Galipler ve mağlüplar Galatasaray haksızlık olurdu. Sürpriz: zayıfın kuvvet- liyi tesadüfen yenmesiydi. Halbuki İstan- bulspor'un Fenerbahçe'ye Beykoz'un Be- şiktaş'a Emniyet'in Beyoğluspor'a karşı elde ettiği neticeler hiç bir zaman tesa- düfi değildir. Hatta mağlup olmasına rağmen Adaletin haftanın en başarılı takımlarından biri olduğu söylenilirse mübalâğa edilmiş olunmaz. Maçların cereyanı eride bıraktığımız haftanın Çarşam- a günü yağmurlu bir havada karşı- laşan Fenerbahçe - İstanbulspor zorlu bır mücadeleden soma sahadan 1 bere ayrıldılar. Oyunun başından ıtıba— ren hücum insiyatifini ellerine alan Sarı - Siyahlılar zaman zaman Fenerbahçe ka- lesini çok müşkül pozisyonlara sokuyor- du. Çamurlu sahada sağ açık mevkiinde Fikret'e yer verilmesi keza idareciler ta- ralından afaroz edilen sol bek Basri'nin sol insaide kon takımın tertibinde gerek idarecilerin ve gerekse de Markoş'- un düştüğü hatayı açıkça gösteriyordu. Büyük maç eride bıraktığımız haftada gazetele- rin spor sahifasini bilhassa Adalet Galatasaray maçının söylentileri işgal et- mekte ini O kadar çok balon ve o derece çeşitli haberler uçurulmuş ve muhayyele- den takımlar ilân edilmişti ki doğrusu hakikatle hangısının alâkası olduğunu kestirmek güçtü. Maçın neticesi şampi- yonluk üzerinde mühim rol oynuyordu. Her iki takam da lider durumda bulun- makta idiler. Pazar günü Mithatpaşa Sta- dınım hali görülmeye değerdi. İğne atıl- sa yere düşmezdi tâbiri bu vazıyette ga- yet cömertçe kullanıldı. Hızlı ve seri bir tempo ile maça başlayan Adalet daha akıncı dakikada K. Erol'un kaydırdığı bir pası gayet soğuk kanlı bir şekilde kul- AKİS, 5 KASIM 1955 gene lider laman Salim vasıtasiyle 1 - O galip duru- a yükselmişlerdi. Uçuncu hafta büyük takımlara azizlik ediyor sözü ortalığa ya- yılırken Sarı - Kırmızılı takımın bir an- da beraberliği temin ediverdiği görüldü. Adalet cidden güzel oynuyordu. Yeni transfer edilen Arjantinli Oscarın üst üste savurduğu sert şütleri kaleci Turgay güçlükle defedebildi. İkinci devre de ge- ne ayni şekilde Adalet'" in baskısı altında geçtiyse de Sarı - Kırmızılı takım bu çe- tin m cadeleden galip çıkmasını bıldı Suat'ın müdafaanın tereddüdünden fay- dalanarak yaptığı gol Adalet kalecisinin af edilmez hatası yüzünden ağları buldu. Bu hafta yapılacak olan Beşiktaş - Ga- latasaray maçı şampıyonlugu bir derece- ye kadar tayin etmiş olacaktır N. S. Atletizm İstanbul birinciliği Y ağan yağmur sebebile çamur hale ge- leni pistin üzerinde beş on tane atlet bir o kadar hakem ve sayısı çok çok el- liyi bulan seyirci kütlesi önünde yapılan İstanbul atletizm bırıncılıgı geride bı- raktıgımız hafta sona ermiş bulunuyor Doğrusu bu derece acıklı ve hüzün verici bir manzaraya Mitihatpaşa Stadı bugüne kadar şahit olmamıştı desek mübalâğa et- miş olmayız. sabakanın yapılıp yapıl- mayacağını, dogru dürüst biten dahi yok- tu... Gazeteler daha ziyade haftanın fut- bol maçları ile meşgul oldukları için at- letizme fazla yer ayırmamışlardı. Sönük, hem de kelimenin tam müânasiyle hare- ketsiz devam eden müsabakaların netice- sinde Fenerbahçe 92 puvanla birinci, 6 puvanla Beşiktaş ikinci 17 puvan- lada Karagücü üçüncü olmuşlardır Üç atlette yarışlara katılan Galatasaray an- cak 14 puvan temin edebilmiş ve bu sı- SPOR nıflamada dördüncü olmuştur. Elde e- dilen dereceler ise son derece düşüktür. İçersinde üzerinde durulmaya değer e- hemmiyet taşıyacak bir tek derece yok- tur denebilir. 100 metrede birinci gele- nin derecesinin 11.2 oluşu 10.000 metre- de <34.05,6> ve sırıkla atlamada çıtanın 3 metre 10 santimde bulunması derece- lerin duşuklugunu gostermeye yarıyacak canlı birer misallerdir. Doğrusu is- tenirse ü n devam eden bu müsaba- kaların ajanlık tarafından neden İsrarla yapılmak istendiği anlaşılamamıştır. «lllâ yapılmış olsun düşüncesile hareket edil- diği ve faaliyet programında gösterilmek maksadiyle hiç birşey yapmamış olmak- tansa biz yaptık elimizden bukadar ge- lir ne yapalım atletizm alâka görmüyor» denmek istendiği gözden kaçmıyordu. Atletizmin alâka görmediği bir hakikat- ti. Fakat bu bizzat teşkilâtı idare eden- lerden gelmekte idi. ÜUç günlük müsaba- kaları takip eden, atletizm severler son defa Mithatpasa stadından ayrılırken: «Üç ay evvel şehrimizde yapılan Balkan şampıyonasının gördüğü alâkaya bak bir de şu İstanbul birinciliğinin hali ile mukayese et» diye söyleniyorlardı. Vakıa her hâdiseyi bir nisbet dahilinde ölçmek lâzımdı. Müsabakalar, taşıdığı ehemmi- yete ve cazibeye göre alâka toplamak- tadır. Bu bakımdan elbetteki seyirci ye- künu Balkan şampiyonasındaki olamazdı. Fakat parmakla sayılacak ka- dar az da olmamalıydı. Alâkalı şahısların bu müsabakalardan sonra ne leri hakikaten meraklı bir mevzu idi. Onların önümüzdeki günlerde bu yaraya parmak basacakları ve dâvayı halletmek için gayret gösterecekleri hiç bir zaman tahmin edilmiyor. Susmak, her zaman ol- duğu gibi efkârıumumiyede beliren men- fi havanın yatışmasını beklemek için ye- gâne kurtuluş yolu idi. Basketbol Teşvik turnuvası ir müddetten beri İstanbul'da bulu- nan sportif oyunlar federasyonu baş- kanı Faik Gökay muhtelif mevzularda hummalı bir faaliyet gostermış ve onda yapıl: arkadaşları lamıştır Dogrusunu söylemek icap eder- i sert harekelerinden vaz- geçmış gozukuyordu Muteaddıt toplantı— arda hale denemezdi. Bir teşkilâtın başında o- lan şahsın elbetteki diğer arkadaşların- dan daha fazla sözü geçmesi lâzımdı. Bu sebeple Faik Gökay'ın bu seyahati ve 1 için «müsbet» kelimesi kulla- nılabilirdi. Geçen hafta Cumartesi akşa- mı Spor ve Sergi Sarayımn tribünlerinde beş bini bulan bir meraklı kütlesi yer almıştı. Saat 17 den itibaren müsabaka- lara başlandı. İlk karşılaşmayı Türkiye şampiyonu Galatasaray ile Kadıköyspor yaptılar. Galatasaray Yalçın Granit'in 33