19 Kasım 1955 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 14

19 Kasım 1955 tarihli Akis Dergisi Sayfa 14
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İKTİSADİ VE MALİ SAHADA larken, üç memlekete yapılması iste- nen yardımlar hakkında verilen tak- ririn kabul edılerek Bakanlar Heye- tine sunulmasını teklif etti. Avrupa Konseyindeki Demokrat milletvekillerinden — yalnız — Zeyyat Mandalinci söz almıştı. Zeyyad Man- dalinci raporun, Türkiyede bazı mın- takaların kâfi nüfus kesafetine sahip bulunmadığını belirtmesine itiraz et- ti. Demokrat milletvekili bilakis Tür- kiyede nüfus fazlalığı oldugunu ileri sürdü ve misal olarak Karadeniz mın- takasını gösterdi. Nüfus fazlalıgının işsizliğe yol açtığını ve bir sosyal da- va haline geldiğini anlattı. Kış mev- siminde on binlerce insanın ış aramak üzere İstanbul, İzmir ve sair büyük şehırlere gıttıgını söyledi. Mandalin- ciye nazaran, Anadolunun geniş me- sahasına aldanmamak lazımdır. Zira uçsuz Anadolu topraklarından bir kısmi işe yaramamaktadır. Kış mev- simi Anadoluda "cehennemi" bir manzara arzetmektedir. Tabiat Tür- kiyeye karşı cömert davranmamıştır İyi bir mahsul alabilmek için üç şart vardır: sonbaharda yağm ur, kışın kar ve ilkbaharda tekrar yağmur. Bu üç şarttan biri tahakkuk —etmezse, mahsül durumu kötülemektedir. Tür- kiyede ziraat ıslah edilmelidir. Ba- rajlar bu maksatla yapılmaktadır. Avrupadan Türkiyeye fen heyetlerı, suni gübre, makine ve traktör gön- derılmesı bir şey ifade etmez. Avru- a Konseyinin küçük bar a_ılar ye su ıslerım tahakkuk etti rmege ehemmi- yet vermesi lâzımdır Mandalinciden sonra konuşan Da- nimarkalı Bogholm, Karadeniz sa- hıllerını zıyaret ettiğini, - buralarda nüfu: ikaten kesif — olduğunu, söylediği gibi Türkiyenin toprak bakımından kifa- yetsiz sayılamıyacağını, imkânsızlık yuzunden toprağın kıy- metlendirilemediğini söyledi. Ziraatın bilhassa su derdinde olduğunu belirt- ti. Alman delegesi Leverkuehn, So- muncuoğlunun müdafaa ettiği tekli- fe itiraz etti. Alman mebusu Dante- nin İlâhi Komedisinde hatâ işleyen insanların mütemadiyen aynı daire içinde dönüp durmalarını hatırlattı ve takrirlerin de aynı şekilde umumi heyetten komisyonlara, komisyonlar- dan komitelere ve komitelerden tek- rar umumi heyete neticesiz ve mak- satsız bir şekilde havale edilip dur- masına taraftar olmadığını söyledi. Leverkuehn takririn Bakanlar he- yetine havalesinden ış çıkmıyacağmı, yardımın ancak hükümranlığı temsil eden meclisler tarafından ya- pılabileceğini, bu mevzuun doğrudan doğruya parlamentolar huzuruna gö- türülmesinin daha doğru olacağını i- leri sürdü ve Amerikan yardımından "fonds non remboursables" denilen tahsisatın Avrupa hükümetleri tara- fından Yunanistan, İtalya ve Türki- ye için kullanılmasını istedi. Komisyon Başkanı Federspiel, Türkiyenin nüfus kesafeti hakkında Mandalinci tarafından ortaya atılan goruşe tamamen iştirak edemiyeceği- ni, Leverkuehn tarafından yapılan teklifi memnuniyetle karşıladıgını, davanın ruhunu finansman mesele- sinde görmek lâzım geldiğini ve bu husus üzerinde iktisat komisyonunun çalışacağını ifade etti Bundan sonra Turk delegelerinin İtalya, Yunanistan ve Türkiyeye hi- be ve kredi verilmesine ve yabancı ser- maye yatırımlarının teşvik edilmesi- ne dair sundukları takrir okundu. Türk delegeleri, bu takrirle her halde Paris toplantısında kaçırılan fırsatı telâfi edeceklerini ve Fatin Rüştü Zorluyu mesul vaziyetten kurtara- caklarını düşünmüşlerdi. Federspiel, takririn iktisat komisyonuna hava- lesini istedi ve kabul ettirdi. Hararetli müzakereler Aynı gün, iktisat kkomisyonunun gece toplantısında Türk delegele- rinin verdikleri takrir hararetli mü- zakerelere mevzu teşkil etti. Yunan- hlar Türkiyenin sebebiyet verdiği ge- cikmenin kendilerine tesir etmemesi lâzım geldiğini söylediler ve Yuna- nistana yardim meselesinin Türkiye- ye yapılacak yardımdan müstakil o- larak mütalâa edilmesini istediler. Federspıel ve Çselikbaşın müdahale- eri ile Yunan teklifi bertaraf edildi. Müteakiben İtalyanlar hariçten iane mahiyetinde yardım istemekte Tür- kiyenin serbest olduğunu, fakat ken- di memleketleri için hibe kabul etmi- yeceklerini bıldırdl . Hibe: sistemi- nin mahzurlarını ve m nevi aksülâ- mellerini ızah ettiler. Onların haklı tenkidine Fethi Çelikbaş oldukça uvvetli bir cevap yetıştırebıldı Di- ğer delegeler Türkiyenin henüz bir iktisadi hesap planı hazırlamadığını ve hazırlamağa da niyetli gözükme- diğini, bütün hesap unsurları meçhul bir talebi karşılık tutarak kredi açı- lamıyacagını ve sermaye gönderile- miyeceğini belirttiler. Bu tenkidleri cevaplan* bizzat Başkan Federspiel dırı Çalışma grupunun yaz toplan- tısında plân mevzuuna dair gayet en- teresan müzakereler cereyan ettiği- ni, ayni müzakereleri tekrarlamanın vakit kaybına sebebiyet vereceğim, fakat takrir çalışma grupuna havale edildiği takdirde orada mütalâa edil- mesinin faydalı olacağını, Türkiye Buyuk Millet Meclisine plân mesele- si hakkında görüşünü tesbit için za- man bırakmak gerektiğini söyledi. Bu suretle inkişaf etmemiş Cenu- bi Avrupa memleketlerinden Türki- yeye ait iktisadi müşküllerin halli, bir mevsim daha gecikmiştir. Parti mülâhazasiyle alman keyfi bir karar, memleketin tahakkukuna şiddetle ih- tiyaç duyduğu büyük ve mühim bir projenin menfaatlerimize uygun kuv- vetli bir tez halinde hazırlanmasına mani olmuştur. Bu engeli ortaya çı- karanlar, hiç şüphesiz memleket! karşı hesabını vermekle mükellef ol- dukları bir mesuliyet altına girmiş- lerdir AKİS, 19 KASIM 1955

Bu sayıdan diğer sayfalar: