü - Gülek ihtilaf mı yazıyor" di- ye haykırışıyorlardı. Cumhuriyet Halk Partisi, —Kurultayını i Demokrat i gazete man leriyle toplantının — havasını hazırlı- orla H Kurultayının yaz ayların- da yapılması gerekiyordu. Fakat par- tini evk esini deruhte eden- Siya- si hava son derece gergindi. İktidar, bilhassa radyo vasıtasıyla muhale- eş püskürüyor, yapılmadık is- nat bırakmıyordu. C.H.P. buna rağ- men yıllık toplantısını aktedebılırdı. Fakat partide asıl beklenilmek iste- Kongresıy- di Kurultayı toplamak sırası gelmişti. İktidardan düştüğünden bu yana C. H. P. toplantılarını daima munta- zaman yapmıştı. Toplantılardan şu ve- ya bu netice alınmıştı. Ama Kurul- tay senelerce geriye atılmadığından teşkilât içindeki kaynaşmaların kök- leşmesine mani olunmuştu Toplantımızın yeri H.P. liler arasında toplantının ta- hakkında mutabakat, fakat yeri mevzuunda ihtilâf vardı. Herkes Kurultayın 1955 senesi içinde yapıl- masına taraftardır. Bunu temin mak- sadiyle Parti Meclisi,fevkalade bir içtima aktedecek ve tarihi ilan ede- cektir. Şimdilik akılda olan gün, 26 Aralıktır. Fakat Kurultayın yeri bahsinde muhtelif t"ıkırler çarpışmak- tadır. Bir çok C.H.P toplantının Örfi İdare mmtakası dışında yapıl- ması için ısrar etmektedir. Bunlara göre Eskişehir biçilmiş kaftandır. O- rada delegeler istedikleri gibi konu- şabileceklerdir. Ancak bunun mahzu- ru ortadadır. C.H.P. büyük alayişle 10 Parti Meclisi toplantısı için Bur- salara kadar gitmiş, fakat sanki Bur- sada Örfi İdare yasaklarına toptan mugayir hareketler yapılıyormuş ze- habı uyandırıldıgından tebliğden ne basın bahsetmişti, ne de zaten hazır- lanan metinde dışe dokunan bir hu- sus bulmak kabil olmuştu. Şimdi Ku- rultay Ankarada değil de Eskişehir- de yapılırsa, toplantı umumi efkârın gözü önünden kaçırılmış gibi olacak ve ehemmiyetini çok kaybedecekti. Sonra, Örfi İdarenin her türlü de- mokratik faalıyetı sekteye uğrattığı intihamı uyandırm mak da doğru değil- di. Bir siyasi parti, Örfi İdare mın- takasında pek âlâ toplantılarını ya- pabilir ve bu idarenin, dokunulmasını memleket —menfaatları bakımından zararlı görerek yasak ettiği muayyen mevzulara dokunmaksızın istediğini söyleyebilirdi. Nitekim tenkid hürri- Faik Ahmet Barutçu Çiçeksiz yaz olur mu? yeti ortadan kalkmış değildi. İhtimal ki bu hususları göz ön de tutarak Kurultayın başkentte ve umumi efkârın gözü önünde yapıl- masını isteyecekler galip gelecekler- dir. Umumit efkârın murakabesı, en kuvvetli teminat yerine geçecektir. Küçük ve büyük meseleler Memleketin böylesine mühim bir devrenin eşiğinde bulunduğu bu sırada pek çok C.H.P. li Kurultayın bir tüzük tadilâtı veya sen-ben çe- kişmesi Kurultayı değil, prensip me- selelerinin ele alındığı toplantı hüvi- yetini taşımasını arzu etmektedir. Tüzük meseleleri ileriye atılabilir. A- ma Kurultayda C.H.P. rejim bahsin- de muhalefetin görüşlerini kristalleş- tirmek, bayrak açmak mecburiyetin- de görülmektedir. Dâvalar tek tek e- le alınmalı, âdeta bir "Demokrasi Misakı" hazırlanmalıdır. Öyle bir mi- sak ki rejim mevzuunda , müşterek bir cephe kurmak zamanı geldi mi. misakın ana prensiplerine öteki mu- halefet partileri de katılabilsinler. Zi- ra gerek tecrübesi, gerekse kökleş- miş vaziyeti dolayısiyle C.H.P. alem- darlık yükünü hâlâ muhafaza etmek- r bu yapılacak yerde delegeler gündelik politikaya kendilerini kap- tırırlar, Parti Meclisi tebliğlerine ka- dar geçen nal ve mıh sıkıntısını Ku- rultayın esas mevzuu yapar, bir ta- kım beylik teraneleri tekrarlamakla iktifa ederlerse, C.H.P. halkın naza- rında çok şey kaybedecektir. Büyük seçimlere şunun şurasında İki yıl kalmıştır. Ana muhalefet partisi o zaman vereceği savaşın, plânlarını bu günden yapmalı ve esaslarım tesbit ederek seçim gününe kadar kullana- cağı "slogan" ları bugünden hazırla- malıdır. Bundan başka parti, büyük kütleye ciddiyet ve vekar bakımından ibret dersi vermeli, mevcut şüpheleri dağıtmalı, itimat telkin etmelidir. Şahsiyetler meselesi Gerçi C.H.P. de, demokratların ar- zuladıkları gibi bir çekişme mev- »Sekreter Kasım Gülek meselesi, par- tinin dikenli — meselelerinden belki de başlıcasıdır. Güleksiz olmaz. Ama hâdiseler gös- sadece Kasım Gülekle İkisinin arasını bulmak, Genel Sekreterin etrafına daha tem- sili bir heyet seçmek lâzımdır. Faik Ahmet Barutçunun bulunmadığı İs- mail Rüştü Aksal'ın dışarda bırakıl- dığı bir C.H.P. merkez idare kurulu düşünülebilir. mi ? Kasım Gülek.. onunla beraber otekıle- rin de mutlaka ve mutlaka .H.P. gördüğü kimselerin ayağım partiden çekmek İçin elinden geleni yapmıştır. Ama bugün şahsi endişelerden kurtulmuş olması gere- kir. Hadiseler kendisini partinin ta- bii Genel Sekreteri haline getirmiştir ve o mevkiini amansız muhalifle- ri dahil, hiç kimse münakaşa etme- mektedir. Fakat partinin iktidara bu kadar yaklaştığı bir sırada hususi mülâhazalarla ayırıcı rol oynamakta devam etmek ve partiye - iyi kulla- nıldıkları takdirde - dünyanın en bü- yük faydasını sağlayacak sevilmiş şahsiyetleri dışarda bırakmak hata- dır. Toplayıcı rolü oynamak Gene Başkana düşer. Bir müddetten beri partiyi fiilen o —sevk ve idare et- mektedir, politikasını o çizmektedir. Kurultayda da, daha doğrusu Kurul- tayın havasını hazırlamakta da onun bilfil çalışması fikir ve kanaatleri ni belli ederek kuvvetlerini çekip çe- virmesi gerekmektedir. Su da C. . P. ye lâzım olan Lozandaki mu- rahhas değil. Garp cephesindeki ku- mandandır. İsmet İnönünün o sıfat- a hareket etmesi ve kuvvetlerini za- fere götürmesi pek âla beklenilebilir. AKİS, 19 KASIM 1955